45

24.2K 2.1K 1.5K
                                    

"namjoon o sosis parmaklarını çek pastamdan!"

jungkook sinirle arkadaşına bağırdığında sabrının tükendiği noktaya ulaşmıştı. taehyung'un doğum günü için o işteyken gizlice evine girmiş, bütün hazırlıklarını yapmış ardından arkadaşlarını eve çağırmıştı ancak buna şimdiden pişman olmuş denebilirdi.

çünkü herkes geldiğinden beri ne kadar acıktığını söylüyor, jungkook'un kendi elleriyle hazırladığı yemekleri yemeye çalışıyordu. pekala yemekleri o kadar sorun etmezdi ancak pastaya yaklaştıkları an beynine kan sıçrıyor ve odadaki herkesi azarlamaya başlıyordu.

taehyung görmeden pastanın bozulmasına izin veremezdi zira sırf bayan kim'in yaptığı pastalara benzesin diye eski tozlu fotoğraf albümünü çıkartmış, taehyung'un doğum gününde çekildikleri bütün fotoğrafları incelemişti. nihayet pastanın net göründüğü bir fotoğraf bulduğunda ise süslemesi ve imzası bayan kim'inkine benzemediği için yaptığı onlarca pastayı çöpe bile atmıştı.

"altı üstü bir pasta!" diye sinirle homurdanıp yerine oturan namjoon'a göz devirdi bu yüzden jungkook.

"meyve suyu mu içeceğiz gerçekten." dedi ardından shuhua. gözleri masada tiksinerek geziyor ve en azından içebileceği bir bira şişesi arıyordu. "alkol yoksa partinin ne anlamı var?"

"shuhua yerine otur."

"tamam ama neden alkol yok?"

"yok çünkü."

"o ne demek?"

"shuhua!" diyerek iç çekti jungkook "yerine otur. bu senin partin değil o yüzden ayak uyduracaksın, tamam mı?"

"tamam." diye homurdandı shuhua "amma sinirlisin bugün."

"sinirlendirmeyin o zaman." dedi jungkook iç çekerken. ardından cebindeki telefonu çıkarttı. taehyung'a yaklaşık 15 dakika önce işten bir şekilde izin alıp eve acilen gelmesi gerektiğini belirten bir mesaj atmıştı. taehyung ne olduğunu sorgulasa da cevap vermemiş, sadece eve gelmesini söylemişti. bu yüzden taehyung'un şu an endişeleyle eve doğru geldiğini biliyordu. iş yerine olan uzaklığını düşününce de her an burda olabilirdi.

bu yüzden her şeyin mükemmel olduğundan emin olduktan sonra arkadaşlarını düzgün bir şekilde koltuklara oturttu. iki arkadaş grubundan yoongi dışında hiçbiri daha önce birbirleriyle konuşmadığı için ortamın biraz gergin olduğunun farkındaydı ama ilerleyen saatlerde kaynaşacaklarını umuyordu.

beklediği gibi kısa bir sürenin ardından kapının açıldığını duyduğunda nefesini tuttu. gelenin bay kim değil de taehyung olmasını ve habersiz böyle bir şeye kalkıştığı için kızmamasını umuyordu.

"jungkook?" dedi çatılı kaşlarıyla salona girerken. acilen eve gelmesi söylendiği için gerçekten endişelenmiş ve patronunun sık sık izin almaya başladığı için söylenmelerine rağmen babasının acile kaldırıldığı gibi saçma bir yalan uydurarak işten çıkmış ve nerdeyse koşarak eve gelmişti.

ancak salonunda kendi ve jungkook'un arkadaşlarını görünce olduğu yerde kaldı.

"noluyor?" dedi bakışlarını yutkunarak jungkook'a döndürdüğünde "her şey yolunda mı neden toplandınız burda?"

jungkook sakince taehyung'un yanına yürüyüp elini tuttuğunda "doğum günün kutlu olsun sevgilim." diye fısıldadı.

"ne?" taehyung şaşkınca etrafına baktıktan sonra cebinden telefonunu çıkarttı. tarihin 30 aralık olduğunu görünce ise şaşkınlığı daha da artmıştı. kafası son birkaç haftadır o kadar doluydu ki doğum günü olduğunu bile fark etmemişti.

goodnight moon | taekookحيث تعيش القصص. اكتشف الآن