2.9

4.3K 626 800
                                    

Seungmine bağırdı diye Jisung'a nasıl sakin ol dersiniz ya

Ya çocuğun sevdiği insan öldü farkında mısınız, o bunun bir plan olduğunu bilmiyor vicdan azabı desen everestte. O bu kurguyu siz gibi bilmiyor FARKINDA MISINIZ

Bu kadar nasıl sığ düşünceli olanlar var ya, o çocuğun yaşadığı acı ile Seungmine bağırmış diye ona nasıl kızanlar oldu kafayı mı yediniz, ne yapabilirdi

Pardon da ne yapabilirdi

Gidip Seungmine sarılacak mıydı, Seungmin onu sen öldürdün ama ben onu kaybettim diye sarılacak mıydı ya da sessizce oldu be işte mi diyecekti bu nasıl bir kafa yapısı

Bazen cidden Türkçem yetmiyor, yani tepki veremiyorum gördüğüm şeylere

Lütfen son kez rica ediyorum, onlar olayları bilmiyorlar herkes kendi karakteriyle beraber tek bir açıdan görüyor olayı sizin gibi kurguyu okumuyorlar bu yüzden buna göre tepki verin?

Rica ediyorum

***

Bir ay önceden günümüze

Chan, Seungmin'e verdiği sözle beraber odasında otururken gergince sallanan dizi eşliğinde düşünüyordu. Babası yaşadıkça ne onlar ne de bu ülke rahat edecekti, sürekli kasabada yaşayanları aşağılıyor, canı istediğinde yağmalatıyor ve başka birilerini suçlu gösteriyordu.

Sebep sadece ilişkilerini rahat yaşamak değildi, sebep insanların yaşamayasıydı, insanların rahat etmesiydi. Felix'i yıllardır kapalı olduğu o ormandan çıkarmaktı, Hyunjin'i artık baba korkusu olmadan rahatça nefes almasını sağlamaktı.

Sebepler bunlardı.

Gergince ellerini saçlarından geçirdi. Bir kralı öldürmek kolay değildi, şu an kalkıp da gidip onu öldüremezdi. Ne yapabilirdi, zehirlese, zehri hangi güvenilir kişiden isteyebilirdi? Bu sarayda tek tük güveneceği birkaç kişiden başka kimse yoktu, zehri isteyemezdi.

Dışarı çıkamazdı, Kral'ın onu takip ettirdiğini biliyordu.

Babası onu öldürmek istiyordu, ona kalsa ölene kadar tahta kimse çıkmayacaktı. Aslında ikisi de birbirine oyun oynuyordu, Chan babasını, babası da bunu bilerek onu yok etmek istiyordu.

Yine sesli bir iç çekiş bırakırken odanın kapısı açılırken kafasını kaldırdı. Hyunjin içeri girmiş, kapıyı kapattıktan sonra karşısına oturmuştu. "Ne yapacağız?"

"Bilmiyorum," dedi kafasını sallayarak. "Düşünüyorum, açık verirsek biteriz. Bizim arkasından iş çevirdiğimizi öğrenirse tam anlamıyla sonumuz olur. Bana bir hamle yapması lazım, beni güçsüz görmesi lazım."

Ekledi. "Eğer o zaman ben karşılık verirsem her şey tam anlamıyla yerine oturur. Ama ilk önce şu aptal dosya işlerinden kurtulmam lazım." İç çekti. "Saçma salak dosya düzenliyorum her gün. Onları toparlamaktan kafamı toparlayamıyorum."

"Gizli dosyalar değil, değil mi?" diye sordu Hyunjin. Elini uzatıp kağıtlardan birini alırken Chan kafasını salladı. "Hayır, öyle basit şeyler. Neden?"

Kaşlarını kaldırdı. "Muhafız ve harem ağalarına versek bu kağıtları, onlar düzenleseler? Sonuçta gizli değil, okur ve düzenlerler? Gizli olanları da ben hallederim. Sen biraz kafanı boşalt ne dersin?"

Bu çok iyi olabilirdi ama Chan yine de "Sorun olmasın?" diye sorarken Hyunjin omuz silkmişti. "Olmaz, boşver bunları. Alıyorum ben şunları, sen de diğer tüm dosyaları muhafızlara ve harem ağalarına ver. Onlar düzenlesin. Kaçtım."

the kingdom love, hyunin ✓Where stories live. Discover now