🔥 KUYTU KARANLIK

Start from the beginning
                                    

Ben daha ağzımı açmadan belime koyduğu eliyle beni tozlu merdivenlere iterken, aynı anda gri kapıyı kapattı ve arkasındaki sürgüyü çekti. Uğursuz bir karanlık her yeri siyaha boyarken kapıyı itmeye çalıştım fakat çoktan kilitlediğini biliyordum.

"Hey!" diye seslendim. Ancak tahmin ettiğim gibi duyan olmadı.

Umutsuzca serin bir esintiye giden merdivenleri çıkarken karanlıkta yuvarlanmamayı diliyordum.

🔥🔥🔥

Beton rengi duvara yaslanmış, soğuk zemine bacaklarımı önüme çekerek oturmuştum. Kollarımı dizlerime dolamış, başımı diz kapağımın üstüne koymuştum. Minik bir mırıltıyla şarkı söylerken korkmamaya çalışıyordum.

Axel'in beni kapattığı kule bomboştu. Duvarları örümcek ağlarıyla kaplanmış, fareler duvarları oyarak yuva yapmıştı. Rutubet kokulu uğursuz yerde oturmak için ne bir divan vardı ne de bir şilte.

Lüks ve süslü malikanenin dekoruna yakışmayan bir yerdi burası. Süslü avizeler, renkli duvar kağıtları yoktu. Onun yerine neredeyse tavana koyulmuş, iki yuvarlak penceresi vardı. Cılız ışık olmasa ellerimi bile göremezdim.

İçli içli ağlarken buraya geldiğimden beri ilk kez böyle duygusal bir çözülmeye yaşıyordum. Ayı ile karşılaştığımda, bir ejderhanın evime geldiğinde ya da Kolhis denilen cehenneme düşerek ailemden uzaklaştığımda bile böyle duygusal bir tepki vermemiştim.

Şimdi bir kulenin boş odasına kapatıldığım için ağlamam komik geliyordu. Belki de her şeyi biriktirdiğim için bu ufak olay beni darmadağın etmişti.

Dudaklarıma düşen tuzlu gözyaşlarım ağzıma gelirken yıllardır ağlamadığımı da biliyordum.

Ben ağlamazdım. Annem öldüğünde babama dayanak sağlamak için güçlü kalması gereken kişi bendim. Aç kaldığımızda eve yemek getirmesi gereken kişi bendim. Bir ejderha evimize geldiğinde kendini feda etmesi gereken kişi de bendim.

Ben defalarca fedakarlık yaparken hayat sadece benim canımı yakıyordu.

Şarkımı söylemeye devam ettim. Eski bir kır ninnisiydi söylediğim parça. Güzel kızların koşuşturduğu, çocukların kelebekler kovaladığı, çiçeklerin rengarenk açtığı bir diyar vardı.

Beni kuytu karanlıklara hapseden, ailemden çalan canavarlar yoktu.

"Freya." Dedi bir ses. Kolumun yeniyle yüzümü hızlıca silerken Tobias merdivenlerden çıktığı için nefes nefeseydi. "Burada tek başına ne yapıyorsun?"

"Axel beni buraya kapattı."

"Yedi Tanrıça Aşkına!" dedi inleyerek. "Aklını kaçırmış olmalı."

Yerimden kalkmam hızlı olmuştu. "O zaten aklını kaçırmış bir delinin teki!"

"Kreon geldiği için böyle saçma davranmış olmalı."

"Umurumda değil."

"Hadi gel. Aşağı inelim. Kreon gideli saatler oldu."

Başımı Tobias görmese de salladım ve onu usulca takip ettim.

🔥🔥🔥

Ruth akşam yemeği için bana sandviç getirdiğinde Tobias ile karşı karşıya oturuyorduk. Odamın balkonu açık olduğu için hoyratça esen rüzgar bize eşlik ediyor, havanın sıcaklığını biraz olsun dağıtıyordu.

"Axel'in davranışı için tekrar özür diliyorum. Son zamanlarda bir kadın nasıl davranılması gerektiğini bilmiyor."

Omuz silktim. "Önemli değil, Tobias. Ben bir hizmetkarım. Axel ise benim efendim."

KAYIP YILDIZ (BİTTİ)Where stories live. Discover now