İki Kalp Bir Ev

Começar do início
                                    

Hiç olmadığı kadar taştı ve...

Zevk suyu akıtmıştı.

"Hasssiktir.."diye mırıldandı Yiğit. 

Uzun zamandır birileriyle beraber olmuyordu. Yani gece hayatını bıraktığından beridir. Özellikle tek gecelik kaçamakları bıraktığında ve daha işkolik olduğundan beridir kendisi harici hiç kimse tarafından el sürülmemişti erkekliğine.

En son bir ay önce biriyle yatmıştı ve pek de zevk alamamıştı. Oldu bittiye gelen bar taburesinde başlayıp kızın evinde biten bir geceydi. Bir kaç pozisyon sonrası kız yorulunca Yiğit daha doyamadan bitmişti.

Kız bir kaç kez daha aramıştı ama...

"Kızı aramalıyım.."diye mırıldandı Yiğit uzun kalınlığa yavaşça ellerini sarmalarken. "Kesinlikle kızı aramalıyım..."

Yiğit hafifçe okşadığı organla birlikte dişlerini sıkarken üzerini soyunup duşun sıcaklaşması için suyu açtı yavaşça. Sızlayan erkekliği...Bir kaç dakika önce üzerinde Evrim vardı. O ve onun dar şortu. O ve onun uzun ince bacakları. O ve onun... bembeyaz teni. O ve onun sıcak dili..

Oğlan kesinlikle Yiğit'e iyi gelmiyordu zira bu üçüncüydü.

Yiğit yanında uyuduğu oğlan yüzünden bir kaç kez ıslak rüyalar görmüştü. Çünkü Evrim durmadan kucağına çıkıyordu uykuda. Yani bilinçli değildi. 

Çocuk,"Abi" diye hitap ediyordu neticede.

Yiğit de zaten durmadan oğlanın belini sarıp kendini yaslıyordu ve uyku arasında istemsizce ereksiyonunu oğlanın arasına yerleştiriyordu. Islak rüyaların sebebi biraz da bu olabilirdi çünkü  durmaksızın bir temas vardı ve uyku bilinçsizliğinde o an Evrim bile olduğundan haberi yoktu Yiğit'in doğal olarak.

Yani..

Olmaması gerekirdi.

"Abi.."diyordu çocuk.

Yiğit sıcak duşun altında yavaşça erkekliğini avuçlarken oğlanın fırtına grisi rengi gözleri ve uzun beyaz bacakları harici bir şey düşünmeye çabaladı.

En son geceki kızın oldukça dolgun göğüslerdi vardı ve...

Evrim'in çok daha sıkı kalçaları vardı. Ve beli daha inceydi...

Yiğit yutkunup başını geriye atarken bir küfür daha savurdu. 

Kızın hoş bir omuz yapısı ve ayva karnı vardı ve Yiğit içinde gelgit yapınca...

Evrim'in çok daha uzun ince ve öpülesi bir boynu vardı.

Yiğit'in zihninde sahneler sürekli el değiştirirken Yiğit kendine ve erkekliğine bir küfür savurup gözlerini sıkıca yumdu ve avuçladığı organı hızla kaydırdı elinde.

"Yiğiiit Abiiii?"dedi Evrim kapının ardından.

Sesi..

Başka şeyler düşün...

Yiğit yutkunup temizledi boğazını "Efendim meleğim ?"

"Şey...Ehm..."dedi Evrim çekingen bir edayla. "Duşta tokamı unutmuşum ve perçemlerim gözüme..Alıp çıkayım mı?"

"Al."dedi Yiğit gözlerini yumarken.

"T-Tamam..Geldim..."

Evrim aralık kapıdan süzülürken gözlerini elleriyle kapatarak duşakabine arkasını döndü ve tokasını aramaya başladı. Yana döne tokasını arıyordu ve burnuna giren perçemleri iteliyordu lakin...

"Burada.."dedi duş başlığının hemen yanındaki siyah lastik tokaya bakan Yiğit.

"Alayım.."dedi Evrim derisi domates haline gelmişken.

Duşakabinin buzlu camından aralık kalan yerde Yiğit elindeki tokayı uzatsa da Evrim onu avuçlayamadan düşürmüştü yere..Evrim bir an önce çıkıp gitmek üzere eğilip tokayı almaya uzandığında Yiğit'in de aynısını yapacağını bilememişti dahi.

Onun kumral bronza çalan teninden süzülen damlacıklar, elalarının sarmaladığı uzun ıslak kirpikleri...Kumralların ıslak ve yapışık hali.. Suda kalmaktan hafifçe allanan yanakları ve kızaran dudakları...

Yiğit'in devasa sertliğinin uzun bir şerit halinde kendi karnına doğru havada duruşu...

Evrim kesik kesik nefeslerle onun iriliğine bakarken fırtına grisi gözleri yavaşça kısılmış ve dudakları dişlenmişti.

Yiğit'in elaları oğlanın ısırılan dudaklarına kayarken Evrim korkar bir bakışla birlikte aldı elinden tokayı. "Ö-Özür dilerim abi..."

"Özür dileme meleğim..."diye mırıldandı Yiğit kendine ait olmayan bir sesle boğukça.

"Hı hı."dedi Evrim başını aşağı yukarı sallarken.

Evrim gitmek üzere arkasına dönmüştü lakin kesilen nefesiyle yutkundu. "Şeyyyy."dedi Evrim şirince.

"Ne oldu meleğim?"dedi Yiğit onun bacaklarına dalgınca bakınırken.

"Sırtıma uzanamıyorum..."dedi Evrim dudak ısırıp. "Ben de gelsem...Yıkar mısın beni?"

Yiğit'in kaşları şaşkınca havaya kalkarken Evrim yavaşça kendi tişört eteklerini tutmuştu.Evrim'in kazağı ve tişörtü Yiğit'in kıyafetleri üzerindeki yerini alırken Evrim utangaç bir bakışla birlikte Yiğit'in elalarına bakındı...

O denli koyulmuştu ki...

Gözleri kahverengi tonlarına kaymıştı Yiğit'in.

Ve her zamanki bakışlarının aksine...

Evrim kıkırdayıp yavaşça altını soyunurken Yiğit sırtını hafifçe fayansa yaslayıp tuttu nefesini. İnce uzun bacakların arasından kayan son  kumaşla birlikte...

---

Bana zalimus yazar demeyin, 300 bilmem kaç küsür okumaya 70 küsür vote...En azından 100-120 yapsaydınız be zalimuslar. Ayna tutuyorum zalımus x3 diye. Siz öyle kestiyseniz ben de böyle,öpcük. <3



NadideOnde histórias criam vida. Descubra agora