🔥 DÜŞÜNCELER

Start from the beginning
                                    

Omuz silkti. "Hayatında gördüğüm en yakışıklı erkek olduğum sürece karı koca değilmişiz gibi davranabiliriz. Benim için bir sıkıntı yok." Geçen sefer onu ilk gördüğümde kafamda dönen ilk düşünceyi hatırlattığında daha da kızardım. Utançtan ölmek mümkün olsa bu andan daha iyisi olamazdı.

"Bunu da mı duydun?"

"Söyledim sana...." dedi sanki bu durumdan Kreon'da memnun değilmiş gibi sıkıntıyla yüzünü buruşturdu. Ancak benimle dalga geçtiğini anlayabiliyordum. "Sadece en güçlü, en yüksek sesli olanları duyabilirim."

"Yani senle ilk karşılaşmamızdan beri kim olduğunu biliyordun?"

Gülümsedi. "Daha öncede söylediğim gibi karımı on kilometre öteden tanırım. Rüzgar kokusunu burnuma getirdiğinde ormanın ötelerinde dolaşıyordum. Kokuyu takip ettim ve karşımda üç yüz yıldır görmediğim karım vardı."

"Ben senin karın değilim." dedim güçsüz bir sesle.

Bana aldırmadan konuşmaya devam etti. "Özlemden nasıl titrediğimi bilemezsin. Seni yüzyıllar sonra görmek inanılmazdı!"

"Madem başından beri biliyordun neden Axel ile kalmama izin verdin?"

Suratı asıldı. "O gün seni korkutmak istemedim. Beni gördüğünde tanımamıştın ve karşına birden ben senin kocanım diye çıkmak istemedim. Fakat Kolhis'te olduğunu bildiğim andan itibaren seni almak için sadece birkaç gün dayanabildim."

"O gün geldiğinde Axel beni kuleye kapattı. Çok korkunç bir deneyimdi." dedim karanlığı yeniden hatırlayarak.

"O aptalın her zaman duygusuz bir piç olduğunu biliyordum fakat bir kadına bu şekilde davranacak kadar alçaldığını tahmin etmiyordum. Özür dilerim. Bana olan korkusundan seni incitmiş olmalı."

Başımı ağır ağır salladım.

"Seni geri aldığıma göre beni hatırlayabileceğin bir dolu günümüz olacak."

"Ben hala Hestia olduğuma inanmıyorum." diye mırıldandım fakat bu inadım bile güçsüzdü.

Kreon ciddiyetle, "Biliyorum, Freya. Ama söz her şey düzelecek." Yerinden kalkmadan önce fincanındaki kahveden son bir yudum aldı. "Ben çıkıyorum. Ejderha Efendileriyle görüşmelerim var. Akşam için hazırladığında seni almaya geleceğim."

🔥🔥🔥

Akşam bana verilen siyah gömlek ile aynı renk pantolonu giyerken bu gece süslü olmaktan ziyade rahat hissedebildiğim için memnundum. Şölen gecesinde süslü bir bebeğe dönüşmüştüm. Kreon rahatsız hissettiğimi fark etmiş olacak ki bu gece yarışmadan önce pantolon giymemi istemişti.

Tıpkı birkaç ay evvel, sıradan bir insanken alıştığım kıyafetleri yeniden giyiyor olmak beni hiç olmadığı kadar memnun ediyordu. Yine de beni hazırlayan kızlardan birine, "Bu şekilde katılmam uygun olur mu?" diye sordum. "Kolhis'te bir ejderha hizmetçisi bana kadınların pantolon giymemesi gerektiğini söylemişti."

Kızlardan biri cevap verdi. Beni hazırlayan kızlar her gün değiştiği için isimlerini öğrenememiştim. "Hellion'da kadınlar pantolon giyebiliyor. Artık Hellion'a mensup olduğunuz için giyim konusunda özgürsünüz."

"Sahiden mi?" dedim şaşkınca. "Kadınlar orada pantolon giyebiliyor mu?"

Bizim köyümüzde bile kadınlar üst üste giyinmeden çıkmazdı. Bu onların ne kadar edepli, zengin ve ahlaklı olduğunu gösteren en büyük işaretlerdendi. O yüzden beni her gördüklerinde kınayan bakışlar atarlardı. Tıpkı Kolhis malikanesinde yaşayan Ruth gibi.

"Elbette." diye onayladı kız. "Kayıp Yıldızın Borgiaslardan çıkması bir tesadüf değil. Kendisi on iki erkek ejderha efendisinin yanında tek kadın liderdi."

"Vay canına." dedim şaşkınca. "Bu Kayıp Yıldız Penelope mi oluyor? Yoksa Hestia mı?"

Gülüştüler. "Kayıp Yıldız her zaman Hestia Borgias'tı. Tanrılar aşkına bu dedikodular eskidi. Kayıp Yıldızın Penelope olduğunu sanan mı kaldı?"

Afallamıştım. "Demek Kayıp Yıldız Hestia idi." dedim. O halde Ruth bana neden Penelope olduğunu söylemişti? Bazı şeyleri yanlış biliyor olabilir miydi?

"Evet." diye hep bir ağızdan onayladılar.

"Güçlü bir kadın olmalı." Herkesin titreyerek adlarını zikretmekten korktuğu adamların yanında o da bir liderdi.

"En güçlüsü." dedi Kreon odaya girdiğinde.

Üstünde sadece deri bir pantolon vardı. Borgias dövmelerinin sardığı vücudunun üst kısmı tamamen çıplaktı. Ağzımın kuruduğunu hissederek dudaklarımı yaladım. Düşüncelerimi okumasın diye aklıma Ginny'nin sarı kumaştan diktiği son elbiseyi getirmeye çalıştım.

"Hazır mısın?" diye sordu. At kuyruğu yapılmış saçlarıma, siyah gömleğime, pantolonuma ve giydiğim uzun çizmelere baktı.

"Evet." dedim başımı sallayarak.

🔥🔥🔥

Kreon'un locasında Silas ile beraber yan yana otururken kalbim ağzımda atıyordu. Bütün arena hınca hınç dolmuş, binlerce kişiyi ağırlıyor Kreon ile Axel'in adını haykırıyordu. Diğer ejderha efendileri birbirlerine yenildikleri için yarışmadan elenmişler, geriye sadece Axel ve Kreon'u bırakmışlardı.

İki güçlü ejderhanın karşılaşması için alanda bulunan herkes sayısız tezahürat yaparken, Kreon'u ejderha bedeninde göreceğim için endişeliydim.

Yarışmadan evvel yalnız kalmamam için Silas'ı yanıma bıraktığında, diğer komite üyelerini bulunduğum locadan atmıştı. Bir insan olduğum için saçma sapan sözler fısıldamaları ihtimaline karşı, onları kovmuştu. Buna gerek olmadığını söylemiştim fakat Kreon beni dinlememişti.

Şimdi avuçlarım heyecandan terlerken arenanın yüksek kapılarının açılmasını heyecanla bekliyordum. Axel'in evinde günlerce kalmama rağmen, Kreon ile geçirdiğim üç gün daha baskındı. Kalbim Kreon'un galip gelmesini istiyordu.

İlk olarak Axel'in bulunduğu kapılar açıldı. Cayır cayır yanan bedeniyle burnundan soluyarak çıktı. Güçlü çenesinde yüzlerce sivri diş ölümü çağırırken, sarı gözleri ateş fışkırıyordu. Alevlerden arta kalan deri kısımları bir horozun ibiği kadar kırmızıydı. Metrelerce uzunluktaki kanadını çırparken alana ılık bir rüzgar savuruyordu.

Buharlı nefesinden yüksek ısıda bir alev topu fırlattığında, alanda bulunan bazı Kolhis halkı Axel'in adını haykırmaya başladı. Axel'in locasında oturan Tobias bile ağabeyini şevkle alkışlıyordu.

Silas parmaklarımı kavradığında Kreon'un çıkacağı kapıyı işaret etti. Başımı Axel'in kapısına paralel duran diğer kapıya çevirdiğimde yüreğim ağzıma geldi. Alevlerin vücut bulduğu bedeni Axel'in bedeninden iki kat daha büyük, kırmızı gözleri daha ölümcüldü.

Ani bir hızla alevlerin arasından görünen kömür karası vücudu, Axel'in bedenine çullandığında nefesim kesildi. Hızlı bir hamle ile Axel'i altına aldı ve kanatlarını kullanarak Axel'in bedeninde yanan bütün alevleri söndürdü.

Kaşla göz arasında Kreon'un katil hamleler yapması bütün arenayı şoka uğratırken, Axel'in adını haykıranların sesini Kreon'un adını haykıranlar bastırmaya başladı. Bütün arenayı kaplayan Kreon'un vücudundaki alevler Axel'in titremesine sebep olurken çatırdama sesleri kulakları doldurmaya başladı. Axel'in haykırışlarına kemik sesleri eklenirken dudaklarım kurumuştu. Söylediği gibi Kreon en sevdiği şarkıyı dinlemeye başlamıştı.

"K-kazandı." dedim kekeleyerek.

Silas kıkırdadı. "Kreon en iyisidir. Niye şaşırdın ki?"

"Bana herkesi beş dakikada yenebileceğini söylemişti!" Gürültüden birbirimizi zor duyuyorduk.

"Öyle mi?" dedi Silas şaşırarak. "Kreon fazla mütevazı davranmış. Beş dakika çok bile. Gördüğün gibi otuz saniye bile yetti."











KAYIP YILDIZ (BİTTİ)Where stories live. Discover now