Secret Love | Jikook

🥀2🥀

Medya Jimin'in kıyafeti ama kravatsız ehe

İyi okumalarr
Yorum ve oylarınızı bekliyorummm

🍓🍑
28 Haziran 2022/

Pembe saçlı olan, babasının söylediği şeylerden sonra bir süre kendi başına oturup dediklerini düşünmüştü.

Annesinin ölümü ona en ağır gelen şeydi. Babasının bu kadar korumacı tavırlarına artık hak veriyordu. Onun büyük bir korkusu oluşmuştu eşinin ölümünden sonra: En değerli diğer varlığının, biricik oğlunun da tehlikeye girmesi. Bunu göze alamazdı adam. Onun için dikkatli davranması gerekiyordu. Bunu yaparken oğlunun bazen ona küsmesine, üzülmesine ve ondan kalbini kıran sözler duymasına da katlanmak zorundaydı, kendisine göre.

Ama Jimin artık ona bu konuda karşı çıkmayı veya onu üzecek davranışlarda bulunmayı düşünmüyordu.

Babası zaten bu günlere gelene kadar emindi ki zorlu yollardan geçmişti . Şimdi bir de kendisi onu yormak istemiyordu.

İki katlı villanın bahçe kapısından girerken düşüncelerinden kurtulup yüzüne büyük bir gülümseme yerleştirdi. Karşısında onu bekleyen yakışıklıya bu yüzünü göstermek istemezdi.

Bahçe kapısından içeri geçip sarışın çocuğun yanına geldiğinde, "Demek kendime yeni birisini bulmam gerek hm?" diye gülerek konuşan Alex'le kahkaha attı pembe saçlı olan.

"Benim gibisini bulamazsın yalnız..."

Alex, pembe saçlı çocuğa yaklaşıp kalçasından tutarken dudağına minik bir öpücük kondurdu.

"Bence de bulamam."

Jimin çocuğun dediğine sırıtıp bir öpücük de o kondurdu dudaklarına.

Bir süre konuştuktan sonra Alex tekrar elindeki dolgun kalçaları sıkıp çocuğun dudağına yaklaştı. Jimin'in elleri sarışının kollarına tutunurken, minicik bir öpücük hissetti dudaklarında.

"Acaba diyorum..." bir öpücük daha. "Son kez-" cümlesinin devamını tahmin ederek geri çekti kendini hemen.

"Hayır olmaz, gideceğiz birazdan zaten. Hiç vaktim yok." Kalçasındaki el sıkılaşırken kollarını karşısındaki çocuğun boynuna doladı Jimin. Büyük ihtimalle bu onu son görüşüydü, diğerlerinde olduğu gibi.

Her sene buraya geldiğinde kendisine eğleneceği birisini bulur, iki ay hep onunla takılır ve dönüşte bir daha görüşmemek üzere vedalaşırlardı. Ayrıca bunu yanlış bir şey olarak da görmezdi Jimin. İnsanın düzenli bir cinsel ilişkisinin olması gayet normal bir durumken bazı insanlar bunu farklı kalıplara sokup ayıplıyorlardı. Yine de bu pek Jimin'in umrunda değildi.

Bunu her tanıştığı kişiye en başında söylerdi, arada duygusal bir bağ olmayacağını, eğer karşı taraf hoşlantı hissederse de onun kendisini ilgilendirmediğini ve geri dönüş alamayacaklarını söylerdi. İki aylık partnerleri de onu hep onaylamışlardı ve bu duygu konusunda hiç yarı yolda bırakmamışlardı şimdiye kadar.

Şimdiden sonrasının da böyle olmasını istiyordu Jimin. O duygu insanı değildi. Tek bir kişiye bağlı kalmayı düşündüğünde daralıyordu ve reddediyordu bu duyguları. Şimdiye kadar da zaten hiç kimseye karşı bir duygu beslememişti. En azından aşık olmamıştı.

İllaki birilerinden hoşlanmıştı ama bu ileriye gidemeden bitiyordu genelde, aşka ilerletecek kimse çıkmamıştı şimdiye kadar karşısına. Çıkacağını da pek zannetmiyordu açıkçası.

O kadar insan tanımıştı, bir sürü birlikteliği olmuştu ama hiçbirine de aşık olmadığına göre 'demekki o duygu bana göre değil' deyip kendini aşktan uzak ilişkilere adamıştı.