Shanks(One Piece)

1.8K 24 4
                                    

Sabahın erken saatleriydi. Her zamanki gibi erken uyanmıştım. Gemi hafiften sallanıyordu. Normal biri olsa en fazla bir kaç gün dayanabilirdi . Ama konu biz korsanlar olunca akan sular dururdu. Martı sesleriyle gideceğimiz adaya varmaya başladığımızı anladım. Üstüme hızla bir şey giyinerek fırladım. Her zamankinden daha heyecanlıydım. Çünkü bu gün Shanks la görüşecektim. Onu en son 3 yıl önce adamıza geldiğinde görmüştüm. O günden sonra özgürlük adeta ruhuma işlemişti . Yeşil ve çokta büyük olmayan, insanların yaşadığından şüphe ettiğim adaya baktım ve konuştum:

+ Burada olduklarına emin misiniz?
-Evet kaptan!
+O zaman adaya çıkmak için hazırlıklara başlayın!
- Hai kaptan!

Sonunda... En sonunda bana söylediği gibi onu bulmuştum. Yani tam olarak bulamamıştım ama üzereydim.

Gemide birkaç tayfa bırakarak kalanlarla adaya çıktım. Onlara gidip yiyecek bulmalarını söyledim ve Shanks ve tayfasını aramaya başladım.

Aradan uzunca bir süre geçmesine rağmen hala onlardan en küçük bir iz yoktu. Geç olmuştu ve tayfam büyük ihtimalle sahilde beni bekliyordu. Sahile doğru ilerledim ama bir sıkıntı vardı. Burada kimse yoktu. Biraz bekledim ama kimse gelmeyince endişelenmeye başladım. Ormanda ilerlerken bir anda ağzımı kapatan iri bir kol ve gözlerimi kapatan bir torba beklemiyordum.Bir saat boyunca debelenmiş ancak bunun gereksiz olduğunu anlayınca sakinleşmiştim. Sakinleşmemden sonra bir yerlere gelmiş ve ağzım açılmıştı. Şimdiyse sıkıntı vücudumun yaklaşık 100 yıllık büyük bir ağaca bağlı olmasıydı. Karşı tarafın konuşmasına fırsat vermeden konuştum:

+Bana doğruyu söyleyin tayfamı siz mi kaçırdınız sizi bok kafalılar! Eğer herhangi birine bile en küçük zarar gelirse hepinizi diri diri gömerim! Sonsuza kadar buraya bağlı kalacağımı sanıyorsanız büyük bir yanılgı içerisindesiniz!

Bu sırada çevreden fısıldaşma ve kıkırdamalar çıkmaya başladı. Neler oluyordu?! Bir anda birinin elini yüzümde hissettim. Daha sonra yüzümü okşamaya başladı. Buna neden katlandığımı kendime sorarak karşıdakinin elini büyük bir şevk ile ısırdım. Adamdan kesik hızlı ama yüksek bir çığlık çıkınca gülümsedim ve konuştum:
+Bana dokunmaya cüret etme! Pek uslu bir kız olduğum söylenemez...

Başımdan çıkarılan torbayla gözlerim ışığa tekrar kavuştu. Bu kavuşma kısa sürdü çünkü gözlerimi hemen geri kapattım. Gözlerim kısa süre sonra ışığa alıştı ve bende karşımda duran kişiye net şekilde baktım. Elini ovalıyor ve yüzünde tuhaf bir gülümseme var. Shanksın kızılları yine harika görünüyor... DUR NE SHANKS!? O mu beni bu hale düşürdü? Gerçekten nasıl oldu da tahmin edemedim? Bunları düşünürken konuştu:

-Gerçektende hiç uslu bir kız değilsin. Hatta tam aksine çok aksi ve vahşisin. Ama sanırım bu yüzden sende beni sana çeken bir şeyler var.
+Çok nazik ve güzel konuşuyorsun ama beni çözmezsen daha sonra çok kötü ödeyeceksin!
- Tamam sakin ol.

Beni çözdükten sonra yanına yaklaştım ve sinirle baktım. O ise bana bir süre baktıktan sonra sarıldı. Bende kollarımı ona sardım ve özlem giderdik.Sonra konuştum:

+Seni buldum.

Yanağımı öptü ve saçlarımı kokladı. Ben utanırken o gayet doğal bir şeymiş gibi davrandı.Sonra aldırmadan konuştu:

-Çok uzun sürdü.

Bende onun yanağını öptüm ve:

+Hiç yerinde durmuyorsun ki.....

EVET ARKADAŞLAR BU KADARDI. DAHA İLERİ GİTMEYİ ŞU ANLIK PLANLAMIYOM. İSTEDİĞİNİZ BİR KARAKTER VARSA SÖYLEYİN.

 Anime X ReaderWo Geschichten leben. Entdecke jetzt