Görüşürüz İstanbul

En başından başla
                                    

"Seelam" dedim gülümseyerek.

"Aylin ben."

"Kumsal bende. Memnun oldum."

Tam elimi uzatacakkem ağzımda maske olduğu ve korona denen illetin hala hayatımızın bir parçası olduğu geldi aklıma.

"Ne için gidiyorsun Amerikaya?"

"Doktoramı orda yapacağım. Columbia Üniversitesine kabul aldım."

Dedim hafif sırıtarak.

"Tebrik ederim canım. Ülke bir aydınını daha kaybediyor ve yaşanan bu beyin göçünün farkında değiller."

"Siz? dedim Amerika'ya niye gittiğini merak ederek.

"Ben orda yaşıyorum.Yazılım mühendisiyim. Üniversiteden mezun olunca bende master yapmak için gelmiştim."

"Neden geri dönmediniz?"dedim. Aslında saçma bir soruydu.

"Sen dönmeyi mi düşünüyorsun?"

"Evet."

Söylediğim üzerine hafif bir kahkaha atınca kaşlarım istemsizce çatıldı.

"Benim gençliğime çok benziyorsun. Bende başta öyle diyordum. Oraya sadece kariyer yapmaya gitmiştim güya ama oranın Türkiye olmadığını ve eğitim hayatınla sosyal hayatını bir arada yürütebileceğimi unutmuştum. Hem güzel maaş veriyorlar. Yaşam kaliten yüksek. İnsanlar özgür. Yani seviyorum Amerikayı."

Bu konuşma beni ne kadar rahatlattı bilemezsiniz. İraden zayıf dedim içimden.

"Hangi şehre gidiyorsun?"

"New York. Siz?"

"Hadi canım. Bende New York.Hayatında ilk defa Amerika'ya geliyorsun ve direk New York'a mı düşüyorsun? Senin için biraz zor olacak. Özellikle bağnaz biriysen."

"Öyle biri değilim." dedim göz kırparak.

"Senin gibi gençler beni duygulandırıyor. Gençlik yıllarımı hatırlatıyorsunuz bana. Beni karım alacak ordan.(Bunu hiç çekinerek söylememesi hoşuma gitti.)İstersen senide bırakalım. Hem orda tanıdık birinin olması iyi olur."

Demek eşcinseldi. Kadında hiç eşcinsel tipi yoktu. Sahiden eşcinsel tipi neydi?Bu kadar cahilce bir düşünce aklıma geldiği için kendime kızdım.

"Çok teşekkür ederim. Okuldan alacaklar beni araba orda bekliyor olacak. Ama elbette bende tanıdığım birilerinin olmasını çok isterim."

Kadın numaramı alıp uyku moduna geçti. Bense manzaranın tadını çıkartıyordum. Gerçekten gidiyordum. Yepyeni bir ülke. Her telden insanlar ve en çokta bana yardımcı olacak bir sürü öğretmen.
Kafamda susmayan düşüncelerden kurtulup kitap okumaya başladım. Kesinlike bu kadar fazla kitap okumak kendime yaptığım en güzel yatırımdı. Suç ve Cezayı öyle bir okuyordum ki sanki bir daha hiç dünya klasiği okumayacakmışım gibi. Artık psikoloji kitaplarına daha da önem vermeyi ve kendimi geliştirebildiğim kadar geliştirmeyi düşünüyordum. Daha hangi alanda yoğunlaşacağımı bile bilmiyordum. Yaklaşık 2 saat daha kitap okuyup kitabı bitirmeye yaklaşırken uyumam gerektiğini anlayıp kitabı kaldırdım. Yolculuk 14 saatti ve daha 3 saat geçmişti.
Yolculuk boyunca sürekli hayal kurdum. Şarkı dinledim,kitap okudum,uyudum,kalktım,tekrar şarkı dinledim,tekrar kitap okudum derken gözlerimi kapatıp kendimi uykuya teslim ettim.

Yarım Kalmış(gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin