🔥 YAKICI ÜRPERTİ

18.7K 1.5K 205
                                    

BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. İYİ OKUMALAR 🔥❤

12.Bölüm

Yabancının her yerinden kibirli bir nezaket akıyordu. Kuşkusuz çok güçlü bir ejderha idi. Kısa siyah saçları ormanın yeşilinde kuzgun siyahlığında parlıyor; esmer tenini dengeliyordu. Ateş kırmızısı gözleri bana bakarken keyifle yanıyordu.

Çok çok yakışıklıydı. Nefes almamı zorlaştıracak kadar muhteşem yüz hatları vardı.

Bir süre hiç konuşmadık. Az evvel şarkım için yaptığı iltifata teşekkür etmek istiyordum. Fakat karşımda ormanı karanlığa boğan bir ürpertiyle dikilirken ne diyeceğimi bilemedim. Aksine kaçmak ve ondan uzaklaşma isteği geldi.

Dudaklarında keyifli bir yarım gülümseme belirdi. "Bir peri kızının bu ormanda ne işi var?" Tuhaf iltifatı vücudumdaki tüm kasları, kemikleri ve sinirleri okşayarak ürpertti. Bu adam da kimdi böyle?

Bu ürperti, Axel'in cayır cayır yanan bedenini gördüğümdeki ürpertiye benzemiyordu. Daha benzersiz, daha tutku dolu bir ürpertiydi.

Gerilerek oturduğum soğuk taşın üzerinden kalktım. "Arkadaşlarım getirdi."

Mükemmel vücudunu sergileyen dar kesimli giysilerinin hepsi kaliteli ve simsiyah kumaştan yapılmıştı. Bu haliyle bile ateşleri çağıran bir tür gücü vardı.

"Peki arkadaşların kim?"

"İki arkadaş." Dedim isimlerini vermeyerek. Belki de Tobias'ın iyiliğini diğer ejderhalardan gizlemeliydim. İçimden bir ses Axel'in burada olmamdan hoşlanmayacağını söylüyordu.

"Adları ne?" Biraz daha sokulup ellerini ceplerine sokunca, ben de biraz daha gerileyip sustum. Yoksa karşımda bir canavar mı vardı?

"Şarkın çok güzeldi." Diye devam etti. "Şimdiye kadar duyduğum en müthiş sese sahipsin."

Küstahlığına sinirlensem de geriye doğru bir adım daha attım. Kovayı nehrin içinde bırakıp kaçma dürtüsünü bastırmaya çalışıyordum. Çünkü karşımda duran yabancıdan buram buram tehlike seziyordum.

"Bir insanın iki ejderha ile arkadaş olması çok garip bir durum." Düşünceli gözlerle bakarak yavaş yavaş etrafımda dönmeye başladı. Davranışları sanki karanlık bir geceyi aydınlatan alevlerin ışığı kadar yakıcıydı. "İnsanların genelde bizden ödü kopmuyor mu? Hem senin bundan hareketle aşağıda olman gerekiyordu. Vazgeçtiğimiz insan diyarlarında herhangi bir toprak parçasında."

Beni kimsenin yapmadığı kadar dehşete düşürüyordu. Fakat bunu belli etmeye niyetim yoktu. "Onları kendimi bildim bileli tanıyorum." Diye yalan söyledim. "Bana zarar vermezler."

Etrafımda dönmeyi bırakarak durdu. "Ama buna rağmen seni yalnız olarak bu ıssız ormanda ejderhaların insafına mı bıraktılar?"

"Birazdan burada olurlar." Diye yalan söylediğimde sanki yalanımı yakalamış gibi gülümsedi fakat gülümsemesi anında kayboldu. Onun kadar yakışıklısını görmemiştim. Bu yüzden beynimdeki tehlike çanları hiç olmadığı kadar güçlü çalıyordu.

"Korkarım çok uzakta kalmışlar. Sana gideceğin yere kadar eşlik edebilir miyim?"

"Hayır." Dedim. Korkudan dilim damağıma yapışmıştı.

"O halde sana iyi yolculuklar." Dedi. "Beladan uzak durmaya çalış."

Gözlerindeki ufak bir parıltı bela kavramının onu anlattığını söylüyordu. Kendisinden uzak durmamı ister gibi bir hali vardı.

Refleksle, "Kolhis'ten misin?" diye sordum.

Yüzünü tekrar bana doğru döndü. Her hareketinde zarafet ve ölümcül bir güç akıyordu. Ama yüzünde tembel bir gülümseme belirince kaçma dürtüm kayboldu. "Kolhis'ten biri gibi mi görünüyorum?" Kısık sesle güldü. Kolhis'ten başka diğer ejderha ülkelerini bilmiyordum. "Hayır. Ben mide bulandırıcı Axel'in topraklarında yaşamıyorum. Bundan dolayı da çok mutluyum."

KAYIP YILDIZ (BİTTİ)Where stories live. Discover now