9

37.7K 3.8K 1.5K
                                    

"jungkook ders çalış."

"çalışıyorum ya!"

"hayır arkadaşlarınla konuşuyorsun." diyerek jungkook'u konuşturup duran shuhu'ya ters bir bakış atmıştı taehyung.

öğretmenler seminere katıldığı için son dersleri boştu. bu yüzden taehyung kendi arkadaşlarıyla kütüphaneye gitmiş, zorla peşinden jungkook'u da sürüklemişti.

ancak jungkook gelince bütün arkadaşları da gelmişti ve sürekli konuşup gürültü yaparak taehyung'un sabrını sınıyorlardı.

"shuhua sen de önüne dön."

"benim öğretmenim değilsin taehyung, seni dinlemek zorunda değilim."

"o zaman öğrencimin dikkatini dağıtma?"

"öğrencin çocuk değil-" diyeceği sırada taehyung'un gerçekten sinirlenmeye başladığını fark edip geri adım atmıştı "tamam ya sustum."

hyejin, arkadaşının bu haline gülmüştü. "taehyung gibi birinden mi çekiniyorsun? korkak."

"hyejin tamam, uzatma." dedi jungkook ters bakışlarını gönderirken. dün gece taehyung'un babasını zar zor eve taşımışlardı ve bay kim'in yol boyunca taehyung'a etmediği hakaret kalmamıştı.

bu yüzden zaten modu düşük olan taehyung'un üstüne fazla gittiğini düşünüyordu, zira kütüphaneye geldiklerinden beri hyejin taehyung'u eleştirebileceği her yönden eleştirmiş, bunu yaparken de hiç çekinmemişti.

arkadaşının kendisine attığı bakışları umursamadan tekrar önündeki test kitabına dönmüştü jungkook. kitaptaki parabol sorularıyla bir süre uğraşmaya çalışmış, ancak namjoon'un konuşmasıyla dikkati tekrardan dağılmıştı.

"jungkook, bugün basketbol oynar mıyız?"

"bilmiyorum."

"bir kere de bil ya! her sorduğumda aynı cevabı veriyorsun."

tam cevap vermek için ağzını açtığı sırada kendisine seslenilmesiyle bakışlarını yan masadaki taehyung'a çevirmişti. "jungkook sen gel benim yanıma otur."

itiraz bile etmeden direkt önündeki kitapları almış, yan taraftaki masaya, taehyung'un boş yanına yerleşmişti. neden itiraz etmeden oturduğunu bilmiyordu, normalde arkadaşlarının yanından kalkmayı bırakın, boş derste kütüphaneye gitmeyi bile kabul etmezdi jungkook. ancak konu taehyung olunca bambaşka birine dönüşüyordu.

ailesinin durumunu bildiği için ona acıdığını düşünüyordu, ya da belki ortaokuldaki en yakın arkadaşı olduğu için hatrı vardı, henüz bilmiyordu.

"bu soruyu yapamadım." dedi jungkook, taehyung'un yanına oturur oturmaz. taehyung ona hafifçe gülümsedikten sonra gösterdiği soruyu inceledi.

"parabolün tepe noktasını nasıl buluyorduk? sana verdiğim notlarda yazıyor dikkatli bak."

jungkook çattığı kaşlarıyla gözlerini not kağıdında gezdirmeye başladı. kısa sürede aradığı formülü bulduğunda kendinden emin olmayan bir şekilde
"-b/2a?" demişti.

"doğru. formülü uygulandığında cevap ne çıkıyor?"

"uh- 4 mü?"

"evet, şimdi x gördüğün yere 4 yaz. çıkan sonuç senin tepe noktan oluyor."

"ah! kolaymış ki bu soru. niye yapamadıysam.."

"formülleri bilirsen bütün sorular kolay olur. onun için de sürekli tekrar yapıp soru çözmen lazım."

"ama çok sıkıcı." diyip başını masaya yaslamış ve gözlerini kapatmıştı jungkook.

taehyung, jungkook'un bu haline gözlerini devirdikten sonra kalkması için dürtmüştü.

"sıkıcı olması yapmak zorunda olduğun gerçeğini değiştirmiyor. kalk hadi diğer soruları da beraber çözelim daha iyi anlarsın."

jungkook, derin bir iç çektikten sonra başını masadan kaldırmış ve taehyung'u dinlemeye başlamıştı.

taehyung her soruyu tane tane açıklıyor, basit işlemleri ise jungkook'a yaptırıyordu. bu soruları tek başına çözerken sıkılan, sürekli şikayet eden jungkook, taehyung anlatınca pür dikkat hiç şikayet etmeden dinliyor, bütün arkadaşlarının şaşırmasına sebep oluyordu.

"aralarındaki kimyayı hisseden tek ben miyim?" diye fısıldadı masanın hemen karşısında oturup her şeyi şaşkınlıkla izleyen jimin. ikilinin sürekli beraber ders çalıştığını biliyordu ancak, aralarının bu kadar iyi olmasını beklemiyordu.

"değil mi? ben de tek fark eden ben miyim diye düşünüyordum." diye yanıtladı karina. "jungkook, taehyung'un yanına gelince kedi gibi oldu."

"tatlı da durdular biraz."

"bence de."

"ne konuşuyorsunuz?" taehyung'un seslenmesiyle karina anında tekrar önündeki kitapla ilgilenmeye koyulmuştu. jimin ise karina'ya dersle ilgili soru sorduğu bahanesini mırıldandıktan sonra tekrar dersine odaklanmaya çalışmıştı. bir yandan da karina ile konuştuklarının duyulmamış olmasını umuyordu.

çünkü her ne kadar ikisinin tatlı gözüktüğü bir gerçek olsa da bunun taehyung'u sinirlendireceğini biliyordu. sinirlenmiş kim taehyung ise şu an yüzleşmek istediği bir şey kesinlikle değildi.

taehyung başka bir şey demeden tekar jungkook ile ilgilenmeye devam etmişti. jimin'in karina'ya dersle alakalı bir şey sormadığınu biliyordu, aptal değildi, ancak şu an onu sorgulayacak da değildi.

aniden yüksek sesle çalan çıkış zilinin sesiyle gözlerini kocaman açtı jungkook. dersin ne zaman bittiğini fark etmemişti bile, matematik çözdüğü halde hem de.

yerinden kalkıp esneyerek bütün eşyalarını çantasına dizmeye başladı. ona fark eden bir şey yoktu, burdan çıkıp taehyung ile derslerine gidecekti zaten.

çantasını sol omzuna takıp kütüphanenin dışına yürürken aniden durup hala toplanan taehyung'a baktı. adımlarını tekrar az önce oturduğu masaya çevirdiğinde "taehyung?" dedi "eve beraber yürümek ister misin?"

"beraber mi? neden ki?"

"yani aynı yere gidiyoruz sonuçta. sen her seferinde erken varıp beni bekliyorsun böylece beklememiş de olursun."

"olur." diye mırıldandıktan sonra hızlıca bütün eşyalarını çantasına yerleştirmiş ardından jungkook'un peşinden ilerlemeye başlamıştı.

ikili yol boyunca tek bir kelime etmemiş, tuhaf bir sessizlik içinde yürümüştü. ders dışında konuşacak bir şeyleri yoktu ve taehyung dün gece için utanmış hissediyordu.

kimsenin babası ile ilişkisinin nasıl olduğunu bilmesini istemezken jungkook bizzat şahitlik etmiş, üstüne bir de yan yana yaşadıkları için aralarında geçen her şeyi duyduğunu itiraf etmişti.

jungkook ise taehyung'u kınamıyor, küçük görmüyordu. utanmasına gerek olduğunu bile düşünmüyordu. sadece babasına kızgındı. henüz liseye giden oğluna bu kadar sorumluluk yükleyip üstüne bir de ona şiddet uyguladığı için çok kızgındı.

elinde olsa taehyung'u bu durumdan kurtarmak, ona yardım etmek isterdi.

-

bölüm sonu

goodnight moon | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin