Episode 41: He Is Awake!

208 27 48
                                    


Askeri hastanenin çatısında bekleyenlerin sayısı fazlaydı. Kate Ashford en önde bekliyordu. Tony, Steve, Nick Fury, Maria Hill, Natasha, Quinn ve Stephen de ordaydı. Onların dışında birçok sağlık görevlisi de orda bekliyordu. Pepper orada olmak istemişti. Ama ona engel olmuşlardı. Nick, Pepper'ın Vicktoria'yı görmemesinin daha iyi olacağını biliyordu.

Jetten hastane yatağında indirilen Vicktoria herkesin görüş açısına girmişti. Nick Fury'nin gözünden akan bir damla yaş yerle buluşmadan rüzgarla savruldu. Vicktoria'ya doğru koşan doktorlarla birlikte o da o tarafa koşmuştu. Üstünde hala duran yırtık ve kanlı kıyafetlerini daha net görmeye başlamıştı.

Kate komutanını o halde görünce bir adım geriledi. Buna inanamıyordu. Hemen arkasından inen James Rhodey'i de kanla kaplı görmek daha da kötü hissetmesini sağlamıştı. Komutanı yaralanmıştı, işkence görmüştü belli ki... Kate tüm bu süreç boyunca nerdeydi? Ne yapıyordu? Canı yanmıştı. Komutanını o halde görmek canını yakmıştı.

Jetten herkes inerken Vicktoria çoktan aşağıya indirmişti. Rhodey, Nick ve Alex onun peşinden gidiyordu. Diğerleri de onların peşinden koşmaya başlamıştı. Vicktoria'nın ameliyathaneye alınacağını biliyorlardı. Bu yüzden onların yoluna çıkmadan ameliyathaneye gidiyorlardı.

Rhodey doktorların hemen arkasından koşuyordu. Ameliyathaneye vardığında Pepper'a değdi gözleri bir saniyeliğine. Onun Vicktoria'ya baktığını fark etmek zor olmamıştı. Koyu mavi gözlerinin etrafı kıpkırmızı olmuştu. Rhodey'n gözleri gibiydi gözleri. Rhodey, ameliyathaneye girmek istede de doktorlar onu dışarı itmişti. Yeniden ilerlemek istemiş olsa da bu defa onu Alex kollarından tutup durdurmuştu.

Pepper: O-orda yatan ablam mıydı?
Hıçkırıkları arasında konuştu. Rhodey ona odaklanamayacak kadar kendi hüznünde boğuşuyordu. Pepper'ın anıan giden Nick Fury olmuştu.
Nick: Madie, sakin ol.
Karşısındaki kadının yüzünü avuçları içine aldı. Pepper'ın ağlamaktan kıpkırmızı olan yüzünü nazikçe okşadı.
Nick: Milli iyi olacak. Bunu sen de biliyorsun. Sadece sakinleşmen lazım.
Pepper: Ama k-kanlar...
Hıçkırarak ağlamaya başladı Pepper Potts. Ailesindeki askerlere, tehlikeli işlerde olan insanlara rağmen buna alışmaıyordu. Sevdiği birini kanlar içinde görmeye alışmak istemiyordu Pepper. Sevdiği insanların her gün acı içinde ölebileceği korkusuna alışmak istemiyordu!

Tony: Pepper, böyle yapamazsın.
Nick Fury hiç istemese de bir adım geriye gidip Tony'ye yer açtı. Pepper'ı sakinleştiremezdi. O da en az ablası kadar inatçıydı. Bu işi Tony'ye bırakak en iyisiydi. Bu yüzden birkaç adımla uzaklaştı. Tony ise Pepper'ın yanına gidip ellerini onun omuzlarına yerleştirdi. Bu kadını üzgün görmeye katlanamıyordu Tony Stark. Her ne olursa olsun Pepper Potts onun için çok değerliydi. İki çocuğunun annesiydi, onca yıllık eşiydi. Tony her daim Pepper'a değer verecekti.

Pepper: O ölüyor Tony... Ablam ölüyor! Ne yapamam!?
Sert ses tonu ile kollarını Tony'nin tutuşundan kurtardı. Ama bu defa Tony ona sarılmıştı. Bu dostça sarılma Pepper'ın nefeslerinin biraz olsun düzene girmesini sağladı. Yine de gözyaşları akmaya devam ediyordu.
Tony: Vicktoria iyi olacak. Bunu ikimiz de biliyoruz.
Pepper itiraz etmek istercesine ağzını açtığında Tony elini onun çenesine yerleştirerek konuşmasını engelledi.
Tony: Onun inadını biliyorsun. Asla pes etmez.
Pepper olumlu anlamada başını salladı. Tony'nin kullandığı ses tonu bile onun sakinleşmesini sağlıyordu.

Steve'in gözleri Tony'nin üstündeydi. İçindeki ufak kıkançlığa mani olamıyordu. Tony'yi başka birisi ile böyle görmek istemiyordu. Yine de bir tepki veremye niyeti yoktu. İçten içe kıskansa da bildiği gerçekler vardı. Pepper Potts, Tony için önemli birisiydi ve her daim de öyle kalacaktı. Steve bunun farkındaydı. Aralarındaki ilişkinin de bittiğini biliyordu. Tony'nin başka birisine bu kadar şefkatli davranmasını kıskanmıştı sadece...

BitterSweet RoseDonde viven las historias. Descúbrelo ahora