Neyden bahsettiğini o kadar anlamamıştım ki..

"Anladığımı sanmıyorum."

Ufak bir kahkaha atıp elini bacağıma koyduğunda gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ama elini aniden çekmesi daha çok şaşırmama neden oldu.

Bacağıma dokunduğu gibi sanki eline bir şey batmış gibi çekmişti. Bu çocuk gerçekten oldukça tuhaftı.

Gözlerimi ona çevirdiğimde kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu. Yanlış bir şey mi yapmıştım?

"Sorun ne?" Başını iki yana sallayıp tuhaf bakışlarını yola çevirdi.

"Yok bir şey."

Omuz silkip biraz daha gaza bastım. Garip tavırlarına alışmaya başlıyordum.

Hyunjin cebinden metal bir şişe çıkartıp kafasına dikledi.

"Ah susamış olmalısın."

Hyunjin gözlerini bana çevirip gülümsedi.

"Çok fazla."

***

Garipti. Ona dokunduğu anda tüm hücrelerinin yandığını hissetti. Sanki geceden sabaha kadar yanan bir ısıtıcıya dokunuyormuş gibi olmuştu.

Bu ilk defa oluyordu. Daha önce bir sürü insana dokunmuş onlarla ilişkiye girmiş ve onları tutarak kanlarını içmişti. Fakat hiçbirinde Felixe dokunduğu gibi olmamıştı.

Onu daha fazla incelerse Felix bir gariplik olduğunu sezecekti bu yüzden camdan dışarıyı izliyordu. Ama kafasındaki düşünceler bambaşkaydı.

Felixin vücudundaki ne onun canını yakmıştı?

Metal şişesini tekrar açıp kalan son kan damlalarını da içtikten sonra şişeyi çantasına koyup gözlerini kapattı ve arabaya yayılan felixin kanının kokusunu içine çekti.

Onun kan kokusu başını döndürüyordu. O kadar güzel bir kokusu vardı ki tadını alsa günler boyunca kendine gelemezdi.

Bir de Felix ona aşık olsaydı... O zaman hayatında içtiği en iyi kan olurdu.

Aşk duygusu.. kana en iyi tadı verir. On kat daha fazla güzelleştirir. İçerken adeta mest olursun. Bu yüzden kurbanlar aşık edilir. Aşık bir kurban gerçek bir kurbandır.

***

Otelin önüne geldiğimizde arabayı park edip indim ve kapıyı kapattım. Benden hemen sonra Hyunjin de inip etrafa baktı.

"Tekrar söylüyorum seni bırakabilirim."

Arabada onu evine bırakmak için ısrar etmiştim ama istememişti.

"Hayır birkaç işim var zaten hemen eve gitmeyeceğim."

Başımı olumlu anlamda sallayıp otelin girişine yöneldim. Lobideki kadına başımla selam verip odalarımızın olduğu kata çıktım. Kendi odamı es geçip Jeongin'in odasının kapısını tıkladım.

Birkaç saniye sonra kapıyı Jisung açtı.

"Beynimiz artık fırtına yapmaktan durdu sen de eksik kalma gel."

Blood ties of spirits | HyunlixWhere stories live. Discover now