Okulda ilk gün

500 54 17
                                    

Kumsal

"Hemen iniyorum."

Arayan Hectordu. İlk gün beni okula o götürecekti.
Tabletimi,kalemimi ve defterimi son kez kontrol ettikten sonra montumu giyip dışarı çıktım.
Asansörü beklerken göz ucuyla yan kapıya baktım.
Kapısını çalmak istiyordum. Hem yan komşumdı hem aynı üniversitedeydik. Bu kadar soğukkanlı olmasa kapısını çalıp beraber gitmeyi teklif edebilirdim ama çekiniyordum. Asansör geldiğinde binip sıfıra bastım.
"Günaaydınn."
"Günaydın." Dedi Hector kapımı açarken.
"Mercie"dedim göz kırparak.
Arabaya binip çalıştırdığında aşırı heyecanlıydım. Beni nasıl bir hayat bekliyordu?
Yine hep yaptığım gibi insanları izlemeye koyuldum. Bu şehrin garip bir karmaşası vardı ama bana yabancı gelmiyordu. Sonuçta İstanbul'dan geliyordum.
"İşte geldik." dedi Hector beni düşüncelerimden kurtararak.
Arabadan inip kısa bir süre bekledim. Çok büyük ve çok güzeldi. Fotoğraflarda gördüğümden çok çok daha güzeldi.
"Sana kampüsünü göstereyim."
Hector'la beraber yürümeye başladık. Birkaç kişiyle göz göze geldiğimde gülümsediklerinde bende gülümseyerek karşılık verdim. Yuvarlak gözlüklerim zaten ben ineğim diye bağırıyordu.Miyoptum.
"Eh bundan sonrası sana kalmış."
"Çok teşekkür ederim Hector."
"Rica ederim. Eğer çıkışta bulamazsan yada bir ihtiyacın olursa beni aramaktan çekinme."
Ona tekrar teşekkür edip kampüsten içeri girdim.
Psikoloji kampüsüydü bu ve şuan çimlerde yatan herkes galiba bu bölümdeydi. Tek başına oturan birkaç kişiyi görünce sevindim. Benimde kaderim onlarla aynı olacaktı muhtemelen.
Dersimin başlamasına 20 dakika vardı.
Önceden her şeyi araştırdığım için köşedeki küçük kahveciye gidip kendime kahve aldıktan sonra tektar dışarı çıkıp çime oturdum.
Böyle oturup etrafı izlemenin biraz komik olduğunu düşünerek kalkıp sınıfıma doğru ilerlemeye başladım.
Acaba Carla'nın kampüsü nerdeydi.
Sınıfa doğru ilerlerken hayatımda sayılı yaşadığım kalp atışlarından birini yaşıyordum. Gerçekten çok heyecanlıydım.
Tanrım!Kendine gel Kumsal.
Sınıfa girip etrafa kısaca göz attıktan sonra boş olan biryere geçip oturdum. Sınıfın kalabalık olmasına şaşırmıştım. Dersin başlamasına daha 10 dakika vardı ama neredeyse herkes burdaydı.
Etrafı çaktırmadan süzmeye başladım. Kendi arasında konuşanlar,tek başına kitap okuyanlar,leptopuyla uğraşanlar. Şuanki izlenimim bana Türkiye'kinden pekte farklı gelmemişti. Bu durum açıkcası hoşuma gitti. Köyden indim bayıra olayını yaşamayacaktım anlaşılan.
İlk dersim "psikolojiye giriş"ti.
Bu dersi öncedende görmüştük ama hocanın dediğine göre biraz daha üst level bir ders olacaktı.
Yaklaşık bi 10 dakikalık sohbetten sonra sonunda derse başladı.Sınıfa hocanın geldiğini düşünerek dikleştim.
Hoca kendini tanıtırken ağzından çıkan her kelimeyi beynimin bir köşesine yazıyordum.
Hoca yarın görüşürüz diyip sonıftan çıktı.2 saatlik molasız ders sonucunda bi afallamadım değil.
Çaktırmadan sınıfa baktığımda herkesin benim gibi sudan çıkmış balığa döndüğünü görünce hafifçe gülümsedim. İyi ilk dersten zorlanan tek insan ben değilmişim.
Bugünki diğer ve son dersim 1 saat sonra başlayacaktı. Eşyalarımı toplayıp yemekhaneye doğru yürümeye başladım.
Gördüğüm her şeyi unutmamak için tekrar bakıyordum.
Yemekhaneye geldiğimde sandığımdan daha az sıra olması hoşuma gitmişti.
Sıra bana geldiğinde "kartınız lütfen"dedi kadın elini uzatarak.
Kart?
"Ne kartı?"

"Sanırım yenisiniz. Yemekhaneye girebilmek için danışmaya gidip kart çıkarttırmanız gerekiyor.

"Peki teşekkürler."
Diyip arkamı döndüğümde görmeyi en son beklediğim şey Carla'nın zümrüt yeşili gözleriydi.
Kolumdan tutup beni arkasına alıp kadına kartını uzatarak
"İki tepsi lütfen."
"Biliyorsunuz. Başkasının kartını kullanması yasak."
"Ben yiyeceğim ikisinide. Boş boş bakmada hazırla artık."
Ben şaşkın şaşkın onları izlerken kadın bozulduğunu belli etmeden"iki tepsi ne? Hepsinden mi istiyorsunuz?
"Evet."
Kadın tepsileri uzattığında Carla sonunda bana dönmeyi akıl etmişti.
"Tepsinide taşımamı ister misin?"
Arkamızda sırada olan insanlara saygı duyduğumdan onunla tartışmayıp tepsiyi aldım ve onu takip etmeye başladım.
Kalabalık bir masaya doğru ilerlediğinde adımlarımı yavaşlatarak etrafa göz gezdirdim.
Carla masaya oturduğunda ben hala ayakta dikilmiş boş masa arıyordum.

"Otursana"
Amaaan.
Carla'nın hemen karşısına oturup dik dik ona bakmaya başladım.
Arkadaşları bana döndüğünde hafiften gerildim.
"Selam"
"Adın ne?"
"Carla kim bu kız"
Art arda  soru geldiğinde tam ağzımı açmışken
"Kumsal. Kendisi Türk."
Ona tek kaşımı kaldırıp bakmışken bana sonunda diye seslenen sese ağzım açık bir şekilde döndüm çünkü bunu Türkçe söylemişti.
Kız tepsisini alıp yanıma oturdu.
"Bende Türküm. Adım Ahu. 4 yıldır burada okuyorum ve tanıştığım ilk kadın türk sensin."
"Ciddi misin? Bende yüksek lisans için buraya geldim.İlk günümden bir Türk bulduğuma çok mutlu oldum."
"Hangi bölüm okuyorsun?"
"Psikoloji sen?"
"İşletme."
"Ne konuşuyorsunuz siz?"
Diye soran Carla'yı ikimizde duymamazlıktan gelerek sohbete devam ettik. Onunla konuşurken Carla'ya bakmamak için büyük savaş vermiştim. İnsanda biraz saygı olurdu. Ahu'yla numaralarımızı aldığımızda dersim başlayacağı için kalkmaya hazırlandım.
"Ee. Artık bizimle misin?"
Diye soran yakışıklı çocuğa döndüm. Yemek boyunca Ahu'yla konuştuğumuz için onları inceleme fırsatım olmamıştı. Sorusuna cevap vermeden gülümseyip Carla'ya döndüm.
"Yemek için saol. Birdahakine benden"
Bir şey demesine fırsat vermeden oradan uzaklaşıp derse gittim.
Bu dersim Matematik'ti.
~
Önceki dersimin aksine bu dersim 50 dakika sürmüştü. Hoca sadece ismini söyleyip direk derse başlamıştı.
Eşyalarımı toplarken eve nasıl döneceğimi düşünüyordum. Sanırım taksi çağıracaktım.
Önümdeki çocuğa hafifçe dokunup bana dönmesini sağladım.
"Pardon. Bu şehirde yeniyimde. Taksiyi nerden bulabilirim acaba?"
"Nereye gideceksin?"
Ona evimi kabaca tarif ettikten sonra
"Bence taksiyle gitme çok tutar. İstersen seni otobüs durağına kadar götürebilirim."
"Zahmet olmasın."
"Saçmalama gel hadi."
"Adın ne bu arada?"
"Mike.Senin?"
"Kumsal. Sen sormadan söyleyeyim. Türküm."
Mike'la güle güle sohbet ederek otobüs durağına ilerledik. Bana M60 yada 16'ya bineceğimi söyleyip numaramı istediğinde  hafif şaşırarak numaramı verdim ve teşekkür ettim.
Mike giderken kulaklığımı takıp direğe dayandım ve otobüsü beklemeye başladım.
Arkamdan bir el hissettiğimde irkilerek ona döndüm.Bu yemekhanede bana soru soran çocuktu.
"Üzgünüm. Bağırdık duymadın."
Ona tek kaşımı kaldırıp bakarken yana kayıp eliyle arkasını  gösterdi.
Son model bir araba,direksiyonda Carla,yanında marjinal tipli bir erkek ve arkada Ahu bana bakıyorlardı.

"Biraz eğleneceğiz. Yolda seni görünce durduk ve bize katılacağını düşündük.

"Üzgünüm,yorgunum. Eve gideceğim."

Diyip önüme döndüm.Bozulduğunu hissetmiştim.

"Tabi. Bir an müslüman olduğunu unutmuştum. Özür dilerim. Peki iyi dinlenmeler sana."

Lafı üzerine sinir olarak tekrar ona döndüm.Bana çekinerek baktığında ne yaptığımı bende anlamayarak arabaya ilerlemeye başladım.
"İşte buuu" diye bağırıyordu Ahu ben daha arabaya binmeden.
Carla ise biraz şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.
Araba boyunca Carla bana hiçbir şey sormamıştı. Ahu ve isminin Jack olduğunu öğrendiğim çocukla sohbet ettik. Araba sonunda durduğunda tek tek arabadan indik.
Pekala. Eğlence deyince bara geleceğimizi tahmin etmemiştim. Herkes içeri girmeye hazırlanırken dönüp bana baktılar.
"Gelsene."dedi Ahu.
Carla tek kaşını kaldırıp bana bakarken neye boyun eğdiğimi bilmeden onlara doğru adımladım.
Bir bira içip çıkacaktım. İlk günden,helede yeni tanıştığı insanların yanında göt olacak bir tip değildim.

İçime çok sinen bir bölümün daha sonuna geldik.Bu bölüme kadar olayların biraz sıkıcı olduğunun farkındayım. Ama olay örgüsü için başlangıcı böyle yapmak zorundaydım. Bir sonraki bölümde Kumsal'ın Amerika'ya girişini başlatmış olacağız ve gerçekten çok heyecanlı bölümler sizi bekliyor olacak. Daha sık bölüm gelmesi ve özellikle girişi beğendiyseniz vote ve yorum atarak bana destek olursanız çok sevinirim.
Keyifli okumalar❤️🌈

Yarım Kalmış(gxg)Where stories live. Discover now