RED

Oyunun içine çekilirsin

Bütün gece ona yüzlerce mesaj atan Luhan akşam yemeğinin bittiğinin haberini almış gibi onu aradığında Sehun derin bir nefes alıp, zihnini boşaltmaya çalıştı. Kardeşinin meraklı tavrını bastıracak sözlere sahipti ancak dikkatlice düşününce bu gecenin pek iyi geçmediğinin de farkındaydı. Minik yalanları ona sunmanın daha iyi olduğuna karar vererek çağrıyı yanıtladı.

''Seongwha tek başıma bahçede dolaşmamı istemediği için dışarıya çıkamıyorum. Lütfen ona bir şey söyler misin hyung?''

Mızmızlanmanın karşılığı olarak gülümsedi, kırmızı ışığı görünce yavaşladı ve şerit değiştirdi. Jongin onun solunda durduğunda bakışları otomatik olarak ona kaymış, birkaç saniye boyunca onu izlemişti. 

''Öyle mi Seongwha?'' 

''Sadece bu gece dışarı çıkmamasını söyledim ancak kardeşiniz bunu onun güvenliği için yaptığımı kabul etmiyor. ''

Luhan mızmızlanırken birkaç kez abisine seslenmiş, umutsuzca dışarı çıkmak istediğini yinelemişti. Evet, bu gece dışarı çıkmayıp evde dinlenmesi daha doğru olurdu ancak Luhan neden evden çıkamadığını ve bu gece neden güvenliğinin önemsendiğini daha fazla merak etmeye başlarsa iyi olmazdı. Ama bir yandan da tek başına evin bahçesinde gezmesine de izin veremezdi lider elf. 

''Luhan...'' Seslendiğinde kardeşi tatlı bir şekilde yanıtladı onu. Kırmızı ışık yeşile döndüğünde arabayı sürmeye devam etti hızlıca.Belki de Jongin ile vakit geçirmek için doğru bir zaman değildi şu an ancak onunla yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu hissediyordu. ''Birkaç saat içinde evde olurum, birlikte yürüyüş yapmaya ne dersin?''

''Olur ancak gerçekten birkaç saat içinde eve geleceğine dair söz veriyor musun? '' 

Sehun ne zaman onun canını sıkan bir şey olsa evden uzaklaşarak düşünmeye odaklanırdı. Luhan sayısız kez onunla vakit geçirmek için beklemiş ve ay yerini güneşe bırakırken abisinin verdiği sözü unutarak eve dönmesine şahit olmuştu. Söylenmese bile anladığı bir şey vardı, abisi akşam yemeğinden hemen sonra eve gelmiyorsa bu onun canını sıkan bir şey olduğunu gösteriyordu. 

''Evet, bu kez gerçekten söz veriyorum sana. Seonghwa'yı dert etme ve beni bekle, tamam mı?''

Bu kez verilen sözün tutulmasını umarak yanıt verdi Luhan ve hızlıca çağrıyı sonlandırdı. Yanı başında duran koruyucu elfe 'işte ben kazandım' dercesine ukala bir bakış attıktan sonra koltuğa doğru ilerledi. Bu sabah Sehun'un ördüğü gümüş rengindeki saçları biraz dağılmış görünüyordu, parmakları örgülerine giderken odadaki diğer elfin sesi duyuldu.

''Abinin o lider kurtla iyi geçinmesi senin için sorun değil mi?''

Luhan saçlarını avuçlarının içinde tutarken başını iki yana salladı. ''Onun mutlu olmasını istiyorum bu yüzden bunun kim ile ve nasıl olduğuyla pek ilgilenmiyorum.''

''Peki o kurda güveniyor musun? Sadece abinin aklını karıştırıyor olabilir ya da ona karşı bir plan hazırlamış olabilir. ''  Luhan saçlarını tekrar örmeye başladığında koruyucu elf yardım etmek için ona yaklaştı. ''Mühürlenmemiş kurtlar tehlikelidir Luhan. Hiçbir şeyden korkuları olmaz çünkü karşı tarafın saldıracağı bir açıklıkları yoktur ve her zaman kazanırlar. Geçmişte bir insan mühürlenmemiş bir kurda aşık olmuştu ve o kurttan geriye kalan tek şey kalbinin kırılmış olmasıydı. Elfler hassastır, terk edilmeye ve ihanete alışkın değillerdir. Eğer o kurt bir başkasına mühürlenir ve abini geride bırakırsa bundan mutluluk duyacak mısın?''

Genç elf masum bakışlarını önünde duran Seonghwa'ya sabitledi. Onun ne demek istediğini çok iyi anlamıştı ancak abisinin işine karışamayacağını çok iyi biliyordu. Bu hikayenin sadece abisini ilgilendirmediğini aynı zamanda kendisini de ilgilendirdiğinin farkındaydı. Sonuçta Kyungsoo'da mühürlenmemiş bir kurttu ya da en azından Luhan öyle olduğunu düşünüyordu. Eğer ona yardım etmiş olmasaydı genç kurt ona yakın davranır mıydı merak etmeden duramıyordu. Sürekli olarak düşündüğü kurtta acaba onu düşünüyor muydu bilmek istiyordu. Her daim onun yanında olmak, onu daha iyi tanımak, onunla gerçek bir geleceğe doğru yürümek istiyordu ancak Kyungsoo'da böyle düşünüyor muydu merak ediyordu.