Bölüm 24: Çatırdamak

En başından başla
                                    

Annesi, "Çekil şuradan," demiş ve aceleyle mutfakta koşturmak için sonunda Yibo'yu bırakmıştı. "Sana çabucak yiyecek lezzetli bir şeyler yapacağım, azıcık bekle tamam mı?"

İki çocuk da anında ve aynı anda itiraz etti.

"Gerek yok Ayi."

"Ma, yapmana gerek yok."

Fakat kadın ikisini de dinlememiş, Xiao Zhan'ı iteleyerek ihtiyacı olan sebzeleri yeni aldığı malzemelerin içinden çıkarmaya başlamıştı. 

Xiao Zhan kenara kaydı, annesinin kolaylıkla randımanlı ev hanımı moduna geçişini izlerken eğleniyordu.

İşte tam o anda Yibo'nun varlığını hissetti.

Hala birazcık uzaktaydı, aslında tam olarak mutfak adasının karşı tarafındaydı fakat Xiao Zhan bunun sadece, sürekli kaynamakta olan kanı olduğuna emin olsa bile; yalnızca yarı çap kadar uzaklık dahi vücudunun, Xiao Zhan'ı Yibo'yu neredeyse hissedebildiğine inandıracak kadar kandırması için yeterliydi.

Xiao Zhan kendisinin sakinleşmesini bekliyordu. Yibo'nun bu evdeki varlığının yeniliğinin eskimesini. Öncesinde annesi babası dikkatini dağıttığından bunun gerçekleştiğini düşünmüştü, fakat şimdi bunun etkisi geçtiğinden, Yibo'nun varlığına dair olan farkındalığı bir kez daha fırlamıştı. 

Tam o anda, kapı aniden çaldı ve bir kez daha Xiao Zhan kapıya bakmak için fırlamıştı.Bedeni erimeye başlamasın diye hareket etmesi gerekiyordu.

"Shuhui'dur," Yibo'nun söylediğini duymuş, cevap vermeyi bile düşünmeden arkasını dönmüştü. 

"Doğrudur. Seni buraya o getirdi."

Yibo onaylayarak kafasını aşağı yukarı sallamış ve gözleri buluşmuştu. Xiao Zhan bütün vücudunun aniden durduğunu hissetti. 

Artık ne yaptığını bilmiyordu fakat Yibo yaklaşıyordu ve boğazının düğümlendiği hissetse bile Xiao Zhan gözlerini kaçıramıyordu. 

Yibo, "Ne yapıyorsun?" diye sormuş ve Xiao Zhan donup kaldığını nihayet fark etmişti. Kapı tekrar tıklatılmış, o yüzden Yibo onun etrafından dolanmış ve omzu hafifçe onunkine değmişti.

Sonrasında Xiao Zhan gözlerini kapattı ve derincene bir nefes aldı, sonra geri vermişti.

Topla kendini! Kendini azarlamış ve bu aklını, geçmişte kendine aynı cümleyi söylediği benzer zamana götürmüştü. Yibo akşam yemeğine Shamian'a onun evine gelmişti ve Xiao Zhan onu öpecek kadar ileriye giderek yüz yılın hatasını yapmıştı. Bu hatırlatıcı üzerine, Xiao Zhan gerçekten de korkmaya başladı.

Bugün başka bir hata daha yapacaksın değil mi?

"Xiao Zhan!"

Yibo'nun ani seslenişi üzerine, gözleri açıldı. Fakat, bakışları babasının bakışlarıyla buluşmuş ve bir saniye için bu onu ürkütmüştü. Babası koltuktan sessizce onu izliyordu ve bir şey üzerinde çok fazla düşündüğünü gösteren kırışıklık şu an kaşlarının arasında duruyordu.

Xiao Zhan babasına gülümsemiş ve Yibo'ya dönmüştü. Kesinlikle Shuhui'ydi ve adam hediyelerle gelmişti. 

"Teşekkürler," Yibo'nun adamdan kocaman, ipek sarılı bir kutuyu alırken söylediğini duydu. Yibo sonra kutuyu Xiao Zhan'a vermişti.

"Bu ne?" Xiao Zhan kutuyu almış ve kutunun ağırlığından dolayı biraz eğilmişti. "Ugh, ağırmış bu," diye söylenmiş ve mutfak masasına götürmüştü. Yibo da elinde paketli bir kutu ve başka bir hediye seti içeren bir diğer alışveriş setiyle daha onu takip etmişti. 

The Winter Wind | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin