Ve Psikolojim Bana El Sallayarak Uzaklaşır

365 32 20
                                    

Bugün yalnızlığımızın ikinci günüydü. Ve biz sadece yemek yiyip su içip film izliyoduk. Karlos ve Ferdiyle de konuşuyoduk tabiki. Bu sabah kalktığımda Derya kalkmıştı. Kahvaltı yaptık. Ne yapsak diye düşünüyoduk.

‘’Ya Yaren nereye kadar böyle yani çok üzülüyoruz ama olmaz kalk kalk kalk çabuk markete git eve sebze meyve al hadi hadi hadi.’’

‘’Derya ne güzel abur cuburlarla besleniyoz.’’

‘’Koş kalk makyajını yap çık.’’

‘’Ay iyi tamam’’

Hazırlandıktan sonra markete doğru çıktım. Marketten Deryanın elime tutuşturduğu listedekileri aldım. Eve vardım. Kapıyı çaldım açan olmadı.’’Heralde duşa girdi’’Diye düşünüp kapıyı anahtarla açtım. Evde Deryaya seslendim. Yine banyodadır diye düşündüğüm için duymaz dedim. 1 buçuk saat geçti Deryanın banyo yapmayı çok sevdiğini bildiğim için biraz daha bekledim. 2 saat geçtikten sonra banyodan su sesi gelmediğini farkettim. Burda jetonumun iki saat sonra anca düşüp endişelenmeye başladığını görünce alkışlıyoruz lütfen. Banyoya doğru ilerledim. Kapıyı çaldım açan olmadı.

‘’Deryaa’’

Ses yok

‘’Deryaaaa’’

Ses yok. İçeriye giriyim ben diye düşündüm. İçeri girdiğimde gördüğüm şeyle şok oldum. Derya kanlar içinde yerde yatıyodu. Yanına koştum hemen.

‘’Derya noldu sana’’

‘’Yaren k-koş ambulansı ara’’

‘’Tel-telefonum!!’’

Ceplerimi yokladım. Yoktu. Koşarak montumun cebine baktım. Yoktu. Yok yok yok. Yardım çağırmak dışarıya çıkmak için uğraştığımda kapının kilitli olduğunu fark ettim. Ve pencereler de. Koşarak tekrar Deryanın yanına koştum. Deryanın gözü kapalıydı. Ve o… ölmüştü… Allah kahretsin’’

‘’Deryaaaa’’ diye bağırdığımda sesim boş evde yankılandı. ellerimi saçlarıma geçirdim. Konuşamıyor hareket edemiyordum. Ayağa yavaşça kalktığımda banyo aynasının önünde olan yazıyı gördüm.’’ Bu daha başlangıç Yaren hanım. Daha çok çekiceksin.’’

‘’Kimsin lan sen!?!’’ diye bağırdığımda sesim yine yankılandı. Sadece ayakta durdum. Uzun bi süre uzun çok uzun. Ne hissettiğimi bilmeden oturma odasına doğru yürüdüm. Telefonum yoktu… dışarısıyla ilişkim tamamen kesilmişti… Deryayı kurtaramamıştım… Elime geçen ilk vazoyu yere atıp parçaladım aynı zamanda çığlık atıyodum. Enerjim bittiğinde yere gözyaşlarımla çöktüm. Ağladım…ağladım…ağladım… Sonra evde bi patırtı duyuldu. Sesin nerden duyulduğunu bilmiyodum. Odaları gezmeye başladım. Erkeklerin odasına geçtiğimde yerde gözleri kapalı şekilde Bahadır yatıyodu. Bahadıra dokunduğumda buz gibi yüzü elime değdiğinde onu da kaybettiğimi anladım. Allah’ım bu nası bi oyun bi günde iki kişi. Bu sefer hırslanıp kapıyı açmaya çalıştım. Her başaramadığımda hem bunu bize yapana hem de kendime küfrediyordum. Daha da fazla uğraştım. Yine açılmadı. Sinirlenip elime geçen her şeyi kapıya fırlatmaya başladım. Yine ağladım. Oturduğum yerde kaldım. Sadece oturdum. Düşündüm düşündüm. Aklım almıyodu. Derya gitti. Bahadır Kandemir abilerin yanındaydı buraya nasıl geldi? Ayağa kalktım. Tekrar Bahadırın yanına. Buz gibi bedenine baktım. Sonra eline tutuşturulmuş notu gördüm.

‘’Nasıl süprüz ama bak Antalyadan taa buraya kadar özledin diye Bahadırı getirdim. Merak etme Kandemir abini Ferdiyi Karlosu da getircem.’’

Kandemir abini Ferdiyi Karlosu da getircem… Kandemir abini Ferdiyi Karlosuda getircem… bu demek oluyo ki Ferdi Kandemir abi ve Karlos da… iç sesim bile sustu burda insanlar dışından susarlar ben içimden de söyleyemedim o kelimeyi.

‘’Ne istiyosun benden Allah’ın psikopatı?!’’

Ağlamak istiyorum ağlayamıyorum. Gücüm yok ağlamaya. Ağlamak meğer ne büyük nimetmiş. Ve bi gürültü daha… olamaz bi kişiyi de mi kaybettim? Hayır hayır hayır olamaz bu olmaz olamaz. Yine koşarak evi aradım. Salonda yatan Kandemir abiyle karşılaştım.

‘’Kandemir Abi!?!’’

‘’Kızım b-bu evde k-kendi-ah- kendine çok dikkat et.’’

‘’Kandemir Abi nolur kapama gözlerini sen de lütfen abi lütfen’’ bu yalvarmalarım bi işe yaramamıştı. Kandemir abi Ferdi Bahadır onlar benim için neler yapmamıştı ki ama ben onlar için hiç bi şey yapamıyorum. Kahretsin ki hiç bi şey yapamıyorum. Hiç bi şey… hiç bi şey!!!!!! Bu sefer kendi saçımı tutup çekiştiriyodum. Ben burda duramam daha fazla kişiyi kaybedemem durarak hiç bi şey kazanamam zaten yeterince kaybettim. Bi şeyler yapmak için kalktım arkamı döndüm. Bu sefer yerde cansız bedeniyle yatan Ferdiyle karşılaştım.

‘’Ferdi Ferdi hayır Ferdi…’’

Sıra sıra Karlostaydı hayır olamaz hayır bi şeyler yapmam lazım. Burdan dışarı çıkmam lazım. Birisini bulmam lazım. Pencereler! Camlarını kırıp dışarıya bağırabilirim. Koşarak oturma odasına koştu. Pencereyi kırmak için elime geçen tabağı atacekken arkamdan bi ses geldi. Bu… bu en çok korktuğum ses… Karlosun sesi. Arkamı döndüğümde kesik kesik nefes alıyor, bana gülümsemeye çalışıyodu.

‘’Karlos’’

‘’Yarenim’’

‘’Karlos da-dayan pencereyi kırıp senin için yardım çağırcam.’’ Diye ayaklanırken Karlosun sesiyle yeniden olduğum yerime çöktüm.

‘’Burda bize bunu yapanların adı yazıyo. Onları bul ve intikamımızı al.’’ Dedi nefes nefese notu benim elime tutuşturunca kafası ellerimden dizime düştü. Şimdi bağırabildiğim kadar daynadım.

‘’Karlooooooosss’’

Hemen aklıma not geldi bize bunu yapanlar bize bunu yapanlar diye sayıklayıp burnumdan soluyodum. Elim sinirden titrediğindem notu açmam zor oldu. Açtığımda notta aynen şöyle yazıyodu.

‘’Yarenim benden unutamayacağın evlilik teklifi istemiştin. İşte şimdi sana senin unutamayacağın şekilde soruyorum Benimle Evlenir Misin’’

Karlos dizlerimden gülerek kalktı. İçeriye konfeti patlatarak giren Ferdi ondan korkan Bahadır ve ona gülen Derya ardından şefkatli gözlerle Kandemir abi. Yani bu bi oyundu Karlos evlilik teklifi etmek için  bunu kullandı. Yani bu bi evlilik teklifi. Olayı kavradığımda daha fazla yük kaldıramayacağımı da anladım. Anlamamla bayılmam bir oldu zaten.

KARLOS YAREN AŞKIWhere stories live. Discover now