"Yalan söylüyor."diye mırıldandı Oğuz dişleri arasından. 

"Hadi canım."diye mırıldandı Yiğit masanın altından Oğuz'un bacağına tekme savururken. 

"O bana takıntılı bir çocuk."diye mırıldandı Oğuz. "Ben ona iyilik ettim. Kimsesi yoktu ve...Kalacak yere ihtiyacı vardı.Kalacak yer verdim. İyiliğimi suistimal ediyor."

Yiğit hakkında açılacak soruşturmaların dağ gibi birikeceğini biliyordu. Sorgu odasında kaybettiği öfkeler ve soruşturmalarla, sonra  aklanmakla uğraşmak hayli yorucu oluyordu.

Ama memleketinden insan manzaralı dört tarafı şerefsizlerle sarılı olunca soruşturma dosyası bir tane daha fazla oldu diye kimse ona kızamazdı.

Oğlanın çırılçıplak ürkek vücudunu nasıl koltuk örtüsüyle saklamaya çalıştığını düşündü. O gece bir deri bir kemik kalmış cılız bedeninin kolları arasında kar taneleri dolu gecede yığılıp kalışı. Korkudan ve yediği dayaktan nasıl bayıldığı...

Yiğit sıktı dişlerini.

Oğlana dair binlerce çıplak resimle kaplı bodrum katını,oradan oğlana ait kan ve salya izlerinin olduğunu. Oğlanın kıyafetlerinde Oğuz'un spermi olduğunu...Hepsini biliyordu,kendi gözleriyle görmüştü. Üstüne üstelik alınan swap örneklerinden çıkan DNA analizlerinin her biri spermin Evrim'in kendi spermi değil,Oğuz'un spermi olduğunu kanıtlıyordu.

"Varsayalım öyle oldu."diye mırıldandı Yiğit sırıtıp. "SEN ŞEKERCİK BİR AYICIKSIN OROSPU ÇOCUĞU."diye gürledi şimşek gibi sesiyle. "Evine sığınan her oğlanı siker misin? Aç mı bırakırsın böyle?"

"Avukatımı.."

"Avukatını da sikerim seni de."diye mırıldandı Yiğit tırnaklarını ve parmaklarını Oğuz'un yaralı yüzüne geçirip çenesinden sertçe kavrarken. "Bitirdim oğlum seni. Savcılıkta bitirecekler senin işini."

"O çocuk benden para koparmak için iftira ve yalan ifade veriyor."diye mırıldandı Oğuz korkuyla. "Ben bir şey."

"Ben neyden hiç hoşlanmam biliyor musun?"diye ittirdi Yiğit çenesinden. "Senin gibi piçleri dövünce bana soruşturma açılmasından."

Oğuz boş gözlerle bakınmayı sürdürdü. "Mesleğini yakarım,boşkomiser. Görev başındaki memura şiddet uygulayamam demek suçsuz olduğum halde hakaret işiteceğ..."

"Görev dışında olsam seni sağ bırakır mıydım ? Komalık edene kadar döverdim seni."diye mırıldandı masaya yumruk savuran Yiğit. "Ağzını bile açamazdın."

"Ne duymak istiyorsun."diye mırıldandı Oğuz tebessümle. 

"Uyuşturucudan ve alıkoymadan cezan kesinleşti gibi."diye mırıldandı Yiğit sertçe. "Ben o çocuğa neler yaptığını itiraf etmeni bekliyorum."

"Narkotiğin işi mi bu?"dedi Oğuz sırıtıp. "Siz köpeklerle etrafta dolanıp kokain aramaz mıydınız?"

"Ben köpeklerle gezip şerefsiz aramayı seviyorum."diye mırıldandı Yiğit boyun damarları belirginleşirken. "Uyuşturucu ve alıkoyma,vergi kaçırma,zorla alıkoyma,yalan ifade...Daha neler var ama en önemlisi o çocuğa ne yaptın?"

"O mu?"diye mırıldandı Oğuz sinirle Yiğit'i süzüp. "Ne duymak istersin."

"Oynama!"

"Altımda inlettim."diye sırıttı Oğuz. "Benimle yatmak istiyordu,istediğini verdim."

Yiğit'in sinirden gözleri seğirirken sıktı dişlerini kırılacak noktaya gelene dek.

"Benimle kalmak istedi,izin verdim. Çığlık attırdım ve inlettim ama her çiftin yaptığı şeylerden. Zorlama yoktu."diye mırıldandı Oğuz omuz silkip.

"Götünde kıllar ağarmış amına koduğum."diye tısladı Yiğit sinirle. "Liseye giden oğlanın seninle ne işi olur? Nasıl kandırdın çocuğu ? Uyuşturucu verdin mi ,temin ettin mi?"

"Onun.."diye sırıttı Oğuz kendi erkekliğini işaret edip. "Uyuşturucusu buradaydı."

Yiğit dağ gibi biriken soruşturma ve açığa alma dosyalarını umursayamacak kadar delirmişti. Sorgu odasının arkasında camın arkasından izleyen polisleri de biliyordu kayıtta olan kamerayı da.

Lakin bu Oğuz'un erkekliğine bir tekme savurup yüzünü kan gölüne çevirecek yumrukları atmasına engel değildi.

Yiğit sayısız yumruğu Oğuz'un yüzüne indirip kan göletine çevirirken sorgu odasının dışındaki memurlar telaşla geldi ve öfke nöbetlerinden en ağırını geçiren Yiğit'in yumruklarını çekmeye çabaladı.

Yiğit ise durmadı Oğuz acıyla inleyip dayaktan bayılana kadar kendini çekiştirmeye çalışan bir düzine insanı umursamadı.

Evrim'in ürkek bir kuş gibi titreyerek kollarına bayıldığı gecede nasıl ağladığını ve acıdan inlediğini düşündükçe daha da hızlı savurdu yumruklarını.

Ta ki Evrim'i o hale getiren şerefsiz Yiğit'in yumruklarıyla baygın uzanana dek.

Yiğit soğumayan öfkesiyle bir tekme daha savurdu aceleyle sorgu odasından çıkarılırken.

Olmaması gereken bir şeydi lakin olmuştu. Bu mevzuyu şahsileştirmiş,bu dosyayı özel nedenlerle daha da sıkı takibe almıştı kendinde.

Evrim'in baygın bakışları ve titrek hallerini düşündükçe...

"Başkomiserim!"diye adımladı kız hüzünle. "Soruşturma.."

"Ne soruşturmaymış amına koyayım sora sora bitiremediler beni.."diye homurdandı Yiğit ellerindeki kanı silip peçeteyle kurularken.

"Kameraları kapattın mı?"dedi Yiğit tek kaşını havaya kaldırıp.

"E-Evet."dedi yeni yetme oğlanlardan biri. "Avukatımı istiyorum dediği an kapattık."

"Adam oluveriyorsunuz bu gidişle."dedi Yiğit sırıtırken.

"Ama darp raporu alırsa...Şikayetçi olur sizden."dedi kız yutkunup.

"İki gece önce polise karşı gelince zor kullandık müdür bey."diye mırıldandı oğlan ezberlenmiş şekilde kıza dönerken. "Yiğit komiserime zorluk çıkardı. Oradan kalma yaralardır."

"İşte ben gidince başkomiser sensin."dedi Yiğit oğlana bakıp sırıtırken. "Sende komiser olacaksın Cansu."



NadideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin