SAVCIM (18.BÖLÜM)

35.9K 1.5K 103
                                    

Selam hesabımı bırakayım şöyle

3_kardesler

80 oy 80 yorum = yeni bölüm

&&&&

Gözlerimle baştan aşağı yaraladığım adamı yani Yağız'ı süzdüm. "Yağız, iyisin değil mi?"

Kaşındaki yarayı temizlerken bana attığı ölümcül bakışları üstümde hissediyordum.

Kendi kendine söylendi ve "İyiyim!" Dedi sertçe elimi iterek.

Gece, Yağız'a bir bardak su verip bana döndü. "Tebrikler abla. Adamı bu hale sokmayı nasıl becerdin?!"

Gece'nin alaylı sözlerini umursamadan iyi olup olmadığına emin olmaya çalıştım. O sırada Gece yara bandı bulabilmek ümidiyle mutfağa ilerledi. Kaşındaki yarayı elimle okşarken diğer yandan söyleniyordum. "İnsan bir ses verir! Ne bileyim senin olduğunu, bak kaşın ne hale geldi?!"

Yağız, şaşkınca beni izledi. Kaşlarını çatarak ciddi olup olmadığımı anlamaya çalışır gibi bir hali vardı. "Sen bir de konuşuyor musun Ufaklık?! Kaşımı patlattığın yetmiyormuş gibi şimdi sıradaki kurbanın olarak beynimi mi seçtin?!"

"Yağız, tamam özür diledim işte. Ne yapayım? Önünde eğilip beni affetmen için yalvarmamı mı bekliyorsun?! Dur yapayım."

Eğilmek için koltuktan kalkacakken kolumu tutup yerime oturttu.

"Tamam, düşündüğünün aksine öküz biri değilim. Herhangi bir yerime zarar vermeyeceğine söz ver, affederim seni."

Hafifçe güldüm. "O konuda söz veremem. Tam dövmelik tipin var."

Benim gibi gülerek başını salladı. "Tabii, ben de seni anlıyorum. Hayatında benim gibi birini görmediğin için elin ayağın birbirine giriyor olabilir, sende haklısın."

"Ahh.. Savcım, egon tavanı aştı. Biraz aşağı in göremiyorum seni."

Başımı yukarı çevirmiş tavandaki egosunu izlerken bu halime göz devirdi.

"Sen laf yetiştireceğine burayı hemen toplayıp dersinin başına geç. Yarın vize sınavların varmış."

"Sen nereden öğrendin? Senden de bir şey kaçmıyor."

Elindeki kol saatini gösterdi. "Her geçen saniye vakit kaybediyorsun Ufaklık."

Gözüm darmadağın ettiğimiz odada gezindi. Ben burayı 2 aya anca temizlerdim. Bir şekilde kurtulmam gerekiyordu.

Adım sesleriyle başımı çevirdiğimde Gece ve Pusat'ın yanımıza ilerlediğini fark ettim. Pusat elindeki yara bandını bana uzatınca yüzüne bakmadan elinden aldım.

Evet, beyefendiyle hâlâ küstük.

Barışmayı istiyordum ama bana söylediği sözler aklıma geldikçe barışma isteğim geldiği gibi gidiyordu.

Pusat, onunla hâlâ konuşmadığımı anlayıp başını eğerek ses çıkarmadı.

Ben de o sırada yara bandını Savcım'ın yarasına dikkatlice yapıştırdım. Yağız bir bana bir Pusat'a bakıp kaşlarını çattı."Siz hâlâ konuşmuyor musunuz?!"

Ben cevap vermeden etrafı izlerken Gece oflayarak yanıma oturdu ve Yağız'a cevap verdi.

"Konuşmuyorlar Yağız abi! Yani siz büyükler de bir acayipsiniz abla. Küçücük bir mesele sadece, konuşup halletsenize."

SAVCIM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin