İz▪️51

716 43 74
                                    

Azer Kurtuluş...

Karşımdaki odanın duvarlarına yavaş yavaş göz gezdirirken ne tepki vereceğimi bilemiyor, az önce boş boş Karaca'nın çalışma odasındaki kitapları incelerken tesadüfen çektiğim kitabın ardından kitaplığın arkasından bir geçit açılmıştı.

Geçit gizli bir odaya açılmış  ve ben yaklaşık iki dakika önce o odaya girmiş ve iki dakikadır öylece odaya bakıyordum.

Çünkü odanın her yerinde ben vardım.

Benim fotoğraflarım, altında Karaca'nın imzası olan çizimler, masanın köşesindeki iki ayaklı askılıkta benim arayıp bulamadığım yaklaşık on parça kıyafetim, askılığın arkasındaki küçük duvara monte edilmiş birkaç rafta Yılmaz Güney'in kitapları, hemen alttaki pufun yanında olan küçük ahşap sehpada benim parfümümden bir kaç şişe vardı.

Ne yapacağımı bilemezken karşımdaki çokta küçük olmayan masaya ilerledim. Üzerinde bir kaç kalemlik dolusu kalem, masanın kenarında siyah bir masa lambası, bir kaç kavanoz üzerinden anladığım kadarıyla Bergamot kokulu mum, bir kaç defter vardı.

Masanın arkasındaki sandalyeye oturup masadaki defterlerden birine bakarken içinde yine benim çizimlerim vardı. Masanın kenarında olan çekmeceyi açtım. İçinde iki defter ve bir kalem vardı. Defterleri çıkartıp önüme koyarken çekmeceyi kapattım.

Açıp açmamak konusunda kararsız kalsam da içimdeki meraka yenik düşüp ilk defteri açtım. Her sayfasında günü gününe yazıldığını belli eden tarih ve bir kaç cümle vardı.

-18 Kasım 2022-

''Kendine zarar ver ama sakın ölme. Çünkü o yaşıyor...''

Rastgele çevirdiğim sayfalarda yazanları okurken gözlerim doluyordu. Okuduğum her kelimedeki her bir harf için içime bir bıçak batıyordu.

-1 Ocak 2023-

''Sadece kendine acı çektir. Acı çekmeyi en çok sen hak ettin.''

Gözümden akan ilk yaş sayfayı ıslattı. Gözlerimi kapatıp ne kadar beklesem bu gördüklerim rüya olurdu?

-3 Ocak 2023-

''Sakın ağlama. Ağlarsan rahatlarsın. Ağlama için daha çok acısın.''

Her çevirdiğim sayfadaki kelimeler teker teker içime batarken yaşlı gözlerimle yazılanları okumaktan başka bir şey yapamıyordum. Kaderimizin neden böyle yazıldığını bilmemek, neden bu kadar çok acý çektiğimizi bilmemek canımı yakıyordu.

Neyin bedelini ödemiştik biz? Neyin bedelini ödemeye devam ediyorduk?

-5 Mayıs 2023-

''Ona uzak olmak, bütün cezaların en büyüğü bana.''

-8 Haziran 2023-

''Öldüğümü biliyorum. Neden hala daha canım acıyor?''

Dayanamayıp kapattığım defteri masaya koyarken ellerimi yüzüme kapattım. Gözyaşlarımın avuçlarımı ıslattığını hissediyordum. Nefes alamıyor, hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Mutluluk haramdı bana. Mutlu olmak, haramdı.

Ve her geçen gün bunu anlamak acı vericiydi.

Gözyaşlarımın kesilmesine sebep olan, telefonun tiz sesi ve ekranda gördüğüm ''Hayatım..'' yazısı ile kendime geldim.

Karaca arıyordu.

Onu tanıdığımdan beri bana hayat olan kadın arıyordu.

*

İZ▪️AZKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin