"

380 28 5
                                    

"Yarencim sence bu oyun burda bitcek mi? Tabiki hayır."
Adamlar üstümüze doğru yürümeye başlamıştı. Ferdi ve Karlos adamlarla yavaş yavaş birbirlerine ölümcül bakışlar atıp yaklaşıyolardı. Karlos ve Ferdi adamların üstüne atladılar. Atlar ağlamaz adamlar onlara yumruk attılar. Karlos yere düşüp bayıldı. Ferdi de yere düştü kalkmaya çalıştı ama kalkamadi.
"Karlos Karlos"
"Şimdi sıra sen de" dedi o kız.
İlk işim dükkândan fırlayıp deli gibi koşmaya başladım. Adamlar müthiş hızlı koşuyodu. Arkadan da o kız.
"Gel buraya Yareenn" diye bağırdı. Ben tabi ki Ceyhunların evine koşuyodum. İnşallah Ceyhun evdedir. Ceyhunların evine varıp kapıyı deli gibi çaldım. Kapıyı Ceyhun açtı. Ceyhunun arkasına geçtim.
"Yaren napıyosun?"
"Ceyhun onlar o adamlar benim geçen dövdüğüm kızın adamları. Karlosu bayilttilar Ferdinin de durumu kötü beni de öldürecekler."
"Noluyo gençler?" dedi Ceyhun
"Bi şey olmuyo amirim arkadaşlarla insan gibi konuşalım dedik üstümüze saldırdılar biz de kendimizi savunduk napalım?"
"Doğru mu bu Yaren?"
"Doğru canım doğru! Zaten ben de insanlarla tanışmak için önce kendimi kovalatır, sonra polisin evine gidip iftira atıp tanışırım zaten!"
"Haklısın Yaren."
Ceyhunun merkezden çağırdığı polisler gelip adamları götürdüler. Ve o kızı. Ben yine dükkâna koşmaya başladım. Dükkâna vardığımda Karlos ve Ferdi dövüldükleri yerden kaldırılmış, pansuman yapılmıştı. Hemen ikisinin yanına koştum.
"Karlos,Ferdi iyi misiniz?"
"İyiyim Yaren iyiyim" diyip geçiştirdi Ferdi.
"Karlosum?" dedim daha yeni pansuman yapılmış yarasına dokundum.
"Ah" diyerek geri çekti Karlos kafasını
"Pardon Karlos"
"Bi şey olmadı Yarenim merak etme"
"Ben dükkândan çıkınca noldu?"
"Bi kişi daha vardı daha doğrusu varmış. Ben bayıldığım için Bilmiyom. Ferdi anlattı. İşte o kalan adamda iyice dövmüş ama ben bayılmamış olsaydım böyle olmazdı."
"Kurban olurum ben sana ya çok acıyo mu yaran?"
"Sen benim kanayan yaramsın kabuk bağlamazsın kanarsın."
Tebessüm ettim Karlosa o kadar çok seviyorum ki onu. Kirli sakalları, derin derin bakan gözleri, hayatımın anlamı.
"Çocuklar!" bu Kandemir abiydi.
"Abim?"
"Çocuklar noldu?"
"Abi işte Yarenimin dövdüğü kız adam toplayıp Yareni dövmeye gelmiş."
"Eh be kızım be!"
"Abi bi eve gitsek."
"Tamam oğlum hadi siz çıkın biz de geliyoruz."
Biz eve yürüyerek gitmeye karar verdik.
"Karlos olum ben Kandemir abinin yüzüne bakmaya çok utanıyorum ya."
"Üzülme Yarenim be geçmiştir siniri belki hem ödeştiniz geçmiştir be siniri."
Karşıya baktığımda büyük bi kavganın olduğunu gördüm.
"Olum burda noluyo ya?"
"Uf bu kavga çok büyük ya ayıramayız."
"Aslında başlamamış daha durduramaz mıyız?"
"Durduramayız."
Evet yapmanın sırası geldi. Bunu yapabilirim. Hadi Yaren hep bunu bekliyosun hadi. Yap şunu artık.
"Gençler!" diye bağırdım. Hepsi susup bana baktı. Karlos da soran gözlerle bana bakıyodu.
"Herkesin hayatına kimse karışamaz." diye bağırıp koşmaya başladım. Ayni zamanda kahkaha atıyodum. Karlos da arkadan koşuyodu. Eve doğru koştuk. Evin önüne gelince
"Manyak mısın kızım sen?"
"Olum işte kavgayı engelledik en azından bi süre."
"Demek siz oydunuz." dedi bi ses.
"Buyur?" dedi Karlos.
"Ben Murat. Sizin kavgadan sonra takip ettim. Gerçekten çok cesurca bi davranıştı."
Lan bu bana mı yavşıyo?
"Sanane olum." dedi Karlos
"Ya ben buraya yeni taşındım. İsterseniz bugün bize gelin."
"İstemeyiz canım hadi." dedim
"Ama çok kırılırım."
"Kırılırsan kırıl." dedi Karlos
"Yani nasıl isterseniz."
"Hadi gitmiycen mi sen daha ya!"
"Tamam gidiyorum sonra görüşürüz."
"Görüşmeyelim canım."
Eve girdik Karlos da ben de çok sinirliydik. Kapıyı Karlos sertçe kapattı.
"Allah'ım ya gelmiş çok cesurca bi davranıştı. Benim karım lan sanane."
"Hayır bak adama evliyim diyorum hala tanışalım diyo yavşak lan bu."
Biraz fazla yüksek sesle konuşmuş olmalıyız ki yukarıdan Kandemir abi indi.
"Noluyo çocuklar neye kızdınız böyle?"
"Ya Mert midir Murat mıdır nedir gelmiş karıma yavşıyo."
"Tamam tamam gecin. Zaten bi daha Allah bilir ne zaman görceksiniz."
"Daha yeni bu mahalleye taşınmış." dedim.
"Bakıyorum da çok iyi dinlemişsiniz Yaren hanım?"
Çok mu iyi dinlemişim? Ha bi de Yaren Hanım ha?
"Yaren hanım ha?"
"Evet Yaren hanım."
"Noldu Yarenime? Noldu balıma? Valla helal olsun. Adam karına sarktı diye adama kızıyosun. Ama mesafe koyduğun kişi ona sarkıyo diye sinirlendiğin karın. Helal olsun valla ne diyim?"
Yuh lan ne biçim cümle hiç bi şey anlamadım. Sinirli sinirli odama girip kapıyı sertçe kapattım. Sonra bi tane daha sert kapı kapama sesi geldi. Yuh Karlos bana niye sinirli lan? Bu böyle zaten birisine sinirlenir sonra oradaki en alakasız kişiye patlar. Hayır burda atar yapacak birisi varsa o da benim ona noluyo? Kapıyı açtım. Karşıya doğru bağırdım.
"Sana noluyo lan ben atar yapıyom. Ergen gibi kapıyı sinirli sinirli kapatmalar falan?"
Karlos da kapıyı açtı.
"Sen sanki kapıyı sinirli sinirli kapatmadin ben mi ergen oluyom burda?"
"Ben sinirliyim çünkü sana!"
"Ben de sana!"
"Allah Allah niye ya?!"
"Adamı Maşallah can kulağıyla dinlemişsin. Sözleri aklından çıkmıyo."
"He cıkmıyo. Adamı bi güzel dinlemişim ki senin sesin yanında hiç bi şey be."
"Kim? Benim sesim? Madem o kadar kötü sesim var niye o kadar düet yaptın?"
"Yani onla mı düet yapsaydım?"
"Valla istersen yap ama ben yaninda olmayınca büyük bi düşüşe geçersin."
"Hahayt benim sesimdi be şarkılarımızı güzel yapan."
"Kim? Senin sesin? Güldürme beni kızım ya?"
"Konuyu nerden nereye getirdin be?"
"Aynen niye kavga ediyoduk biz?"
"Ya bi git ya!" diyip kapıyı kapattım. Ardından bi kapı kapatma sesi daha geldi. Sonra bizim odadaki kapı yavaşça açıldı. Derya gelmişti.
"Kuzum?"
"Derya?"
"Noluyo ya?"
"Ya işte bi tane adam bana sarkti ben de adam bu mahalledeymis dedim çok iyi dinlemişsin diyo."
"Oha buna mı kızmış?"
"Ya o değilde biz hiç birbirimizin sesine laf etmezdik o çok ağır oldu."
"Haklısın Yaren ya ben hiç sizin seslerinize laf attığınızı duymamıştım."
"Ben de."
"Ama Karlos yaptığının farkına varır merak etme."
"Eder mi dersin?"
"Eder eder."
"Neyse ben markete gidicektim. İstersen kalıyım."
"Yok kuzum sen git."
"İstersen sen de gel."
"Yok ya. Sağol ben evde kalıyım."
Derya odadan çıkıp markete gitti. Ben de odada kaldım. Karlosla hiç boyle olmamıştık. Şimdi gelip özür dilese hic bi şey olmamış gibi devam ederim. Ama Karlos hatasını fark etse bile özür dilemez. Şimdi Karlosla konuşmuyorum. Aslında yaptığımız kavga küçük bi kavga. Ama ondan ayrı olduğum her zaman böyle. Dünya daha karanlık. Akciğerlerime inen her nefes zehir gibiydi. Canımı yakıyodu. Gözlerim zaten kısık.
*******************************************
Biraz uyuduktan sonra kalkıp sofrayı hazırlayan Deryaya yardım etmeye başladım.
"Kuzum uyandırsaydın beni."
"Yok Yaren zaten sabah erkenden kalkıp dükkâna gidiyosun. Uyu biraz."
"Sağol bacım."
Çıt çıkmayan sofrada yemegimizi yedikten sonra sofrayı topladım televizyon izlemeye giderken Ferdi beni durdurdu.
"Yaren gelsene bi."
"Tamam."
Ferdi konuşmaya başladı.
"Yaren Karlosla aranda olanları hepimiz biliyoruz. O senden özür diliycek bu kesin. Senden özür dile demiyorum. Alttan al da demiyorum. Ama Murat ve Karlosun geçmişte yaşadığı kötü olaylar var. Onu çok süründürme tamam mı?"
"Özür diliyceğini nerden biliyosun?"
"Karlos bu. Sensiz olmaya dayanamaz."
"Nasıl olaylar bunlar?"
"Bunu sana Karlos anlatsa daha iyi olur." deyip kalktı. O sırada Karlos geldi.
"Yaren biraz dışarı çıkalım mı?"
"Çıkalım" dedim. Üstüme montumu alıp çıktım. Altımda pijamamın altı üstümde mont ve karışmış saçlarım. Superim valla acaba bu benim stilime falan mi cıksam?
"Yaren?" dedi Karlos. Ha doğru biz burdaydik di mi? Kendi kendime konuşurken fark etmemişim. Sonra devam etti Karlos
"Yarenim. Bak bugün saçma sapan bi nedenden kavga ettik. Ve ben bunda benim suçlu olduğumu biliyorum. Sadece Muratla geçmişte yaşanılan tatsız olaylar oldu. Sonra Muratın aniden hiç bi şey olmamış gibi çıkışı. Ve sevdiğim kadına sulanması. Çok ağırıma gitti. Ben senden çok özür diliyorum."
"Benim burnum üşüdü ya." Allah yanlış yerde söyledik. Bunu sonra söyliycektik. Alışamamış bünye özür dilenmesine.
"Ne?"
"Özürün kabul edildi diyorum."
"Burnun kıpkırmızı oldu."
"He ya dondu burnum bu ne ya? Biz niye dışarda konuşuyoz? Mis gibi sıcacık evimiz var?"
Karlos beni gülerken kolunun altına aldı.
"Bi şey sorcam." dedim
"Evet?"
"Muratla aranızdaki kötü olaylar ne?
"Boşver Yarenim Boşver..."
"Niye ya?"
"Ben zamanı gelince anlatıcam söz."
Hava çok soğuk ya
"Ama ben bunu öğrenirim senden." Heh dış sesle iç sesi de karıştırdık tam oldu.
"Öğrenemezsin. Ben söylemeden öğrenemezsin."
"Hava çok soğuk ya dondum ben."
"E eve gidelim o zaman."
Eve girdik. Biraz televizyon izledikten sonra yattık. Sabah uyandığımda parmağımı kaldırcak halim yoktu. Yataktan zar zor kalktım. Ateşim vardı hapşuruyodum ve Burnum akıyodu. Grip mi oldum? Gerçekten mi? Kandemir abiye söyledim durumu o da Derya bugün senle kalsın dedi. Ben de yatağıma dönüp uyumaya devam ettim. Sabah uyandığımda Derya basımda kalkmamı bekliyodu.
"Günaydın Yaren."
"Günaydın bacım."
"Hadi kalk sana kahvaltıyı hazırladım. Yiyelim onu. Hastasın diye mükemmel bi sofra hazırladım. Kandemir Abi bu sabah beni aradı Yaren hasta ona iyi bak diye. Ben de sana bi sofra hazirlamışım of of görsen ağzının suyu akar."
"Tamam bacım geliyom." kahvaltı masasına gittim.
"Ya Yaren bu Murat neymiş ne değilmiş?"
"Valla bilmiyom ki bacım. Karlos dün bi tek şey dedi aramızda kötü olaylar oldu."
"Allah Allah"
"Ee Kandemir Abiler ne zaman çıktı çok oldu mu?"
"Yani 1-2 saat oldu. Ha bu arada Kandemir abi cezanı kaldırmış."
"Ay gerçekten mi?" diye bağırdım. Yani bağırmaya çalıştım. Hasta olunca sesim çıkmıyo.
"Aynen öyle kuzum. Bi de doktora gidicekmişiz senle."
"Gerek yoktu bacım ya."
"Aa Yaren olur mu öyle şey? Hadi kahvaltıni bitirdiysen ben buraları toplıyım. Hazırlanalım gidelim."
"Tamam tamam bitti benim kahvaltim."
Hazırlanıp hastaneye doğru gitmeye başladık. O sırada Murat denen insanla karşılaştık.
"Oo Yaren ve?" dedi durdu Deryanın adını bilmediği için.
"Derya."
"Ne var?" dedim.
"Oo bakıyorum da bugün ters tarafımızdan kalkmişiz."
"Yok o sadece sana özel canım." diyerek tersledi onu Derya
"Ha yani bana özel şeyler yapmayı seviyosun." yüzsüz lan bu. Valla
"Bono ozol şoylor yopmoyo sovoyoson. Sıçtırtma özel şeyine sevmesine."
"Tamam tamam gidiyorum. Neyse kendinize iyi bakın." dedi ve uzaklaştı.
"Çattık ya" dedi Derya sinirle.
"Aynen bacım. Sülük gibi yapıştı bu yakamiza. Hah taksi geldi hadi binelim."
Taksiye binip hastaneye geldik.
"Hoşgeldiniz Yaren hanım."
"Hoşbulduk."
"Şikayetiniz nedir?"
"Grip oldum."
"Peki bi bakalım." deyip muayene etti.
"Evet gerekli ilaçlar bunlar. Eczaneden alın."
"Teşekkürler."
Hastaneden çıkıp eczaneye geldik.
"Hoşgeldiniz."
"Hoşbulduk şu ilaçları alabilir miyim?"
"Tabi siz geçin ben ilaçları hazirliyim."
"Oo Yaren!" dedi bi ses
"Ne var Murat bi git be!"
"Tamam ne kızıyosun Yaren ilaçlarımı alıp gidicem."
"Hanımefendi!" dedi kalın bi ses
"Evet?"
"İlaçlarınız kalmamış. Sipariş etmemiz gerekiyo. İsterseniz telefon numaranizi verin biz sizi arayalım."
Adam baya güçlü bi adam gibi gözüküyo. Ben sinir oldum ya ne demek kalmamış. Aslında bunu dışımdan söyleyebilirdim ama popocuğum yemiyo.
"Peki." deyip telefon numarami verdim. Eczaneden çıktık. Eve gittik. Tam oturdukları. Kapı çaldı. Kapıya bakmaya gittim. Karşımdaki Muratti.
"Ne var?"
"Aa Yaren çok ayıp sen her evine geline böyle mi kapıyı açıyosun?"
"Yok canım herkese değil. Bu sana özel. Mesela burdan Karlosum gelseydi böyle olmazdı ki bak zaten kendisi de geldi." deyip elimle Karlosu gösterdim.
"Ne işin var lan burda?!" dedi Karlos
"Ya siz ne kadar kaba bi ailesiniz böyle! İnsan bi hoşgeldin falan der."
Karlos kapıdan geçti ve ben kapıyı Muratın suratına kapattım. Çünkü bu böyle konuşmaya devam ederse Karlosu durduramayız. Benim için sorun yok ama mahallede adımız çıkar. Sonra Kandemir abiyle güzel bi boks maçı ki bizim yenileceğimiz kesin.
"Karlos? Hoşgeldin."
"Hosbulduk Yarenim ne diyo bu geri zekalı yine?"
"Ya iste kapı böyle mi açılır falan?"
"Senin ilaçlarını alıp geldim."
"Nasıl ya?"
"Bahadırın da antidepi bitmişti. Senin hakkında konuştuklarını duydum. Sonra aldım geldim."
"Hmm Kandemir abiler nerde?"
"Onlarda geliyolar. Bu aksam bi lokanta bizimle yemek yemek istiyomuş. Biz gidicez. Sen hastasın ya sana önce bi soralım dedik."
He gelmiyim de gözler benim Karlosumun üstünde olsun. Sonra ben de o gözlerini bakanların müsait bi yerine sokayım.
"Geliyorum."
"İyi hadi hazırlan."
Hazırlanmaya gittim. Hazırlandım. Ben odadan çıkarken Karlos da çıkıyodu.
"Karıcım çok güzel olmuşsun."
"Karıcım mı hı hı hı" ben böyle sırıtırken telefonum çaldı. Bilmediğim numara Allah Allah kim lan bu? Telefonu açtım.
"Alo?"
"Yaren"
"Kimsin sen?"
"Murat ben tanımadın mı?" ben biliydim böyle olacağını.
"He tanıdım zaten ben tanıdiğim insanlara gider kimsin diye sorarım malım ben çünkü." telefonunun elimden kaydığını hissettim. Ve ordan da Karlosun kulağına. Simdi bu sahne için bayağı sansür kullanmak gerekecek onun için sonra şey yaparız onu.
"Muratla geçmişte aranızda noldu?" tövbe fesat düşünceler gidin aklimdan ay psikolojim gitti iyice
"Zamani gelince."
"Zamani ne zaman?"
"İnan bana ben de bilmiyorum." dedi Karlos yorgun ve bıkkın sesiyle.
"Tamam Karlosum üzülme sen." ama ben Yarensem öğrenicem bunu o sırada aşağıdan Kandemir abi seslendi. Evden çıkıp lokantaya gittik. Masaya oturduk.
"Merhaba efendim ben Mehmet" diyerek elini uzattı lokantanın sahibi sırayla hepimizle tokalastiktan sonra içeriye Murat girdi. Yuh anasını bu çocuk Maşallah bizim nereye gideceğimizi bizden iyi biliyo. Masaya oturup siritmaya başladı. Bu bi kaç güne beni de kaçırır söylemedi demeyin. Yemekler sipariş edildi. Yemek yerken Kandemir abi ve Mehmet Bey baya koyu bi sohbetin içindeydi.
"Yarencim benle dans etmek ister misin." dedi Murat
"Hayır." dedim Gözümü kırpmadan.
"Hem kocası varken sana noluyo?" dedi Derya sonra Karlosu dürttü. Yanlız bana fark ettirmemeye çalışarak yapıyo. Çaktırmayın.
"Yarenim gel dans edelim." dedi ve dans etmeye başladık.
"İyi ki seni bulmuşum be Yarenim."
"Bence de. Ben senden önceki hayatıma bakıyorum da bomboş. Saçma sapan bi hayat."
"Sen benim hayatıma giren en anlamlı şeysin."
"Ferdiler?"
"Onlar da değerli. Ama senin yerin çok çok başka. Mesela ben Ferdiye orda erkekler var sana çok pis bakıyolar desem ağız bütün dalar bana."
"Ya o değilde sen bi gün bu Murata bi dalcan Allah korusun." evet yangına körükle gitmekte üstüme yoktur.
"Aynen."
"Ben de sana böyle bakan kızlara bi dalcam. Sonra Kandemir abi ikimize bi dalcak ağız burun."
"Aynen."
"Hadi geçelim."
"Hadi."
Masaya oturduktan sonra dans eden Ferdi ve Derya çifti oturmak bilmediler. Sonra Derya bayıldı. Herkes etrafına doldu.
"Abi sen otur. Biz Deryayı hastaneye götürelim." dedi Ferdi
"Olur mu olum ben de geliyim." dedi Kandemir abi
"Merak etme abi sen otur bunun tansiyonu falan düşmüştür."
Ve Kandemir abiyi ikna ettikten sonamra arabaya yerleştik. Ve Derya yatirdiğimiz koltuktan gülerek kalktı. Ve biz mal mal ona bakarken konuşmaya başladı. Biz derken sadece Karlos ve ben.
"Yaren hep sen mi hasta taklidi yapıcan ben de yapıyım di mi?"
"İyi yapmişsin bacım valla simdi ben bayılsam bu Murat gelir üstüme atlar filan Allah korusun. Ee millet bi kokoreç yemeye gider miyiz."
"Sen isterken de gitmez miyiz be Yarenim diye bağırdı önden Karlos."
Ve şu an kokoreççiye gidiyoruz.


KARLOS YAREN AŞKIWhere stories live. Discover now