♧ İNTİKAM | BÖLÜM ●15●

44.3K 2.4K 227
                                    

Hellö 💦

Genç kadının yüzünde belirmiş olan tatlı gülümsemeyi taksi şoförü bile fark etmişti. Dikiz aynasından izlendiğini fark etse de umursamadı. Aklında o adam vardı. Bunu nasıl yaptığı hakkında en ufak bir fikri dahi yoktu. Acaba peşine adam falan mı takmıştı? Takmış olsa bile o kadar kısa süre içerisinde görmeden bunu nasıl yapmıştı ki?

Evine geldiğinde Hamra'nın da evde olduğunu gördü. Ona bu durumu anlatmak istiyordu ama şimdi anlatırsa muhtemelen aklını karıştıracak ve mantıklı düşünmesine neden olacaktı ki Demre kesinlikle mantıklı düşünme taraftarı değildi.

Odasına çıkıp hızlı bir duş aldıktan sonrasında üzerini giyinmiş ve arkadaşları ile sözleştiği için hazırlanmıştı. Hiç kulübe gidesi yoktu ama yapacak bir şey de aklına gelmiyordu ki. Kafa dağıtması gerekiyordu. Dünden sonrasında kafasını dağıtıp güzel bir alkol komasıyla uykuya dalmak...

Arabasına binip her zamanki gittikleri mekâna gittiğinde kapıda bekleyen korumalar, onu selamlayarak herkesten önce içeri almıştı. Yüksek ses anında onu rahatsız etmeye başlasa da bir süre sonra alışacağını bildiğinden önemsemedi. Bara gitti ve kendisine oturmadan içeceğini söyledi. Arkadaşlarının yanına geldiğinde ise herkes kendi hâlinde takılıyordu. Aralarına karışması zor olmamıştı. Ardı arkası kesilmeden gelen içecekler ve sesi hiçbir şekilde azalmayan müziklerden sonra gece yarısını geçmişti ama aklı bir şekilde istediği hâle gelmemişti.

Bir süre sonra oradan da ayrıldı. Bu kadar alkolle eskiden olsa umursamdan arabayı sürerdi ama son kaza girişiminden sonrasında dikkat etmeye yeminliydi. Bir taksiye atladıktan sonra eve gitmek istediğine karar verdi. Soğumaya başlamış havanın da verdiği mayışmayla yarı uyanık, yarı uykulu bir hâlde eve sonunda gelebilmişti.

Alışıktı böyle dolanmaya. Neredeyse haftanın 5 günü eve sarhoş gelirdi. Kendisini yatağa atıp sızdıktan sonrasında olacakları sabah düşünmeyi yeğlerdi.

Öyle de oldu. Sabah uyandığında kendisini ağır bir baş ağrısı karşıladı ama buna hazırlıklıydı. Baş ucundaki çekmecede zulaladığı haplardan alıp kendisini soğuk bir duşa attı. Rahatladıktan sonrasında kendisine hızlı bir kahvaltılık hazırlamayı düşünüyordu ki bahçesindeki farklılık bir an da olsa dikkatini çekti. Dönüp tekrar baktığında ise ful, camla kaplı verandasının ötesindeki havuzu görmesiyle gözleri kocaman açıldı.

Havuz kıpkırmızıydı.

Ne olduğunu anlamak için hızla teras kapısını açtı ve dışarı çıplak ayaklarıyla koştu. Üzerinde günlük, evde giydiği rahat kıyafetleri yer alıyordu ama yeni biçilmiş çimlerinin arasında bir taşın ayağına batmasını umursamıyordu. Havuza yaklaştığında ise gördüğü manzara dudaklarının ve gözlerinin kocaman açılmasına yetmişti. Çünkü kocaman havuz, gül yapraklarıyla kaplanmıştı. Ortasında ise beyaz gül yapraklarıyla EVLEN BENİMLE yazıyordu.

"Tanrım, bu adam gerçekten delirmiş olmalı!" dedi artık dayanamayarak.

Cebinden telefonunu çıkardı ve son aramalardan hızlıca numarasını buldu. Onu aradığında ise uzun süre çalan telefon sonunda açılmıştı.

"Günaydın." dedi oldukça enerjik bir ses tonuyla ama Demre oralı bile olmamıştı.

"Umarım bu havuzun nasıl temizleneceğini hesap ederek böyle bir şey yapma gereksinimi duymuşsundur." dedi.

Adamın beklediği son sözler ise bunlardı. Ama ne bekliyordu ki? Karşısındaki ne kadar bir kadın olsa da adı Demre'ydi.

"Cevabının tek kelime olmasını beklerdim."

BEYAZ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin