John, Elena'nın babasının iş ortağının oğluydu. John'la aynı yaşıt olsalar da kafaları bir değildi. Birlikte sadece eğitim yaparlardı. Bu yüzden Elena'nın arkadaşı bile yoktu. Ama John bir boşluk bulup Elena'yla oynamak ister ve onu üzgün olduğunda neşelendirirdi.

Silah eğitimi dövüş eğitiminden biraz daha kolaydı ve bunda John'u geçmişti Elena. Bunda bu sefer kendiyle gurur duyuyordu ama peki bu durumda annesi onunla gurur duyar mıydı? Onu elinde silahla güçlü bir kız olarak görünce ne tepki verirdi? Elena bunları düşünmeden edemiyordu. Ve bu sorular onun peşini asla bırakmıyordu.

Elena yağmurun altında silahını hedefe kilitleyip ateş ediyordu. Kafasında ki sorularla bu şekilde kurtuluyordu. Robert ona seslendiğini bile duymuyordu. Ki Robert onun yanına gelip omzuna dokunana kadar.

" Elena, sana seslendim. Duymadın mı?" dediğinde Elena ateşi kesip Robert'e döndü. Yüzü ıslak olduğu için Robert'in onun ağladığını anlamadığını düşünüyordu.

" Ben... İyiyim." dediğinde Robert tek kaşını kaldırıp ona baktı.

" Gel içeri girelim." dediğinde silahı masaya bırakıp kulübeye girdiler. İçeri girdiklerin de John Elena'ya havlu uzattı ve Robert'in bakışıyla odasına girdi. Elena koltuğa oturup saçını kuruladığında Robert yanına oturdu ve ona baktı.

" Neyin var?" diye sorduğunda Elena Robert'e baktı.

" Robert ben annemi özlüyorum." dedi ve gözleri dolmaya başladığında Robert'e sarılıp gözyaşlarını sakladı.

CUMARTESİ 25.06.2015

Elena artık genç kız olmuştu. Bu yaşa kadar bir sürü şey öğrenmişti. Hayatı boyunca en zor yılı bu yılı olacağını bilmiyordu daha.

Bir gün tek başına eğitim gördüğü sırada alt bikini bölgesinde tuhaf bir şekilde akıntılar hissetmeye başladı. Ne olduğunu anlamadığı için eğitimine devam etti. Akıntılar devam ettiğinde eğitimi bıraktı ve utanarak altına baktı. Siyah taytında karartılı bir şeyler gördüğünde aklına hiç bir şey gelmedi ve eğitim odasında çıkıp babasını çalışma odasına koştu. Koşarken birine çarptığında Robert'le göz göze geldi.

" Ne oldu Elena? Soluk soluğa kalmışsın." dediğinde Elena hiç düşünmeden cevap verdi.

" Altımda tuhaf şeyler hissediyorum." dediğinde Robert şaşkınca Elena'ya baktı.

Doktor içeride Elena'yı muayene ederken Elena'nın babası endişeyle odanın dışında bekliyordu. Kızı için bu zamana kadar endişe etmezdi ama bugün gerçekten çok korkuyordu.

" Bunu olacağını bir gün biliyorduk." dedi Robert efendisine bakarak. Elena'nın babası kaşlarını çatarak ona baktığında göz göze geldiler.

" Ne olursa olsun Elena normal bir kız olmayacak. Bunun için ne gerekirse yapacağım." dediğinde doktor odadan çıkmıştı. İki adam doktora baktığında doktor konuşmaya başladı.

" Küçük hanım iyi. Ama durumuna bakarsak regl döneminden geçiyor. Bu zaman da küçük hanımın dinlenmesi ve ağrılarını olmaması için ağır şeyler taşımaması gerekiyor." diye açıklama yaptığında Robert kafasın salladı ama Elena'nın babası bu durumu pekiyi karşılamamıştı.

" Bunları bildiğimizi biliyorsun doktor. Asıl konuya gel" dediğinde Doktor Elena'nın babasını istediği gibi konuştu.

" Sizin için asıl konu Bay Brain." diyerek anlatmaya başladı.'' Bu sürecin bitmesi için yarın hastaneme gelmeniz gerek. Küçük hanımı küçük bir ameliyatla yumurtalıklarını almalıyım. Bu durumda görevlerini daha kolay yapacaktır.'' dediğinde konuşması bitti sanmıştı iki adamda.

" Peki, o zaman yarın biz Elena'yla hastaneye geliriz. Ben sizi geçireyim." dedi Robert eliyle yolu göstererek.

" Bir de..."dedi doktor içinde kalan bir şeylerle Brain'e bakarak. Brain doktora baktığında konuşmaya başladı.

" Eğer küçük hanımı ameliyat yaparsam." diye duraksadığında Brain kızmaya başladı.

" Ne söylemek istiyorsunuz doktor bey?" diye kızdığında doktor tekrar konuştu.

" Eğer küçük hanımın yumurtalıklarını alırsam bir daha hiç çocuğu olmaz. Bundan emin misiniz Bay Brain?" diye adama baktığında Brain kaşlarını çatıp doktora baktı.

" Siz görevinizi yapın doktor. Gerisine karışmayın." dediğinde doktor içten içe Elena'ya üzülmüştü. Küçük bir kızın bunları yaşaması çok ağırdı diye içinden geçirdi.

Elena kapının arkasında duydukları karşısında ne yapacağını, ne tepki vereceğini ve babasına ne diyeceğini bilmiyordu. İleride hiç istemediği bir hayatı olacaktı ve bunun tek sebebi kendisiydi. Ne babası, ne doktor ne de Robert'ti. Bu işe girmeyi kimse zorlamamıştı. Babası bile. Bu kendi seçimiydi ve bundan şimdiden pişman olmuştu. Ama iş işten geçmişti zaten ve kendine çok kızıyordu.

Gece Elena kendine kızıp duruyor veya bu durum getiren asıl kişiye annesine kızıyordu. Sabaha kadar uyumadan durmuştu yatağın üstünde. Sabah olduğunda kahvaltıdan sonra ilk iş hastaneye gitmeleri olmuştu. Sadece Robert ve Elena hastaneye gitmişti. Babası işi olduğundan gelmiyor veya gereksiz buluyordu onun orada olmasını.

" Bundan korkmam gerekir mi?" diye sordu Elena Robert'e. Robert dönüp gülümseyerek Elena'ya baktığında cevap verdi.

" Korkacak bir şey yok Elena. Sen güçlü bir kızsın" dediğinde Elena da gülümsemişti.

Hastaneye geldiklerindedoktor ilk olarak Elena'nın ameliyatına girdi. Ameliyattan önce hemşireElena'yı ameliyat için hazırlarken Elena çok gergindi. Hayatı boyunca ameliyatolmadığı için gergin olması normaldi. Ameliyat hanenin dışında Robert' de Elenakadar gergindi. Sonuçta Elena'yı annesi ona emanet edip gitmişti.

KARANLIKLAR ÜLKESİWhere stories live. Discover now