1.3

95 87 1
                                    

Gözlerimi açtığımda ayakkabılığa yaslanmış bedenimi esneterek ayağa kalktım.

Saate baktığımda geç kaldığımı fark ettim hemen kıyafetlerimi giyip çantamı alarak çıktım.

Kapının önündeki Feza beni şaşırtmamıştı.

Elindeki peçeteye sarılmış poğaçaları gördüğümde bir tanesini bana uzatarak yanımda yürümeye başladı.

"Günaydın"

"Sanada var mı bir haber?"

"Hayır"

Ağzımdaki poğaçayla bu sefer önden yürüyen bendim fakat arkadan bana yetişip yanımda yürümeye devam etti.

Okula girdiğimizde etrafıma alıcı gözlerle baksamda anormal davranan herhangi birini görmemiştim.

Sınıfa girdiğimizde Ahmet bizden yana yürümüş Fezanın omzuna elini koymuştu

"Feza dostum ne zaman söyleyecektin"

Feza anlamsız bir şekilde etrafına bakınıp gözlüğünü eliyle yukarı itmişti.

"Ne demek istiyorsun"

"Sınıfın ve okulun buzlar kraliçesi ile çıkıyorsun ve bize söylemiyorsun"

Tek kaşımı kaldırıp omzumu kapı pervazına yasladım ve vereceği cevabı bekledim.

"Bakın yanlış anlıyorsunuz"

"Hadi ama dostum bu güzelliği sadece kendinemi saklayacaksın" sonlara doğru sesi fısıltılı çıksada duymuştum.

Feza bir elini yumruk yaparken omzundaki kolu itmişti yanakları hafiften kızarsada bu seferki sinirdendi.

Diğerlerine aldırış etmeden bana dönüp kolumdan tutup sıraya oturtmuştu yanıma oturduğunda Ahmet arkadaşlarının yanına dönüp bize bakarak sohbetine devam etti.

"Ne oldu kıskandık galiba"
Bir anda elini masaya vurduğunda masada oluşan çatlakla şaşkınlıkla ona baktım.

" dalga geçme lütfen sana değer veriyorum senin hakkında kötü konuşulmasını istemiyorum"

Az önceki hareketine nazaran yumuşak çıkan sesi yüzünden ona olan muzip tavırlarımdan vazgeçmedim

"Yani bana değer veriyorsun ve benden hoşlanıyorsun"

Gözlüğünü itip elindeki kalemle oynadı.

"Sen benim arkadaşımsın değer vermem normal"

Kızaran yanakları onu ele veriyordu.

"Hoşlanmanda normal sonuçta güzelim her erkeğin hayallerini süslemem benim suçum değil"

Elindeki kalemle deftere sert ve sık çizgiler atmaya başladı elimle elini tutup avcuna üçgen çizdim ve onun içine daire hayali çizgilerim tekrar ederken bana ait anılar zihnimde canlanıyordu, ona baktım gözleri gözlerimle çakışırken gözlerinden geçen parıltılar kendini ele veriyordu.

"Hoşuna gittim mi bari" şakayla karışık onu kendine getirmek için sorduğum soru ile bir anda burnumun dibine girmişti yanakları hala kızarıktı.

"Evet gittin"
Onu ilk defa bu denli cesur görüyordum, kızarık yanaklarıyla ciddiyeti sağlayamıyordum tam cevap verecekken içeri giren geometri hocası ile ikimizde geri çekilmiştik.

&&&

Saatler süren bir geometri dersi sonrası bıkkınlıkla kalktım ve sınıftan çıktım arkamdan Feza gelirken elindeki test kitabına bıkkınlıkla baktım.

"Cidden mi hemde blok dersten sonra"

"Seneye üniversiteye gideceğiz biraz gerçek hayata mı dönsen"

Ona yüzümü dönüp orta parmağımı sallarken arkamdan belime sarılan elle gözlerim bir sanrıya daha kapılmıştı.

^^^^
"Anne sana söyledim ben değildim"

"Yalan söyleme her gece nereye gidiyorsun o zaman"

"Yelizin yanına anne biliyorsun ki ben artık büyüdüm bunu seninle konuşmak istemiyorum"

"Ben seni böyle yetiştirmedim"

Kadın gözyaşları içerisinde gitti.

^^^^^^
Feza beni kendine çekince arkamı döndüm
Saçma bir şekilde sırıtan çocuğa baktım.

"Feza arkadaşın kim tanıştırsana bizi"

"Ares uzak dur bizden yoluna git"

"Sakin ol dostum sadece soruydu"
Uzaklaşan Ares Fezada sadece gerginlik bırakmıştı.

"Bazen kafana torba koyup öyle dolaştırmak istiyorum"

"İnan bana bu sefer benimle alakası yok çocuk nefes alan herkese asılıyor gibi"

Kantine girdiğimizde boş bir masaya oturmuştuk etrafa göz attığımda bize yaklaşan pembe rengi ile sıkıntıyla iç geçirdim.

"Ne oldu?"

"Bu kız senden mi hoşlanıyor?"
Aniden sorduğum soruyla yanakları kızarırken bakışları bakışlarımı takip edip sorguladığım yere değindi

"Bilmem"

Kaçamak cevabı gerginlikle kalemi sallayışı bildiği herşeyi ortaya döküyordu

"Selam"

Ben cevap vermezken Feza karşılık vermişti bile

"Merhaba Dilan"

"Yarın akşam Doğum günüm biliyorsun evimde parti vereceğim gelmek ister misin?"

Yokmuşum gibi sorulan soru beni sevindirirken etrafta dolaşan bir katil varken yapılan parti hem şüpheli hem hayret vericiydi

"Minel de gelirse olur"

Bakışlar bana döndüğünde sıkıntıyla iç geçirdim kindar bakışlar üzerimden eksilmiyordu

"Hayır"

Pembe tokası kindar bakışlarıyla bana yaklaştığında iğrenir bakışlarım üstündeki renkteydi

"Gelmezsen yarın akşama kadar ağzımı kapamam ve eve pembe bir şekilde dönersin"

Lafın başında umursamazken renkli bir biçimde yapılan tehdit yüzünden bıkkınlıkla ofladım

"Peki kimler olacak peki"

"Ailem etrafta bir seri katil varken güvenli olmayacağını söylüyor bu yüzden okulun öğrencileri dışında kimse girmeyecek"

Feza Dilan'a gülümseyip onu överken içimdeki sıkıntıyla düz bakışlarımı Fezaya diktim Dilan davetiyeleri verip gittiğinde bakışlarımı ondan çekmemiştim.

"Ne?"

"Ondan hoşlanıyor musun?"

Şaşkınlıkla bir nida çıkarıp sandalyede tamamen bana döndü benimse boş bakışlarım yüzünü turluyordu.

"Hayır ama neden böyle düşündün"

Gözlerimi kapatıp başımı geriye yaslarken cevap verdim

"Herkese bu kadar nazik olursan başkaları yanlış anlayabilir kız senden hoşlanıyor"

Ne yaptığını göremesemde yüzümde ılık bir nefes hissettiğimde gözlerim kendiliğinden açıldı arkaya hafif sarkmış başım başımın üzerinde aynı hizada bana tersten bakan Feza fazla yakındı farkında olduğu bir durum olduğunu düşünmüyordum yanakları normal bir tondaydı

"Sende mi öyle düşünüyorsun yoksa benden hoşlanıyor musun?"

Geldiğimden beri ilk defa bir duygu yaşadım

Şaşkınlık!

Düşler Okulu Where stories live. Discover now