73. Bölüm : Kırmızı Elma Cinayetleri

3.6K 297 851
                                    

Geçen bölümdeki vedayı resme döken ssilakyl beni on üç yerimden bıçakladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Geçen bölümdeki vedayı resme döken ssilakyl beni on üç yerimden bıçakladı. Detaylarda boğuluyorum. Ellerine sağlık paralelim, çok teşekkür ederim. ❤

×××

Evliliğimizin dördüncü sabahına cinayet haberiyle uyanmıştık. Evliliğimizin dördüncü sabahında bir suç mahallinin önünde dikiliyor, kan kokusu soluyorduk çünkü nadiren istisnalar olsa bile bizim hayatımız tam da bundan ibaretti.

"Günaydın." dedi Selim olay yeri şeridinin altından geçerken. Kimliğini olay yeri giriş çıkışını kontrol etmekle görevli olan memura ters göstermişti. Sapsarı saçları oldukça dağınıktı. Gözlerinden uyku akıyordu, dün gece geç yatmış olduğunu düşündürdü bu bana. "Tam kadro yine sahalardayız demek..."

"Günaydın." dedi Savaş onun omzuna elini koyup. Bu görüntüyü eskiden asla hayal edemezdim ama artık fazlasıyla gerçekti. Savaş ve Selim arasında süregelen o mücadele son bulmuştu. Gerginlik yoktu hiçbir şekilde. "Uzun bir gece miydi?"

"Birkaç gündür uyuyamıyorum ya." Saçlarını karıştırdı elleriyle. Biraz olsun düzeltmeyi başarmıştı. "Sizin o pis kardeşiniz bana bir elveda bile demeden gittiği için olabilir. Uçaktan indikten sonra beni görüntülü arayıp etrafı gösterdi, beynime yediğim bir kurşunla eş değer tüm bunlar!"

"Öyledir o." dedi Ateş. Gizlediği bir hüzün vardı ama onu bu kadar iyi tanımasaydım anlayamazdım içindekileri. Umursamadığını bile düşünürdüm hatta.

Çetin'le konuşmam gerekiyordu. Onu aradığım halde kendisine ulaşamamıştım. Israrcı arayışlarımdan birinin sonunda Oğuz telefonu açıp Çetin'in, Baran ve Berna'nın yanında olduğunu söylemişti bana. Sürekli olarak onlarla ilgileniyormuş birkaç gündür. Yemeklerde bile göremiyorlarmış yüzünü adamları.

Eğer bugün işim olmasaydı doğrudan onun yanına gidecektim. Diğer günler gitmememin sebebi de biraz yalnız kalmak isteyeceğini düşünmemden kaynaklanıyordu.

"Abin, baban ve annem kadar vefalı değil herkes," dedi Didem, kız kardeşiymiş gibi Cemre'ye üstten üstten laf sokarken. Bizimkilerle dün vedalaşmıştık.

"Laklaka devam mı?" diye sordum parmaklarım pantolonumun kemer kısmındayken. "Bir ölü var ya hani, bizi bekleyen?"

"Yukarıda mı başkomiserim?" diye sordu Selim ciddi tonunu yakalayarak. Bir hitabı bile özleyebiliyordu insan.

"Kendi eviymiş." Kapıyı bizim için ittim. "Katilin tanıdık olma ihtimalini doğuruyor bu. Yakın çevresi araştırılmaya başlandı."

Merdivenleri en önden ben tırmanıyordum, hemen arkamda da Ateş vardı. "Başkomiserim." dedi beni kapıda karşılayan polis memuru. Ayakkabılığın üzerinden eldivenleri ve galoşları alıp yüzümü yeniden ona döndüm. "Ceset salonda, boğuşma izleri var ama kapı zorlanmamış."

EKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin