26 - Akla Düşen Maviler

4.7K 239 112
                                    

Heyecanla hazırlanıp evden çıkmış beş dakika gibi kısa bir sürede Okangilin evinin önüne gelmiştim. Sabahki halsizliğim ve yorgunluğumdan eser kalmamıştı. Elzem'in burada, yanı başımda olduğunu bilmenin huzur hissini doyasıya yaşıyor bulunuyordum.

Zile abanıp kapının açılmasını uzun bir süre beklemiş, açılmadığını fark edip kaşlarımı çatarak daha uzun çalmıştım. Beş dakika geçmesine rağmen açılmayan kapıyla 'Herhalde evde değiller.' diyerek kapının önüne oturup gelmelerini beklemeye başladım.

...

Yarım saat sonra açılan kapıyla şaşkın bakışlarım kapıya dönerken kapıdan çıkan Elzem, yerde oturmuş bekleyen benle göz göze gelip hızla gözlerini kaçırarak tekrar eve girmişti. Tam kapıyı kapatacağı esnada daha ne olduğunu anlayamadan hızla oturduğum yerden kolumu kapıya uzatıp kapatmasını engellemiştim.

Anlam veremediğim tavrıyla ne yaptığını sorgularken kapıyı kapatmaya daha çok zorladığını görüp tüm gücümle ittirmiştim. Kapının arkasındaki kadın sonunda pes edip çekildiğinde ayağa kalkıp karşısına geçtim.

"Ne oluyor Elzem? Bu abuk subuk hareketler ne böyle?"

Sorduğum soruyla gözlerini kaçırıp yere bakmaya başladığında tek kaşımı kaldırmıştım. Neden beni bu denli istemediğini, neden benden bu kadar kaçtığını anlayamıyordum.

"Elzem, biraz konuşabilir miy-"

"Giray. Beni bu kadar düşünüp geldiğin için teşekkür ederim. Dün için de ayrıca teşekkürler. Seninle şu an görüşmek için yeterli mentaliteye sahip değilim. Lütfen, git."

Kalbimin sıkıştığını hissederken yutkunmaya çalışmış ama başarılı olamamıştım. İçim cayır cayır yanarken hala kapıyı ittiren kadının gözlerinin içine dolu dolu olmuş gözlerimle baktım.

"Neden istemiyorsun beni?"

Sorduğum soruyla onun da gözlerinin dolmaya başladığını fark edip kurduğum cümleyi sorgulamıştım. Onun canını yaktığımı anladığımda soruyu hiç sormamış olmayı diledim. Elim yüzüne doğru uzandığında başını çevirmiş, bir elini kaldırıp durmamı işaret etmişti.

"İstemiyorum Giray. Anla beni."

Tekrar büyük bir çabayla yutkunmaya çalışıp bu defa başardığımda derinlerden gelen, kırık çıkan sesimle içimi döktüm.

"Elzem neyi anlayayım? Ne anlattın ki ne anlayacağım? Önce anlat, sonra de bana 'anla beni' diye. N'olur, yalvarırım anlat."

Elzem'in ağzından önce bir hıçkırık kaçmış, ardından gözlerinden yaşlar boşalmaya başlamıştı. Orada dikilip ne yapacağımı bilemezken Elzem ellerini yüzüne kapayıp yere dizlerini kırarak çökmüştü. Hıçkıra hıçkıra ağlarken elim ayağıma dolanmış, sadece izlemekle yetinebilmiştim.

"Anlamıyorsun Giray. Ben anlatmadan anlamıyorsun. Neden anlamıyorsun beni? Olup biten her şeyi gözlerimden bile anlamaz mıydın sen? Neden şimdi kızıyorsun bana? Neden?"

Her bir hıçkırığında yapacak bir şeyler aramış, yavaşça yanına sokulup bir elimi omzuna dolamıştım.

"Tamam. Özür dilerim, haklısın. Sakinleş. Öyle konuşalım. Olur mu?"

Elzem başını reddetmek için iki yana salladığında itiraz kabul etmeyen otoritemle susturmuş, o susana kadar sırtını patpatlayıp yanında oturmuştum.

...

"Baştan başlayabilir misin, lütfen?"

Elzem ağlamaktan şişen gözleriyle karşımdaki sandalyede otururken elleri tırnaklarında beni onaylamış, gözlerini bir saniye bana çevirmemişti. Sakinleştiği gibi çantasını alıp evden ayrılarak bir kafeye gelmiştik. Karşılıklı şekilde oturup içeceklerimiz gelene kadar tek kelime etmeden ben Elzem'e, Elzem ellerine bakmıştı.

KARIMIN SEVİŞTİĞİ ADAM - GAY (YARI TEXTİNG)Where stories live. Discover now