♧ KADINLAR GÜNÜ | BÖLÜM ●11● ♧

49.7K 3.3K 2.1K
                                    

Hellö 💦

Genç kadın zaferle gülümserken dudaklarının arasından yavaşça derin bir nefes aldı ve karşısındaki adamın koyulaşmış, siyaha çalan gözlerine baktı. Daha önce çok yakışıklı erkek görmüştü ama sikerler tipini, diye düşündü. Bu adam, şu an karşısında en muhteşem adam olarak tescillenebilirdi zira bedenini, daha önce hiç bu kadar bir erkek için yalvarırken görmemişti.

Kendisine öyle bir bakıyordu ki sanki iletişimleri artık sözlerden değil de gözlerinden olmaya başlamıştı.

Nefesini ne zamandır tuttuğunu bile anlamadı. Gözlerini kaçırıp arabanın içerisinde dolandırdı ama hiçbir yere dikkat edemiyordu.

Genç adamın da ondan bir farkı yoktu. Karşısında oturmuş, cüretkâr bir şekilde konuşan kadına nasıl tepki vereceğini artık bilemiyordu.

Normalde olsa, ona istediğini verirdi ama normal bir durumda değillerdi ki. Karşısındaki kadın Demre Remizade'ydi ve bu kadına ne zaman bulaşsa başına manyak olaylar gelip duruyordu ama onunla yatmak düşüncesi en uzak etkenmiş gibi geliyordu. Neticede o Demre Remizade'ydi. Yani onu başka kelimeyle anlatmaya gerek yoktu.

O Demre Remizade... Kendine gel aslanım. Kadın ateşli bir deliyse ne olmuş? Liseli ergenler gibi kızı sadece yatakta düşünmek de neyin nesi? En son düşüneceğin yer orası...

Derin bir nefes aldı ve camdan dışarı baktı. İkisi de birbirlerine bakmadan dışarıyı seyretti bir süre. Biliyorlardı ki ikisinden biri bunu devam ettirirse iddia ettiklerinin de ötesine geçeceklerdi ki kahretsin! Bu ne kadar harika bir şey olursa olsun yenilen taraf olmak istemiyorlardı.

Sessiz sedasız yolculuğun bitmesini beklerken Demre yavaşça başını çevirip adama baktı. Onun gözlerinin, kendi gözlerinde olduğunu görünce bir an kaşları çatıldı ama bu sefer istemsiz dudaklarına bir gülümseme yerleşti.

"Hâlâ beni izliyorsun." dedi tek kaşını kaldırarak.

"Rahatsız mı oluyorsun?"

"Başka bir şey mi olmasını istersin?" dedi genç kadın kendisini tutamayarak.

Kahretsin, bunu dememesi gerektiğini biliyordu ama şu fütursuz dilini tutamıyordu ki.

Genç adam ise meydan okuyan kadının sözlerine karşılık öne doğru eğildi ve dirseklerini dizlerinin üzerine koydu.

"Ateşle oynuyorsun."

"Ne o? Seni pek iyi görmedim."

Genç adamın dudağı yukarı kıvrıldı ve yeniden konuştu.

"Yapma."

Demre ise başını yavaşça yana yatırdı ve aheste aheste sordu.

"Neyi?"

Genç adam derin bir nefes aldı.

"Kaşınıyorsun."

"Her zaman kaşıyacak birisini bulurum. Dert etme." demesi ile tıpkı adam gibi öne eğilip aralarındaki mesafeyi çok aza indirdi.

"Yoksa senin aklında başka planlar mı var?"

Genç adam yutkundu ve aralanmış dudaklara baktı ilk başta. O dolgun, pembe dudaklar... Hemen ardından gözleri yeniden büyük, mavi gözlere çıktı. Saçları kulağının arkasına sıkışmak istemeyip kurtulmuş ve yüzüne düşmüştü. Ah, onu geriye iteklememek için kendisini zor tuttu.

"Olmasını ister gibi sordun."

"Olmasını istememi istiyor gibi konuştun." dediğinde genç adam dayanamadı ve uzanıp yüzüne düşmüş saç tutamını kulağının arkasına itekledi. Öyle yavaş yaptı ki bunu, Demre, yüzüne uzanan eli gördüğünden itibariyle kilitlenmiş, karşısındaki adamın hareketine odaklanmasını hayranlıkla izler olmuştu.

BEYAZ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin