34

6.7K 520 61
                                    

Samet telefonunda gördüğü afişi Efe'ye gösterdi. Efe okuduğu yazıyla ona baktı. Bir tiyatronun afişiydi.

"İki hafta sonra buraya geliyorlar gidelim mi?"

Konuşmaya devam etti.

"Üniversite zamanı gidecektik ama bazı olaylardan dolayı gidemedik. Tekrar gösteriye başlamışlar gidelim mi?"

Samet heyecanlı bir şekilde konuşmuştu. Çünkü bu tiyatro gösterisine çok gitmek istiyordu. Efe'nin beğeneceğine de yüzde yüz emindi.

"Gideriz"

Samet güldü.

"O zaman biletleri alıyorum"

Efe onaylar biçimde kafasını salladı. Samet hızla biletleri aldı. Efe, Samet'in yanına gitti ve kafasını omzuna koydu.

"Biraz da benimle mi ilgilenseniz doktor bey"

Samet telefonu yanına koydu ve Efe'ye doğru döndü.

"Benim sevgilim ilgi mi istiyormuş?"

Efe başını salladı.

Samet kollarını açtı. Efe gülerek onun kollarının arasına girdi. Samet hızla sevgilisini sarmaladı. Kafasını Samet'in boynuna yaklaştırdı ve derin bir nefes aldı.

"Ohh mis"

Samet'e daha çok sokuldu. Samet kolları arasındaki adamın görüntüsüyle gülümsedi.

_______

Efe yangın merdivenlerini tırmanırken camda gördüğü kişiyle gülümsedi. Emre bugün İstanbul'dan dönmüştü ve Savaş onu o kadar özlemişti ki yarını bekleyememiş ve gelmişti.

Camın oraya gelmesiyle içeriye girdi. Odaya girmesiyle Emre'ye sarıldı. Emre hemen sarılmasını beklemediği için ilk başta şaşırmış sonra da sarılmasına karşılık verdi.

"Çok özledim"

Emre gülümsedi

"Ben de"

Emre'nin konuşmasıyla Savaş ona daha çok sarıldı. Ayrılmalarıyla gülerek Emre'ye baktı.

"Mavililerini görmeyi çok özledim."

Emre derin bir nefes aldı.

"Oradayken her gün konuşuyorduk. Ve her gün gözlerimi görüyordun"

Savaş omuz silkti.

"Canlı görmek başka telefondan görmek başka."

Emre güldü.

"Aşka gelmişiz yüzbaşım"

Savaş güldü ve Emre'yi belinden tutarak kendine doğru çekti.

"Seni her gördüğümde aşka geliyorum mavişim"

Konuştuktan sonra dudaklarına doğru eğildi ve o özlediği dudakları öpmeye başladı.

Öpüşmeleri kapının birden açılmasıyla bölündü.

"Emre pillerin ner-"

Semih'in lafını bölen şey odada gördüğü manzaraydı. Gördüğü kişiyle büyük bir şok yaşadı. Aynı şoku ikili de yaşadı.

Semih albay derin nefesler almaya başladı. Sonra sakince konuşmaya başladı.

"Yüzbaşı"

Savaş yavaşça yutkundu.

"Buyurun albayım"

Saatine baktı.

"Saat epey geç oldu eve gitseniz iyi olur ama kapıdan"

Savaş duyduğu şeye şaşırdı. Albayın kızmasını bekliyordu böyle sakin olmasını değil. En azından bir hesap sorabilirdi.

"Emredersiniz albayım"

Konuştuktan sonra kapıya doğru gitti. Emre de peşinden gitti.

"Az önce ne oldu"

Emre'nin kaşları çatıldı.

"Çok güzel şeyler olmadı. Babamın bu kadar sakin olması hiç hayra alamet değil"

Savaş endişeyle Emre'ye baktı.

"Sağ ol yaa yüreğime su serptin"

Emre gülümsedi.

"Sen ben babamla konuşurum"

Veda ettikten sonra savaş gitti. Emre salona gittiğinde babası oturmuş boş televizyona bakıyordu.

"Baba"

Babası ona dönmedi.

"Bir şey demeyecek misin?"

Babası derin bir nefes aldı.

"Önce gördüğüm sahneyi hazmedeyim sonra konuşalım"

Bir Doğu Aşkı  | GayWhere stories live. Discover now