♧ ÇOK FENA TAHRİK OLDUM | BÖLÜM ●23●

49.6K 2.7K 1.6K
                                    

Hellö 💦

Hellö ben geldim. Uzun zaman oldu biliyorum ama bunun için bölümü uzun tuttum. Son bir ayım inanılmaz yoğun ve berbat geçti. Instagram'dan takip edenler az buçuk biliyordur. Geçtiğimiz ayın başında sevgilimden ayrıldım, ardından anneannemi kaybettim ve bir hafta boyunca şehir şehir dolanıp kendi evimde iki hafta boyunca bir gece bile uyuyamadım. Hemen ardından da finallerim başladı ve bir türlü gün yüzü göremedim. Psikolojik olarak yeni yeni rahatlıyorum. Instagram'da paylaştıklarım için insanlar çok rahat ve mutlu olduğumu sanıyor ama inanın bu geçtiğimiz ay benim için bir yılın en berbat ayıydı. Neyse ki finallerim de bitti. O yüzden oturdum bugün size yeni bölüm attım. Sizi seviyorum. En kısa zamanda bir canlı yayın açmayı planlıyorum. Bunun duyurusunu size yakın vakitte yapacağım.

SINIR 1.5K VOTE 1.5K YORUM

Genç kadın, erkeklerin kendisi üzerinde hâkimiyet kurma çabasını seviyordu. Onları bunun için çabalarken görmek hoşuna gidiyordu çünkü istediklerini elde edemeyip yine kuyruklarını bacaklarının arasına sıkıştırıp gelmelerini izlemek, vazgeçilmez en büyük tutkularından birisiydi ama bu adama baktığında bir şekilde gelmeden kendi üzerine ilerlemesi de uğraşması için daha fazla sebep vermeye yetiyordu ve hey! Kendisini buga soktuğunu söyleyebilirdi.

Dudaklarında keyifli bir gülümseme yer alırken tam dudaklarını aralayıp bir şey söylemeye yelteniyordu ki kapı çalınmadan açıldı ve içerideki iki insan da şaşkınlıkla içeri izin almadan kişiyi görmek için gözlerini kapıya diktiler.

Demre, gelen kişiyi tanımıyordu. Güliz, hemen arkasında tedirgin bir şekilde kendilerine bakıyordu ama önündeki iri yarı adam, sanki mafya filmlerinden fırlamış gibi paltosunu omuzlarının üzerine atmış, elinde bir tespih ve asker tıraşı ile âdeta "Ben belayım!" diyordu.

Kim olduğunu anlamak için Mirza'ya döndü ama genç adamın tepkisinden bir şey anlamak mümkün değildi. Sanki o kişiyi tanıyor gibi kaşları çatılmış ve bu durumdan memnun olmamış gibiydi.

"Mirza Mahzaroğlu!"

Çatık kaşlarının altından konuşan adama öyle bir bakıyordu ki Demre ortada bir şeyler olduğunu anında anlamıştı. Yabancı adam kendisine bakmış ve hızla süzdükten sonra başını selam verircesine aşağı indirip kaldırmıştı. "Ne bu ağır abi havaları?" diye düşünen Demre şimdiden bu adamdan hoşlanmamıştı.

"Kusura bakma destursuz girdim bu genç kadına seninle ne kadar samimi olduğumuzu açıklayamadım." demesi ile arkasında duran tedirgin Güliz'i işaret etmişti. Mirza ise korkmuş sekreterini göndermek için başını onaylar anlamda salladı ve elini kaldırıp gitmesi için salladı. Güliz, rahatlamış bir şekilde odadan ayrılırken kapıyı ardından kapatmıştı. Odanın ortasında durup etrafı inceleyen adam ise hâlâ kendisini tanıtmamıştı.

"Seni burada görmeyi beklemiyordum Zafer." demesi ile Demre, kaba adamın adını öğrenebilmişti.

"Ben de buraya gelip gelmemek konusunda tereddütteydim ama..." dedi ve dönüp Demre'ye baktı ve bir süre konuşmadıktan sonra yeniden dönüp Mirza'ya karşın konuştu.

"İşler çığırından çıkmaya başladı." demesi ile Mirza adamın kabalığına karşın oldukça sakin bir şekilde konuştu.

"Hilal meselesini atlattığımızı sanıyordum?" demesi ile Zafer denen adam kaşlarını çatarak Mirza'ya bakmış, öne doğru iki adım atmıştı. O sırada ellerini önde birleştirmiş ve teşbihini çekmeye başlamıştı.

Demre'nin ise aklında tek bir soru vardı. Hilal kimdi?

"O iş sandığın kadar kolay bitecek bir mesele değil Mahzaroğlu. Babaannenle de konuştum. O da hâlâ evlilikten yana." demesi ile anlamıştı Demre neyden bahsedildiğini. Şaka maka gerçekten Mirza'nın kapısına dayanmışlardı iyi mi? E, bu işi evlilik teklifiyle hallettiklerini sanıyordu. Şimdi evlendirme merakı nereden gelmişti?

BEYAZ (+18)Where stories live. Discover now