Bölüm 9: Kafa Patlatmak

939 111 80
                                    

Xiao Zhan şimdiye kadar buna alışmış olmalıydı.

Sürekli izleyen gözlerin merceğinde olma ve gizliliğin eksikliği, ama ağzının kocaman açılmasını engelleyememişti.

Yibo onun ifadesini hemen fark etmişti. "Ne oldu?" diye sordu, ve Xiao Zhan telefonu onun eline verdi.

O fotoğraflara ve mesajlara bakarken onu izledi, ve sonra gözleri karardı.

Yine de, gösterdiği tüm tepki bu kadardı. Telefonu kenara koymuş ve sanki tüm bunların hepsi onun için hiçbir şey ifade etmiyormuşcasına yemeğine devam etmişti.

"Dikkatli olacağını söylemiştin," dedi Xiao Zhan.

"Gözlerim dışında yüzümün her yeri kapalıydı," Yibo cevap verdi. "Daha ne kadar dikkatli olmamı istiyordun ki?"

Xiao Zhan buna hiçbir şey söyleyemezdi o yüzden iç çekti ve o da yemeğine devam etti.

"Neler yapıyorsun Zhan-ge?" diye sormuş, ve bardağından bir yudum almak için bardağını kaldırmıştı.

"Öyle kendimi meşgul tutuyorum," Xiao Zhan cevap verdi, ve içki boğazından aşağı giderken Yibo'nun adem elmasının alçalıp yükselmesine dikkat kesilmemeye çalıştı. Yibo'nun küçük çıkıntısı çoğu erkekten daha belirgindi ve bu onun iktidarına* ekliyordu da ekliyordu.

"Resim yapıyorum...okuyorum," bakışlarını Yibo'nun hafiften kızarmış boynunda gezdirmiş ve dudaklarında durmuştu.

"Bir şarkı üzerinde çalışıyorum."

Yibo cevap vermedi, ve Xiao Zhan sonunda kafasını kaldırdığında, kalbi şokla yerinden fırlamıştı.

Yibo onu izliyordu, ve bir kez daha yakalanmıştı.

Utangaçça gülümsedi ve bakışlarını kaçırdı.

Yemeklerine devam ederken ikisi de sessizdi ama Xiao Zhan havadaki tansiyonun ne kadar gerilmiş olduğunu hissedebiliyordu. Ciğerleri zar zor çalışıyor, elleri zaman zaman hafifçe titriyordu. Hüsranla, şarap kadehini tutmuş ve bardağı dikmişti.

Yibo'nun vücudundan yayılan sıcaklığı hissedebiliyordu, ya da bu ikisini de cayır cayır yakmaya çalışan kendi vücudunun sıcaklığıydı.

Kafası o kadar karışmıştı ki Yibo'yu davet etmekten pişman olmaya başlamıştı çünkü işler böyle giderse gece bitmeden önce çok haşin bir hata yapacağına dair hiç şüphe yoktu.

"Ben bitirdim," içkisinden sonra söylemiş ve tabağı yarı yarıya dolu olsa da ayağa kalmıştı.

"Ben de," demişti Yibo, ama onun tabağı tamamen bitmişti.

Bu Xiao Zhan'ı gülümsetti. "Sevdin mi gerçekten? Bir tabak daha ister misin?"

"Belki sonra," demiş ve bardağını almıştı. Xiao Zhan boş tabağa uzandı ama Yibo aniden eline vurmuştu.

Yibo ona tabağı zorla bıraktırmıştı. Niye eline vurulduğunu merak ederek "Hey," diye isyan etti. Sert bir bakışla, Yibo sandalyesinden kalkmış ve hem kendisini hem tabağını lavaboya taşımıştı.

"Hem benim için yemek yapmak istiyorsun hem de bulaşıkları yıkayacaksın öyle mi?"

"Sen benim didi'msin," dedi "Ne varmış yani?"

Sevgi sözcüğü üzerine o durmuştu ama Yibo'dan bir tepki gelecek gibi gözükmemişti.

"Zhan-ge didi a ni," Yibo tarafından Chen Qing Ling'in setinde ona söylenmiş sözler kafasında yankılandı.

The Winter Wind | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin