4. Bölüm

176 10 1
                                    

Daha derince bir nesef alıp dosyayı açtım. Daha adımı okumuştum ki kapının açılmasıyla bakışlarımı kapıya çevirdim. İçeri giren Ömer'di.

-" Napıyorsun orada oda buz gibi olmuş" dedi ve hızla içeri girdi. Sessizce baktım yüzüne. Omuzlarımı silkip

-"Ben sadece.." derin bir nefes aldım. Kendimi toplayıp " polisler bunu getirdi" dedim dosyayı göstererek.

Bakışlarını elimdeki dosyaya çevirdi ve "O ne?" dedi. Alaycı bi tavırla gülümseyip "hayatım" dedim.

-" Hayatın öyle mi?" Dedi. Karşıma geçip gözlerini gözlerime kilitledi. " Sen hiç sözden anlamaz mısın? Fazla acele ediyorsun demiştim. Ayrıca ben senin yerinde olsam bu anın tadını çıkarırdım." dedi. Şaşkınca Ömer'e bakıyordum. Şaka yaptım demesini bekliyorken o hiç bir şey söylemiyordu. Daha fazla dayanamayıp

-" Tadını mı çıkarayım? Benim kocam ölmüş, kafam gitmiş, karnımda isteyerek olup olmadığını bile bilmediğim bir bebek var, ne ev adresimi ne de telefon numaramı biliyorum hakkımda bilgim sıfır ve tadını çıkarayım öyle mi?" dedim bağırarak.

Bağırmam hiç bir etki yapmamıştı sanki. Sakince yüzüme bakıp

-" En azından yeniden başlayabilirsin. Hergün hatırlayıp öleceğin bir anın yok. Kocanın nasıl öldüğünü hatırlıyor musun?" dedi. Bakakaldım yüzüne. Nereye varmaya çalıştığını anlayamıyordum. " Sana söylüyorum hatırlıyor musun" dedi tekrardan.

-"Hayır hiçbir şey hatırlamıyorum bunu sende çok iyi biliyorsun." dedim.

-"Ben kızımın nasıl öldüğünü hatırlıyorum" dedi. Birden herşey durmuştu sanki. Vücudum bir buz dağına yaslanmış gibiydi. "Ve ben senin yerinde olmayı çok isterdim" dedi. Yüzünde hüzün vardı.. yüzünde acı vardı.. gözlerinin içi karanlık bir geceyi andırıyordu. Karanlık bir gece herşeyi örter ancak onun gözleri yorgun bedenini ele veriyordu. Daha fazla onu bu halde görmemek için bakışlarımı yere eğdim. Pencerenin önüne geçti. " Ne hissettiğini tamamen anlayamam ama şu dışarıda gördüğün herkes hergün bir şeyler yaşayıp tekrar devam ediyorlar hayatına en büyük dert seninki değil." dedi. Sözleri bende pişmanlık uyandırmıştı.

-" Özür dilerim" dedim. Bir iki dakika kadar daha pencereden dışarıyı izledikten sonra bana dönüp

_-" Buna hazır değilsin bence. Hem çok acele ediyorsun. Bak akşama hastaneden çıkacaksın işte." dedi daha sakin bir ses tonuyla. Hastaneden çıkacaksın demesi beni çocuklar gibi sevindirmişti.

"Sen ciddi misin? Çıkacak mıyım hastaneden. Ohh ya" diye bağırmıştım odanın içinde. Yerimde duramıyordum. Ömer bu halimi görünce o da sevinmişti.

-"Doktorlar gelip son kontrolünü yapacaklar. Senden sıkılmışlar. Nede olsa asık suratlının tekisin" dedi gülerek.

-"Ben mi asık suratlıyım Ömer bey" dedim burun kıvırarak.

Kahkahayı patlatıp " şaka yapıyorum bana sakın inandığını söyleme" dedi.

-" İnanmadım tabikide" dedim. Saate baktığımda daha saat yeni 1'e geliyordu.
-" Daha saat yeni mi 1'e geliyor ya akşam olmaz şimdi bana" dedim. Ömer'e bakıp " aa çok acele ediyorum değil mi Ömer?" dedim. Ömer gülerek yüzüme baktı

-"Allah bana sabır versin yemin ediyorum çekilecek gibi değilsin" dedi. Onu kızdırmak hoşuma gitmişti. Aynı şekilde bende ona gülümsedim. Elindeki poşeti uzatıp

-"Madem çıkmana daha zaman var o zaman film izle" dedi. Elindeki poşeti alıp inceledim.

-" Şaka yapıyorsun değil mi? Bunların hepsi ya aksiyon ya bilim kurgu " dedim kaşlarımı çatarak.

TUTUN BANA #WATTYS2017Where stories live. Discover now