Issız olan bu yolda gündüzleri dolaşmak bile yeterince tüyler ürpertirken, bir de bu saatte, tek başına yürümek en son isteyeceği şey bile değildi Minho'nun. Bu yüzden düşünmeye gerek bile duymadan siyah saçlıyı onaylamıştı.

Hyunjin'in yüzünde saatler sonra ilk kez bir gülümseme oluşurken evine ters olan yola tereddüt etmeden saptı. Yan yana yürümeye başlayan iki bedenin de kafası bir hayli doluydu bu yüzden tek çıt dökülmüyordu dudaklarından. Hyunjin, kahverengi saçlıya biraz daha yaklaştı bilerek. Hava soğuk değildi belki ama Minho'nun endişeden mi, yoksa korkudan mı, bilmediği bir nedenden dolayı bedenin titrediğini görebiliyordu. İyice yaklaşırken elleri birbirine temas etmeye başlamıştı ikilin. Minho, siyah saçlının her temasında olduğu gibi tekrar vücudunun karıncalandığını hissederken, bilmediği şey ise Hyunjin'in de ondan farkının olmadığıydı.

Sessiz geçen yürüyüşün ardından tanıdık eve vardıklarında birbirlerime döndüler veda etmek için.

"Tekrar özür dilerim Minho, bilerek olmadı. Yemin ederim farkında değildim." Diyip mahçubiyetle bakışlarını yere düşürmüştü Hyunjin.

"Olan oldu artık, önemli değil." Her geçen dakika içinde daha da büyüyen korku yüzünden Minho'nun bakışları biraz ötesindeki eve kayıyordu istemsize.

"Kızmadın yani..? Yine eskisi gibi bana-"

"Hayır yok öyle bir şey!" Duyduğu sözlerle sesi istemsizce yükselmişti.

Minho, Hyunjin ile aralarının tekrar eskisi gibi olmasını istiyor muydu? ...tabii ki de hayır.

"İkimiz de hatalıyız, kütüphanede kestirmek en başından kötü bir fikirdi."

Hyunjin, üzerindeki şaşkınlığı atıp yüzüne memnun bir gülümseme yerleştirdi. "O zaman git hadi, ailen daha fazla merak etmesin seni."

Aklından nereye gideceğini bilmeden bu evden uzaklaşmak, nefessiz kalana dek koşmak geçse de çaresizce başıyla onayladı Hyunjin'i.

"İyi geceler, sen de evine git tamam mı? Yani şey... geç olduğu için."

"Tamam öyle yapacağım. İyi geceler."

Minho cesaretini kaybetmeden önce eve birkaç adım daha atmış ancak tekrar duyduğu sesle arkasını dönmüştü.

"Yarın görüşürüz!"

Yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirmiş ve bir şey demeden tekrar önüne dönerek eve girmişti. 'umarım görüşebiliriz Hyunjin...'

.
.
.

~2 gün sonra~

Elindeki kalemle matematik defterinin kenarlarına rastgele çizimler karalarken aklı uzun süredir olduğu gibi yine iki gündür okula gelmeyen Minho'daydı Hyunjin'in. O gece eve bıraktığından beri hiç görmemişti onu, ne okulda ne de sırf meraktan etrafında dolaştığı evinin yakınlarında denk gelmemişlerdi. Ve bu da istemsizce onun için endişelenmesine sebep oluyordu.

blue neighbourhoodWhere stories live. Discover now