23.Bölüm

19K 1K 148
                                    


Nerde kaldın aq yazarı kitabı unuttuk diyenler için...

Bölüm sonundaki açıklamayı da okursanız ^^

...

''Ben dedim, Almeda'yı okula ben götüreceğim.'' dediğinde Toprak, Arat'ın tehditkar bakışlarına maruz kalmıştı. 

''Baba, şu imalat hatası oğluna bir şey söyler misin!?'' dediğinde Arat gülmemek için kendimi zor tutmuştum. Toprak Arat'a hamle yapmak için ayaklanırken Arat, 'emin misin' bakışı atıyordu. O sırada babamın sırıtan suratı birazdan söyleyeceği şey için çok eğleneceğinin habercisiydi.

''Bir şey.''

Babamın sırıtan yüzüyle söylediği cümleden sonra Arat göz devirdi. ''Off baba!''

''Sus lan bulaşık kolpağı! İkiniz de götürmüyorsunuz. Bugün kızımı ben götüreceğim okula.''

''Başka peder? Almeda'yı okula götürmek için kalktım da geldim.'' dedi Toprak ve yeniden yerine oturdu.

''Gençliğimin hatası canım oğlum, diyorum ki kızımı bugün okula ben götüreceğim.'' 

''Ya babam adam...'' diye lafa girip ayaklandığında Toprak, babam kaşlarını çattı. Söyleyeceği şeyi söylemek istediğine emin misin der gibi bakıyordu. Toprak ayaklandığı koltuk kenarına kalçasını tekrar koydu.

''Peki, sen götür bakalım pek kıymetli kardeşimi.'' diyip bana döndü ve gülümsedi. ''Ama almaya ben gideceğim ona göre!''  dedi. Biz mi? Bizse bahtsız bedeviler gibi ayakta dikilmiş bu üçlünün bizi daha doğrusu beni okula kim götürecek tartışmalarını izliyorduk Eren ve Batı'yla. Yankı da kapıya yaslanmış bizi dinliyordu olaydan bağımsız bir şekilde.

''Yoo! Kim demiş?'' dediğinde babam Eren gülmüştü. Gülmesine karşılık Arat ensesine bir tokat yapıştırmıştı. Ben ve Batı birbirimize baktığımızda son 15 dakikadır tuttuğumuz gülüşümüzü serbest bırakmıştık.

''Aman ne kıymetli kızınız varmış!'' diye mırıldığında Yankı, yüzümdeki gülümseme solmuştu.

''Sana bir şey diyen oldu mu?'' dediğimde yüzü düştü. ''Seninle konuşan mı var?'' dediğimde sinirle, bu muhabbetlerden sıkıldığı belli olan Yankı susmuştu.

Babam da sıkılmış olacak ki ''İtirazı olan varsa ve yiyorsa kızımı okuluna bıraktıktan sonra odama gelebilir.'' dedi. Bu sözünün üzerine gülen Arat, ''Babam odasına gelenlere fantezilerini gösterecek.'' dedi gülerek ve Toprak'a göz kırptı.

''Yalnız yalnız takılırız işte oğlum. Ne güzel!'' dedi ve ardından güldü. Ben, Eren ve Batı senkronize bir şekilde dış kapıdan çıkarken babam da ardımdan çıkmıştı. Arat ve Toprak'ın seslerini hala duyuyorduk.

''Gördün mü abi, Almeda'ya harcadılar bizi!'' dedi Eren isyan edercesine. Bu sözünün üstüne Batı Eren'in ensesine yediği ikinci tokatı yapıştırdı ve ''Almeda için ne yapsak az lan! Ne biçim laf o?'' diye şakayla karışık kızdı. Bakışlarımız kesiştiğinde birbirimize gülümsedik şirince.

''Çok konuşmayın lan eşek sıpaları, yoksa döverim sizi.'' dedi şoför koltuğuna otururken. Sonra bana çevirdi dikiz aynasını. ''Sen hariç kızım.'' 

...

Okula geldiğimizde sınıflarımıza dağılmıştık ve şu an ilk teneffüsümüzdeydik. 

Yanlışlıkla doğan ikiz kuzenlerim, her gün okulda beni gizli gizli izliyorlarmış meğer. Kız kuzenim de varmış ve tek kız kuzenimmiş. Ailede ben ve ondan başka kız da yokmuş. Baba tarafından varmış bir iki tane ama... Onlar uzakta oldukları için pek görüşemiyormuşuz.. Kız kuzenimin ismi Melda'ymış. İsim benzerliğimizden dolayı bana kafayı taktığı söyleniyor. Benimle konuşmayı çok istiyormuş. Hatta dayanamayıp benimle daha önce konuşmuştu da. Bir keresinde voleybol oynamıştık beraber, kantin sırasında hep sağımda, solumda, arkamdaymış ayrıca. Deniz'le benimle konuşmak için yakınlaşmış, arkadaş olmuştu. Denizle beraber yanıma geldiğinde bir kaç kez konuşmuştuk. Tabi ne ben ne de Deniz, onun kuzenim olduğunu bilmiyorduk. Ama sürekli etrafımdaymış benden habersiz. Bunu nasıl başardığını bilmiyorum ama voleybol kavgasında onun yüzünden disipline gittiğim, kavga ettiğim kızın da okuldan ayrılmasını sağlamış. 

Almedaजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें