yirmi üç | damat bey

517 33 6
                                    

SEVSENE BENİ

23

"damat bey"

#evdeki saat- uzunlar v2

Asansörele 3. kata çıktığımızda Kerem zile bastı. Bende o sırada ayakkabılarımı çıkarmak için eğilmiştim. Kapının açılmasıyla aynı anda ayağıya kalktım. Burak'la göz göze gelince gülümsemiştim.

"Yengelerin en güzeli gelmiş, hoş gelmiş." diyerek kapıyı sonuna kadar açtı. Sözlerine gülerek içeriye girdiğimde peşimden Kerem'de girmişti. Montumu çıkarıp astım.

"Hoş buldum Burak." diyerek karşılık verdim. Burak, Kerem'i umursamadan beni oturma odası olduğunu düşündüğüm odaya yönlendirdi. Odaya girdiğimizde Mert camın önünde duran tekli koltukta oturuyordu. İçeri girdiğimizde elinde tuttuğu telefondan başını kaldırıp bize baktı.

"Hoş geldin."diyerek oturduğu yerde dikleşti. Ona gülümseyerek kapının tam karşısında duran ikili koltuğa oturdum. Burak, Mert'in oturduğu tekli koltuğun diğer eşine oturmuştu. Kerem odaya girdiğinde direkt benim yanıma yöneldi.

"Eee yolculuk nasıldı?" Burak'ın sorusuyla Kerem'de olan gözlerimi ona çevirdim.

"Güzeldi. Bayadır uçakla seyahat etmiyordum. Biraz garipsedim o kadar." diyerek yanıtladım. Keremin bakışlarını üzerimde hissettiğimde ona döndüm. Bakışları saçlarıma odaklanmıştı. Elini uzatıp bir tutam saçımı parmaklarının arasına doladı.

"Saçlarını mı kestirdin sen?" diyerek yüzüme baktı. Aynaya baktığımda ben bile fark etmezken, Kerem'in bu kadar çabuk fark etmesi beni şaşırtmıştı. Şaşkınlıkla dudaklarımı araladım.

"Sadece kırıklarını aldırdım." dedim. Beni anladığını belli eden bir mırıltı çıkartıp saçımla oynamaya devam etti. Biraz daha oynamaya devam ederse  şuracıkta uyurdum. Burak'ın gülmesiyle oma döndüm. Bize bakarak bildiğin anırıyordu.

"Yavşak! Kes gülmeyi." Kerem'in yüksek çıkan sesiyle irkilmiştim. Elindeki yastığı Burak'a doğru attığında tam 12den vurmuştu. Telefonumun çalmasıyla ayaklanmıştım. Oturma odasından çıkıp köşede duran çantamdan telefonumu aldığımda ekranda yazan isimle aklım başıma gelmişti. Uçaktan indiğimde abimi aramayı unutmuştum. Hızlıca telefonu açtım.

"Yakışıklım, bende tam seni arayacaktım." diyerek kendimi haklı çıkarmaya çalışmıştım fakat işe yarayacağını sanmıyordum.

"Seni ne zaman tek başına bir yere yollasam hep aynısını yapıyorsun Asrın." dedi sitemle. "Bir kerede merakta bırakma beni. Bir kere ya."

"Dünyanın en yakışıklı abisi gerçekten arayacaktım. Vaktim olmadı sadece." dedim. Abimin derin bir nefes aldığını işittim. Sessizce sabır dilediğini duymazdan geldim. "Özür dilerim."

"Bir daha olmasın. İki elin kanda da olsa bana haber vereceksin." Dış kapının solunda kalan mutfağa ilerlediğimde abim devam etti. "Rahat gittin mi bari?"

"Evet." dediğimde sandalyeye oturmuştum. "İner inmezde Kerem aldı zaten." İyi insan lafının üzerine gelir derler de bu kadar çabuk olmaz. Kerem mutfağa girdiğinde bana gülümsedi. Ona karşılık verdiğim sıra abim konuştu.

"Damat bey nasıl?" diye sorduğunda bir anda kala kaldım. Kerem'e baktığımda tezgaha yaşlanmış bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerimi aynı hızla ondan kaçırdığımda vücudumu büyük bir utanç kaplamıştı.

"Deme şöyle şeyler. Daha yeni zaten ne olacağını bilemeyiz." dediğimde sesim fazlasıyla kısıktı. Abim utandığımı anlamış olacak ki kahkaha attı. "Kapat Allah aşkına ya. Kaç yaşında adamsın hâlâ benimle dalga geçiyorsun." diyerek sesimi yükselttim. Abim gülmeye devam ettiğinde daha da sinirlenip telefonu yüzüne kapattım.

SEVSENE BENİ | Yarı Texting Where stories live. Discover now