70. Bölüm

5.4K 544 79
                                    

Erzurum da her şey rutininde yol alırken Nazife Hanımın gelişi ev halkına da bolca keyif getirmiş gibiydi. Her şeyden önce Turna'nın bir anda evlerine gelen yaşlı kadın ile arasındaki bağı dibine kadar hissetmişler ve böylelikle bir anda hayatlarının ortasında neşe kaynakları gibi girmişti. Güzel sohbetleri ve yerinde nasihatleri tüm ev halkında sohbet etme hissi oluştururken iki günde yıllardı tanışıyorlarmış gibi bir samimiyet ve bağ oluşmuştu. Günler birbirini kovalarken salonda oturmuş ev halkı yemek masasından kalkalı on dakika olmuştu. Çayın demlenmesini beklerken gündemden haberdar olmak için televizyon başına kurulmuşlardı. Aslında Nazife Hanım gelene kadar böyle bir alışkanlıkları olmadığı gibi nedense kendi telaşlarının peşinde koşarken akıllarına dahi gelmiyordu. Gerçi diziler dahi aile yapısını hedef alması yanı sıra konforlu hayatlar sunarak herkes böyle yaşıyor kafasını vererek insanların içten temelini çökertmeye çalıştıkları için de izleme gereği duymayıp, dini sohbetler eşliğinde günlerini bitirmeyi seçiyorlardı.

Hafize Hanım geldikten bir gün sonra haberlerde Melda Hanımın öldüğünü duyduğunda bir süre şok olmuş ekrana takılı kalmıştı. Anılar gözünün önünden geçerken hıçkırığını bırakmış ve dayanamayıp Turna'yı aramış ve Turna telefonu açar açmaz "Müsait değilim ama neden aradığını tahmin ediyorum sultanım. Bilgi veremem ama üzüleceğine değmez. Olması gerekiyordu. Bil ve bu süreçte haberlerde her gördüğüne inanma" diyerek kapatmış ve her şey göründüğü gibi değildir sözünde takılıp kalıp sitemle "Ah şu kız. Gizemli konuşmaktan yorulmuyor." dedikten sonra kendine koltuğa atıp düşünmüştü. Sadece "Turna üzülme dediyse, bir bildiği vardır." diye düşünüp olayı öğrenene kadar üzülse de üzüntüsünü göstermek istemiyordu. Ev halkıyla düşüncelerini dağıtmayı başarmış ve rutin hayatına devam etmişti.

Çocuklar ise internette takılarak televizyonu unutuyordu. Fakat Nazife Hanım eve ayak bastıktan sonra ilk adımı haberler ve haber kanalları olmuştu. Hatice merakını daha fazla içinde tutamayarak "Neden haberleri hiç kaçırmıyorsun?" diye sorduğunda "Alışkanlık işte kızım." dedikten sonra daha açıklamalı olsun diye sözlerine devam etmişti.

"Turna aldığı dosyalar hakkında bilgi vermezdi. Bende merakımdan sürekli konularını bildiğim haberleri takip ederdim. Birde haber bültenlerini sunan bir genç var o Turna'mın duruşuna hayran olduğunu, adını vermeden sürekli belirterek aldığı davaları yakından gözlem altına alır ve daha çok bilgi verdiği için bende öyle öyle derken haber kolik olup çıktım. Şimdi Turna'm da burada yok ya istemsiz daha baskın düşüyor. Bazen uzaklara gitmek zorunda kalırdı ve benim bilgi alabilme kaynağım haberler olurdu. Şimdide yok. Belki bir haber alır iyi olduğunu bilerek rahat ederim dedim." demişti. Hatice, Turna Hanımı öz kızı gibi benimsemesine şaşırmıyordu artık. Yüzüne gülümsemeyi kondurup "Eee Teyzem arasan ya! Bu kadar merakta kalana kadar?" diye fikrini sunmuş, Nazife Hanım ise gülümserken "Giderken, ben aramadan bana ulaşma dedi." diyerek geriye yaslanıp elinde kumanda kanalları dolanırken "Hah işte bak bu sunucu." diyerek Turna'nın hayranı olan ve sürekli haberlerde yaptıklarını ve kötüleyenlerin aksine doğruları anlatan haberciği göstermişti.

Hatice adamı görünce şaşırmıştı. Evet sürekli bir savcının adaletinden bahsediyordu ama isim kullanmadan davaların sonucunu sunup sonrasında birkaç defa böyle savcıların hala olması istemsiz bizlere bir umut olduğunu lanse ediyor gibi sözlerini duymuştu. Merakına yenilerek "Teyze sen nereden biliyorsun ki Turna Hanım olduğunu?" diye sorunca Hazife Hanım eskilere dönüp gülümserken anlatmaya başlamıştı.

Son Hıçkırık (Savcı ve Komutan güçlü kadın serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin