5. Bölüm

683 60 27
                                    

*CamASMRpls kişisi Ten💚 olarak değiştirildi*

Ten💚:
Saat kaçta geleceksin?

John:
Sen kaç gibi gelmemi istersin?

Ten💚:
Eğer çabucak hallederim dersen ben bi yarım saate hazırlanırım

John:
40-45 dk sonra kapının önündeyim o zaman

Ten💚:
Tamamdır

*Ten💚 çevirmdışı*

*Uygulamadan çıkış yapmak istediğinizden emin misiniz?*

[Evet/Hayır]

-----

"Abi nolursun Johnny hyungu tekrardan tavla. Valla bak mis gibi adam. Kardeşi desen on numara. Jaehyun'la çok iyi anlaşıyorduk, sizin yüzünüzden artık bizde konuşamıyoruz, çok garip oluyor."

Ten dün kardeşine Johnny'nin onu almak için geleceğini söylediğinden beri bu cümleleri tekrar tekrar duyuyordu. En sonunda derin bir nefes verdi ve Yangyang'ın ensesine sertçe vurdu.

"Yangyang yavrum sen mal mısın? Kaç kere dicem oğlum, ben ayrıldım bu adamla, bizden bir kere daha olmaz diye."

"Ya abi ayrılma nedeninizi bile söylemiyorsun. Onu söyle valla salıcam sizi. Yani nedeni mantıklıysa."

Aslında Ten'de bilmiyordu neden ayrıldıklarını, ilişkileri çok rahat toparlanabilecek haldeyken en ufak tartışmaları dahi bir çığ gibi büyümüş ardından ikisinin üstüne yığılmıştı.

"Neden ayrıldığımızı söylersem salar mısın?

"Eğer mantıklıysa..."

"Bu Johnny malı, evden gitmeden önce akşam mesaiye kalacağımı ve anahtarı olmazsa kapıda kalacağını söylemiş olmama rağmen; anahtarını evde unuttuğu için yağmur altında, kapıda tam üç saat beni beklemiş. Ben eve gelince de gelip 'Bana neden neden mesaiye kalacağını söylemedin?' diye bir dünya kızdı. Ben de doğal olarak sinirlendim. Sonraki gün oldu, bu gerizekalı tabii ki hastalandı. Bende ona sinirli olduğum için ilgilenmedim ve Taeyong'u aradım, onunla ilgilenmesi için. Sonra bu olaylar git gide büyüdü, en ufak şeylerden kavga etmeye başladık. Hatırladığım en son tartışma çay kaşığını sesli karıştırdığım için bana kızmasıydı, öyle de 'Biz böyle yapamıyoruz ayrılalım.' dedim ben."

Yangyang olayları indirmek istercesine uzun bir süre abisine baktı.

"Abi... Siz ciddi misiniz? Artık küçük birer çocuk değilsiniz. 3 yıllık bir ilişkiyi böyle boktan bir sebepten bitirdiğinize inanamıyorum."

"Kes be. Sana göre boktan bana göre değil. En azından ben ensest sevmiyorum."

"Sanırım bu laf banaydı abi... Ayrıca sadece merağımdan soruyorum yanlış anlama ama ÜVEY KUZEN ne zamandır ensest oluyor?" demişti odaya girdiği gibi Ten'in dediklerini duyan Xiaojun.

"Sen benim biricik ÖZ KUZENİM Hendery'me aşık olduğun günden beri Dejun."

"Her neyse bu konuyu boşverin de, abi Johnny hyungla barışmadan eve gelme yemin ediyorum seni içeri almam..." diye atlamıştı Yangyang, Xiaojun ve Ten arasındaki tuhaf sohbete.

"Siye sanki sana kaldım."

"Evet."

"Haklısın, evet öyle oldu."

Ten ve Yangyang tartışırken kapı çaldı. Gelen Johnny olmalıydı, ikisi birden kapıyı açmak için hareket etmeyi planlarken Xiojun çoktan kapıyı açmıştı.

"Selam Johnny hyung." demişti Yangyang.

"Merhabalar hepinize."

Johnny, Yangyang ve Xiaojun ile selamlaştıktan sonra Ten'e döndü. Dört aydır onu bir kere bile görmemişti. Kemiklerine kadar özlediğini hissetmişti. Johnny, Ten'in gerçek aşkı olduğunu bilecek kadar emindi ama onu kaçıracak kadar da aptal.

"Gidelim mi Ten?"

Ten, Yangyang'a ve Xiojun'a son bir kez bakıp el salladı ve yandaki bavulunu Johnny'e verip Johnny'nin arabasına bindi. Bavulu bagaja yerleştiren Johnny sürücü koltuğuna geçti ve emniyet kemerini bağladı, ardından Ten'e döndü.

"Ha bu arada bilmen gerek diye düşündüm... Artık Jaehyun da bizimle yaşıyor."

-----




Umarım düz yazı kısmını batırmamışımdır...

Spotify | JohnTenWhere stories live. Discover now