KARIMIN SEVİŞTİĞİ ADAM - GAY (YARI TEXTİNG)

3 - Yeni Seks Partneri

"Lan mal, ben sana demedim mi kestirme diye bir şey yok o bar için diye? He?"

"Ya sus. Kafamı karıştırıyorsun. O yüzden oldu kesin."

"Senin kafana sıçayım Okan. Lan 2 saattir dolanıyoruz. Çek arabayı sağa ben süreceğim."

"Ya siktir git. Vermem."

Buluşup arabaya bindiğimizden beri susmayan Tufan ve Okan ikilisi yüzünden başım ağrımaya başlarken başımı ovdum.

Azcık sessiz tartışsalar ne olurdu?

Evlerinden aldıktan sonra arabayı sürmekte ısrarcı davranan Okan'ı kırmayıp arabayı ona vermiştim. O da kestirme yol diye ne idiği belirsiz sokaklara sokmuştu.

Gereğinden fazla yüksek tonda süren tartışmalarına dayanamayıp ikisinin de enselerine birer tane şaplak atarken acıyla inleyip öne doğru kıvrılmışlardı. Okan bana dönüp ters ters bakışlar atarken yüzümdeki ifadeyi görünce gülümseyerek önüne dönüp özür dilemişti.

Başımı ovmaya devam ederken sonunda sessizlik içerisinde geçen 5 dakikalık yolculuğun ardından Okan, Tufan ve ben bir mekanın önüne gelmiştik. Kapıyı açıp kendimi dışarı attığımda aldığım derin nefesle şükrettim.

Diğer iki dangalağın arabadan inip yanıma gelmelerini beklerken telefonumu elime almıştım. Saat dokuzu gösteriyordu. Gerçekten de mekanı bulmaları bir saatimizi almıştı. Alnıma vurup bu iki salakla dışarı çıkmayı planlayan aklımı sikmek istiyordum.

Sonunda itişe kakışa yanıma geldiklerinde enselerinden kedi gibi kavrayıp girişe yönlendirmiştim.

...

Sıkıntısız bir şekilde içeri giriş yaptıktan sonra ben en ücra köşedeki içki masasına doğru ilerlerken diğer ikisi peşimden ellerini önünde birleştirmiş suçlu gibi melül melül bakarak geliyorlardı. Vaziyetimiz sırıtmama sebep olurken kendimi koltuğa bırakıp yüzlerine baktığımda sırıtışım ciddi anlamda genişlemişti.

Ne olursa olsun seviyordum işte bu pezevenkleri. Sırıtışım üzerine rahatlayıp yanımdaki koltuklara yerleşip yayıldıklarında garson gelip siparişleri almıştı.

Ben ağır bir şeyler isterken, Okan bana eşlik etmiş, Tufan ise arkamızı toplayacak bir adam kalsın diye hafif bir şeyler tercih etmişti.

...

Tıklım tıklım olmaya başlayan mekanda gömleğimin açılan iki düğmesi ile elimdeki şişeyi tepeme dikip kollarımı kanepe desteklerine yasladım. Arada bir yudumlayarak içtiğim içki aklımı tamamen uyuşturmaya başlarken deli gibi sırıtıp duruyordum. Daha büyük yudumlar almaya başlamamla Tayfun yavaşlamam için beni uyarmıştı.

O sırada masanın üzerinde titreyen telefonumu zar zor fark edip uzanmıştım. Serhat beni arıyordu. Gelmeyeceğini söylememiş miydi?

"Alo?"

"Neredesiniz siz abi ya?"

"Gelecek misin?"

"Aynen. Gelmeye çalışıyordum da bir türlü bulamadım amına koyduğumun barını."

Onaylayan mırıltılar çıkarıp telefonu yüzüne kapattığımda hızlısından bir konumu atıp telefonu tekrar masaya bırakmıştım. Şu an kimseyle konuşasım yoktu. Kafam bayağı kıyak olmuştu.

Tufan kim olduğunu sorduğunda 'Serhat' demem yeterli gelmişti. Bakışlarımı üzerinden çekip elimdeki şişeye tekrar döndürdüğümde birkaç tur sallayıp kendi kendime güldüm. Neye güldüğümü bile bilmiyordum ama çok eğleniyordum.