3.0

153 4 0
                                    

Şuan ne mi oluyor, Mert ve Mete Toprağı öğrendikleri için odam da ayakta dikiliyorlar.

"Ay yeter!, çıkın dışarıya daha üniversite için bavul hazırlayacağız!." ah evet bir de bu vardı... Yazın bitimine az kaldığı için üniversite açılacaktı haliyle bir hafta erken gidecektik yurda.

Yere çöküp açık bavuluma eşyalarımı koymaya başladım.

"Toprağa söyledin mi?" Suyun dediği şey ile sıkkınlıkla başımı salladım. "E o zaman ne duruyorsun?, kalk ben hallederim. Git buluşun konuşun zaman geçirin. Annen sorarsa ben bir şeyler uydururum. Hadi canım, hadi hayatım, hadi afet'im benim." Su elimi tutup çantamı elime sıkıştırmıştı. Kapıya kadar sürüklüyor hem de konuşuyordu. Kapıyı açıp son olarak elime ayakkabılarımı tutuşturdu ve kapıyı kapattı. Bir kaç saniye ayakkabılarıma bakıp derin nefes alıp verdim. Ayağıma geçirip çantamı omzuma taktım ve merdivenlerden indim. Yokuşa doğru yürüyordum. Bir yandan da Toprağa mesaj atıyordum.

Yokuşu çıktık dan sonra kenar da onu bekliyordum. Aradan geçen bir kaç dakikadan sonra Toprak göz hizama geldi. Hızlı adımlarla yanıma gelip kollarına aldı beni.

"Çok bekletmedim, değil mi?" kafası saçım da olduğu için boğuk çıkmıştı. Saçlarımı kokluyordu...

"Yok bekletme din." diyerek sıkıca sarıldım. Kafasını saçlarımdan çekip gözlerime baktı.

"Acil deyince aklım çıktı. Bir şey mi oldu?"

"Aslın da evet, ama burada olmaz." demem ile başını salladı. Sol elimi sıkıca tutup beni yönlendirdi ve yürümeye başladık.

Aradan geçen zaman sonra denize bakan bir banka oturmuştuk. Derin nefes alıp konuya başladım.

"Biliyorsun, üniversitelerin başlamasına az zaman kaldı, bundan dolayı benim de erkenden yurda gitmem gerek. Hem yerleşip hem de adaptasyon için. Biliyorsun daha önceden beri kalmama rağmen hemen adapte olamıyorum." diye bir çırpıda söyledim. Yüzüne bakamıyordum bu yüzden ellerimle oynuyor ve ellerimi izliyordum.

"Bak güzelim..."

"Bu zaman zaten gelecekti, biliyorduk. Ama yalan demeyeceğim üzüldüm. Ama yapacakta bir şey yok, ayrı kaldık diye ilişki bitirecek de değiliz. Tabi sen uzak mesafe ilişkisi yürüteceğini düşürsen..."

"Toprak, saçmalama! tabi ki devam edeceğiz." demem ile birden sert bir göğse çarptım.

"Tabi ki devam edeceğiz, dediğim laflar klasik kızım benden gideceğine izin verecek değilim herhalde!"

"Bak ya." diyerek gülmeye başladım. Benimle birlik de o da güldü.

"Ne zaman gideceksin?"

"Bu gün bavullar hal olur, iki gün sonra tahminen."

"Bu kadar erken, ama ben senin daha yeni kalbine girdim."

"Bak sen."

"Bakim." diyerek yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Yakınlık ile yutkunma gereksinimi duydum. Burnuma öpücük kondurup geri çekildi.

"Sen?" diyerek soru yönelttim.

"Haftaya." diyerek kısa kesti.

"Anladım."

"Asma suratını, gel gitmeyecekmiş sin gibi zaman geçirelim." diyerek oturduğumuz banktan beri kaldırdı. Umarım güzel bir gün olurdu...

***

Akın: Vay demek biz sin lunaparka gidildi he. Öyle olsun!

Bir içim su: Ay şiştim, ne yapacaktın ikisinin arasına girip ellerini mi tutacaktın?

Cankurtaran Bey - Yarı Texting (ACEMİCE YAZILMIŞTIR!.)Where stories live. Discover now