Bölüm 27: Yardım

751 72 112
                                    

"Zhan-ge...peki ya sen?"

Wang Yibo soruyu yalnızca bir defa dillendirmişti fakat Xiao Zhan sanki birkaç sefer duymuş gibi hissediyordu.

O Yibo'ya dik dik bakarken kafasında çınlayıp duruyordu...yavaşça.

Xiao Zhan vücudunun kendini kapatmaya başladığını hissediyordu, ya da belki çok fazla şey hissetmekten uyuşuyordu. Yibo'nun kollarının içine hapsolmuş ve bakışlarında boğulurken gerçekten de çok fazla şey hissediyordu. Sanki diğer her durumda gayet etkili olan duygu barikatı çökmüş ve adı Wang Yibo olan sele boyun eğmişti. 

Ona gerçeği söylemeli miyim? diye düşündü fakat karnının derinliklerinde yükselen anksiyetesi ona yapmamasını söylüyordu. Yibo'nun hazır olmadığını. Ve de şu anda gerçek olduğunu düşündüğü şeyin, aslında gerçek olmadığını.

Karar veremiyordu.

Şu noktada, Yibo'nun onu sevdiği gerçeği dışında hiçbir şeyden emin değildi. Ayrıca kendisinin de ona aşık oluşu gayet olasıydı fakat şu an ikna olmuş durumda değildi.

Şu anda iç organları parçalara ayrılana kadar güçlü hissedebilmek olağanüstü, harikulade, fevkaledeydi ama aynı zamanda Wang Yibo'yla olan bir ilişkinin duygularının ötesine geçen bir şeyin üzerine kurulması gerektiğini de biliyordu.

Kalbindeki, Yibo'nun onun için hayattaki her şeyden daha değerli olduğu inancından gelmeliydi çünkü Wang Yibo'yu kabul etmek tam olarak bunu tehlikeye atacaktı - hayatındaki diğer her şeyi. 

Tam o anda, etrafında olan Yibo'nun kollarının gevşediğini hissetti.

Bakışları ondan ayrılmış ve saklanmak için aşağı inmeye başlamıştı, fakat Xiao Zhan çoktan o bakışların içinde umut ve heyecanla yer değiştiren şeyleri görmüştü. 

Yibo'nun gözlerindeki bakışlar şimdi acı ve hayal kırıklığıyla doluydu...ve de kargaşa. Xiao Zhan bir kez daha onu bu yola soktuğu için kendine küfretmek istiyordu ama etmedi.

Bu sefer bunu o seçmişti.

Buna ihtiyacı vardı.

Ve sonuç olarak çaresine bakacaktı. 

Yibo ile.

Umut ediyordu.

Yibo'nun yavaş yavaş geri çekilişi üzerine Xiao Zhan, bir kez daha Yibo'nun yanağını okşamak amacıyla otomatik olarak elini kaldırmıştı ama tam o anda yatak odasının kapısından yüksek bir gürültü yükseldi.

Kalbi anında ağzına gelmişti fakat Yibo'dan uzaklaşmamıştı. İçinde verdiği mücadeleye karşın, sanki vücudu, Yibo'nun kollarını, onun eninde sonunda en çok huzur bulduğu yer olarak kayıt altına almıştı. 

"A'Zhan," annesi seslendi. "Karides geldi. Teyzen getirmiş."

Aile kedisinin bahsinin açılması üzerine Xiao Zhan gülümsemekten kendini alamamıştı.

"Tamam," diye cevap verdi. "Şimdi geliyorum."

"Peki Yibo," diye sordu kadın. "Yibo nerede?"

Xiao Zhan'ın bakışları aşağıya inmiş ve bir saniyeliğine nasıl nefes alınacağını unutmuştu.

Sesindeki gerginliği kaçırmak imkansız olsa dahi "O da burada," diye cevap verebilmişti. "Benimle. Şimdi çıkıyoruz."

"Tamam," annesi cevap vermiş ve sonra gitmişti. Annesi gittiğinde sanki planlanmış gibi Xiao Zhan kedinin yatak odasının kapısına sürtündüğünü ve miyavladığını duymuştu, bunun üzerine gülümsemesi daha da büyüdü. Bakışlarını bir kez daha Yibo'ya çevirdi ve öylece kaldı çünkü gözleri hala birazcık olsa da, çoğunu şu anda Xiao Zhan'ın çözemediği keskin bir karanlık tarafından gölgelenmişti. Xiao Zhan'ın sesi konuşurken hayli alçalmış, "Minik Karides bizim aile kedimiz," diye açıklamıştı.

The Winter Wind | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin