ON BİR

2.3K 204 24
                                    

Sessizce odadan çıkıp kapıyı kapattım. Umarım ben hızlıca geri dönene kadar Deniz kabus görmezdi. Bir süredir Deniz'i hiç bırakamadığım için duş almamıştım ve ciddi anlamda leş gibi kokmaya başlamıştım. Deniz sarılırken veya yakınımda dururken pek rahatsız olmuş gibi durmuyordu.

Hafifçe gülümseyerek yan kapıyı açıp kendi odama girdim. Hızlıca kıyafetlerimi ayarlayıp duşa girdim.

Duştan çıkınca ayarladığım kıyafetleri giyip, saçımın suyunu havlu ile almaya devam ederek Deniz'in yanına geri döndüm. Yüzü hafifçe buruşmuştu ve kafasının altındaki yastığı sıkıyordu. Dikkatlice yanına girip yastığı ellerinden kurtardım. Yüzü gevşerken sırt üstü yattığı yerden bana doğru döndü. Hafifçe iç çekerek yaklaşıp yüzünü göğsüme sakladı. Kafamda sallanan havluyu yere atıp tamamen uzandım. Deniz'e sarılıp saçlarını okşamaya başladım. Ara sıra olan iç çekişleri dinene kadar da devam ettim.

***

Uzun bir süre sonra sabahın ilk ışıklarını görünce ağrıyan gözlerimi kırpıştırarak Deniz'in huzurlu yüzüne baktım. Bir süre sessizce iç çektiyse de uykusuna devam etmeyi başarmıştı ama ara sıra yeniden iç çekmiş ve korkmuş gibi bana sıkı sıkı sarılmıştı. Bu nedenle gece hiç uyumadan onu sakinleştirmeye çalışmıştım. Daha yeni sakinleşmişti ve yeniden kabus görür mü, bilmiyordum. Ayrıca daha fazla gözlerimi de açık tutamıyordum.

***

Gözlerimi açtığımda yatakta yalnızdım. Telaşla kalkıp etrafa bakındım. En sonunda telaşla odada dolanan gözlerim camın önündeki koltuğunda oturmuş bana bakan adamı buldu. Rahatlamış bir şekilde nefesimi bırakıp hızlıca önüne gittim.

Önüne gelince bacaklarım daha fazla taşıyamadı ve dizlerim üzerine düştüm. Kafamı zayıf bacaklarının üstüne koyup soluklandım. Yeni uyanmış olmama rağmen birden ayağa kalktığım için başım çok fazla dönmüştü. Telaşıma dayanamayıp Deniz'in önüne gelmiştim ama bacaklarım da daha fazla taşıyamamıştı.

Saçlarımın arasında hafif bir dokunuş hissedince derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.

"Saat kaç?" sessizce sordum. Kafama hafifçe iki parmağı ile baskı yaptı. Güneşin hala görünür olmasına bakılırsa saat öğleden sonra iki olmalıydı.

"Kahvaltı yaptın mı?" telaşla kafamı kaldırıp sordum. Gözlerini kapatarak onayladı. Rahatlamış bir şekilde çenemi dizlerine koydum.

"Raif Bey mi yardımcı oldu?" usulca sordum. Konuşurken hareket edip dizine baskı uygulayan çeneme sağ elinin tersini hafifçe sürtüp gözlerini kapatarak onayladı. Hafifçe gülümseyerek elini yakaladım. Üstüne öpücük kondurup ayağa kalktım. Pembeleşen yanaklarıyla beni izliyordu.

"Ben de kahvaltı edip geleyim, olur mu?" yumuşak hareketlerle saçlarını yüzünden çekerken sordum. Gözlerini kapatarak onayladı. Gülümseyerek geri çekilip odadan çıktım. Mutfağa gidip benim için hızlıca bir kahvaltı hazırlamalarını istedim.

Kısa sürede hazırlanan minik kahvaltımı hızlıca yapıp odama gittim. Hızlıca günlük rutinimi halledip üstümü değiştirdim ve Deniz'in yanına geri döndüm. Camdan dışarı bakıyordu ama benim odaya girdiğimi duyunca bakışları bana döndü. Gülümseyerek yanına gidip yere oturdum. Meraklı bakışlarıyla ne yaptığımı izliyordu. Kocaman gülümseyerek kafamı yeniden dizlerine koydum. Burnundan sert bir nefes verip dudağının kenarını hafifçe kıvırdı. Elini yeniden saçlarıma koyup okşadı. Derin bir nefes alıp kıyafetlerinden yükselen kendine has kokusunu soludum. Çok başkaydı. Saçlarının kokusu şampuanından kaynaklandığı için tarif edebiliyordum ama kendi kokusu çok eşsizdi. Öyle muhteşem bir kokusu vardı ki tarif etmek hakaret olurdu.

Deniz'in ne kadar muhteşem biri olduğunu düşünürken yumuşak dokunuşlarına direnemeden yeniden uykuya daldım.

***

Of, kendi yarattığım karakterlerin bana bu kadar muhteşem gelmeleri çok acı.

Cem'in bir şeyler yaptıktan sonra "Deniz'in yanına geri döndüm.", "Deniz'in yanına gittim.", "Deniz'in odasına gittim." demesine bayılıyorum. Dönüp dolaşıp geldiği yer hep Deniz'in yanı.

Of, ağlayacağım. Çok güzeller.
Sizce de öyle değil mi, ya?

Bir de bölümler gittikçe kısalıyorlar ama daha uzun yazamıyorum. Hem böyle kısa daha tadında oluyor. Uzattıkça tadını kaçırıyormuşum gibi hissediyorum. Biliyorum, kırk yılın başında bu kadar kısacık bölümler atmam size haksızlık. Özür diliyorum. Çok bir bahanem yok.

Dilek ve şikayet bölümü.☞

Seviyorum sizi sağlıcakla kalın ❤️❤️

***

Renascence   {BXB}Where stories live. Discover now