68. Bölüm : Daha Dün

5K 454 915
                                    

"Ben mi yanlış görüyorum yoksa onlar şu an el ele mi tutuşuyorlar?"

Abimin dehşetle yerinden kalkarak sorduğu bu soru karşısında Ateş hiçbir tepki vermeden elimi tutmaya devam etti.

"Ulan arabesk, ulan saman! Bıraksana kardeşimin elini!"

Bizimkiler de şaşkınlardı, Selim kendi kendine 'ooo'lamaya başladı. Savaş kaşlarını kaldırdı. Mehtap abla üç kez 'tü' sesi çıkardı ve ardından kulağını çekip yumruk yaptığı elini koltuğa vurdu birkaç defa. Cemre ve Çetin'in yüzünde birbirinin kopyası olan gülümseyişler asılıydı. Cemre abisiyle gurur duyuyormuş gibi, Çetin ise kız kardeşiyle gurur duyuyormuş gibi bakıyordu bize.

Babam hemen arkamızdan gelirken Didem'in çenesi şaşkınlıktan yere yapışacaktı. Abim deliriyordu, bizden tepki alamadıkça daha da alevleniyordu gözleri. "Baba." dedi hayretle. "Onları görmüyor musun? Bir şey desene."

"Allah tamamına erdirsin."

Eminim ki abimin babamdan beklediği 'bir şey' bu değildi.

"Ulan seni bir gram gözüm tutmamıştı zaten." Birkaç kısa adımda yanımıza varmıştı abim, parmağının ucunu Ateş'in göğsüne doğrultmuştu. Ateş ifadesinde hiçbir değişiklik olmadan abime bakmaya devam ediyordu. "O eli." dedi kelimelere vurgu yapa yapa. "Bırakıyorsun."

"Bırakmayacağım." dedi Ateş. Bizimkiler, Mehtap abla ve babam da dahil, iki çocuk kavga ederken onları gaza getirip kenardan kaosu izleyen tayfa gibilerdi. O kaostan besleniyorlardı.

"Ben onun abisiyim."

"O da onun sevgilisi Ata."

"Deme öyle." dedi abim sertçe. "Öyle dememelisin baba, bak bu çocuk daha genç. Görecek günleri vardır, görmesin mi? Ölsün mü bu çocuk baba?"

"Asıl çocukluk yapan sensin şu an." Babam mükemmel biriydi. "Senin timden bu kıza birilerini ayarlamaya çalışırken gayet eğleniyordun. Neden hayatında biri olduğunu görünce şaştı feleğin?"

"Aynı şey mi?"

"Aynı şey." dedim.

"Sen hiç konuşma zaten." Abimin babam gibi hemen kabullenemeyeceğini görmek beni şaşırtmamıştı ama Ateş'in bu keskin duruşu güvende hissetmemi sağlıyordu. "Ben bu çocukla aynı masaya oturdum hiçbir şeyden haberim yokken. Nasıl yaparsın bunu?"

"Ne yapmışım ben tam olarak?" Geçmiş bir anının içindeydik sanki, birbirimize bağırıyorduk yine. Yıllar sonra değişen tek şey yaşlarımız olmuştu. "Böyle yapacağını biliyordum, çok gereksiz bir tribin içindesin."

"Elini hala tutuyor." dedi abim.

"Sen yokken de tutuyordu."

Arka taraftan bir 'ooo' sesi daha yükseldi fakat bu sefer daha kalabalıktı. Selim'in yanı sıra Didem, Cemre, Mehtap abla ve hatta Çetin'den de gelmişti. Bu abim dışında hepimizin gülmesine sebep oldu.

Oysa o inat etmişti, ille de gerecekti ortamı.

"Atakan." dedi babam, sesi otoriterdi. "Otur oturduğun yere. Çok merak ettiysen Ateş'i yakından tanıyalım, zaten bunun dışında hiçbir şey gelmez elinden."

"Sen ciddi misin baba?"

"Evlenmeye karar veren Ateş ve Pelin kadar ciddiyim Ata."

Abimin gözleri yuvalarından fırlayabilecekmiş gibi oldu. Babam da dan diye söylemişti. Bari biraz alıştıra alıştıra girseydi konuya. "Bir de evlenecekler miymiş? Vermiyorum lan izin, hadi evlenin bakayım."

EKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin