13

4.4K 464 509
                                    

Parti başlayalı neredeyse iki saat olduğu sırada kendimi yorgunca koltuklardan birine bıraktığımda bir saattir salak saçma hareketlerle dans ettiğim Felix'in benim aksime hiç yorulmayıp aynı saçma hareketlerle dans etmeye devam ettiğini görmüştüm.

Bu çocuğun enerjisi nasıl hiç bitmiyordu?

Felix'in bitmeyen enerjisine şaşırmakla meşgul olduğum sırada koltuğa oturmadan önce kenardaki masadan aldığım kokteylden küçük bir yudum alıp telefonumu çıkartmış ve Felix'in birkaç kısa videosunu çekmiştim.

Çektiğim komik videoları daha sonra kendi çıkarlarım için Felix'e karşı kullanmayı aklıma not ettiğim sırada telefonumu tekrar cebime koymuştum. Tam da o an yanımda hissettiğim hareketlilik üzerine kafamı hafifçe o tarafa çevirmiş ve birinin yanıma oturduğunu görmüştüm.

Ama hayır, yanıma oturan sadece biri değildi. Yanıma oturan Hyunjin'in ta kendisiydi.

Neden onca boşluk varken yanıma oturduğunu sorgularcasına ona baktığım sırada garip bir gülümseme eşliğinde ağzını yayarak heyecanlı bir şekilde "Selam!" demesi üzerineyse sarhoş olduğunu anlamam çok uzun sürmemişti.

Bu hali komiğime gittiği için yüzüme küçük bir gülümseme yerleştirmiş ve kokteylimden bir yudum daha almadan önce ona "Selam." diyerek karşılık vermiştim.

Benim kokteylimi içişimi sonuna kadar izleyen Hyunjin bardağımı masaya koyduktan sonra ona döndüğümde önce bakışlarını dudaklarıma değdirmiş ardından da kızaran yanaklarıyla önüne dönmüştü.

Sarhoşken kesinlikle ayık halinden çok daha tatlıydı.

Mesajlaşırkenki halinin yanı sıra onun şu an utangaç oluşu beni tekrar gülümsettiği sırada Hyunjin'in bakışları tekrar bana dönmüş ve kısa bir süre kararsız görünen yüz ifadesiyle bana bakmış ardından da yüzüne tıpkı benimki gibi minik bir gülümseme yerleştirerek oturduğumuz koltukta bana doğru kaymıştı.

Demin aramızda olan mesafenin aksine artık birbirine değen bacaklarınız üzerine neden bana yaklaştığını anlamak istercesine şaşkınca Hyunjin'in gözlerine baktığımda "Hâlâ yüzünü hiç dikkatlice yakından inceleyemedim Jeongin." demiş ve tepkimi ölçercesine bana bakmaya başlamıştı.

Sarhoş ve fazlasıyla tatlı oluşu sebebiyle onu terslemek yerine yüzüme yine bir gülümseme yerleştirmiş ardından da "İncele o halde Hyunjin." demiştim.

Konuşmam üzerine gözleri önce kocaman açılan Hyunjin'in yüzüne çok geçmeden büyükçe bir gülümseme yerleşmiş sonra bir bacağını koltuğa koyarak vücudunu tamamen bana doğru döndürmüştü.

Yüzümü sanki bir sanat eserini incelercesine incelemeye başladığında küçük gülümsemem yüzüme yayılmış ve Hyunjin'in verdiği değişik tepkileri izlemeye başlamıştım.

"Çok güzelsin."

Tatlı olduğunu düşündüğüm Hyunjin ellerini çekingence saçlarıma doğru uzatırken konuştuğunda içimde garip bir his oluşmuş, midemin kasıldığını hissetmiştim.

Hyunjin'in bana güzel olduğumu söylemesi beni neden böylesine mutlu etti şimdi diye düşünmeye başladığım sıradaysa hafif kıvırcıklaştırdığım saçlarımın arasında gezinmeye başlayan ince parmakları hissetmem üzerine donakalmış ve tüm düşüncelerimi bir kenara bırakmıştım.

Hyunjin bir süre ellerini kıvırcık saçlarımda gezdirdikten sonra parmaklarını; kulağımın arkasından aşağıya doğru çene çizgimi takip ederek indirmişti. Tabi bunu fazlasıyla yavaş yaptığı için ben de fazlasıyla çok gerilmiştim.

the feels ↦ hyunin ✔Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα