İz▪️37

834 69 121
                                    

Bölüm erken geldi, nazar değmesin dua edin bakayım ksfnlknnfgvns

Dünki yorumlara haykırdım bu arada fmsşfkşsldşsldşs

Bol bol yorumlarınızı bekliyor olacağım. Bölüm sonu sorularına cevaplarınızı bekliyorum. Benim için çok önemliler.

YORUMLARI ALALIM LÜTFEN VE OYLARI DAA.

Öpüldünüz..

*

*

*

Koşarcasına hızlı adımlarım ezbere bildiğim koridora doğru ilerlerken ne arkamdan gelen Azer ne de yanından geçtiğimiz insanların değişik bakışları umurumdaydı. Telefon kapanınca ne ara üzerimi giyinip Azer ile beraber evden çıktım farkında bile değildim.

Nehir'in odasının önüne gelince kapıyı açıp içeri baktım ama bomboş oda beni karşılayınca tekrar koridora döndüm. İleri deki hemşireye Nehir'in nerede olduğunu soracakken duvarın dibine çökmüş Gediz'i görünce hızla onun yanına koştum.

Nefes nefese kalmıştım koşmaktan ama umurumda değildi. Gediz'in yanına hızla çökerken konuştum. ''Gediz? Nerede Nehir? İyi değil mi?'' diye sordum peş peşe. Gediz'in dolu gözleri gözlerimi bulurken içime ilmek ilmek işleyen korku daha da büyüdü.

''B-Ben..'' duraksadı, doğru kelimeleri seçemeyecek haldeydi. Dolu gözlerimle ona bakarken yutkunamadım. ''B-Bilmiyorum.. B-Baygındı, g-götürdüler onu.''

İçime titrek bir nefes çekerken, her zaman mutlu, pozitif olan Gediz'in bu halde oluşu da çok koymuştu bana. Bu iki yılda birbirimiz vardık sadece. Üç yaralı insan, üç enkaz, üç deprem.

Nehir, Karaca ve Gediz.

Birbirinin arkasını kollayan, dost olan, kardeş olan, sırdaş olan biz vardık birbirimize.

Bir şey diyemez haldeyken Gediz'e sarıldım. Kollarımın arasında titrerken ağlamaya devam etti. Acısını anlıyordum, canının nasıl yandığını biliyordum. Bu bilinmezlik, bu korku, bu endişe çok tanıdıktı bana..

Sırtını sıvazlarken, ''Tamam, ağlama iyi olacak Nehir. O ne kadar inatçı bilmiyor musun sen? Bir hastalığa mı yenilecek?'' dedim zoraki bir gülümsemeyle. Ama bende emin değildim Nehir'in iyileşeceğinden.

Çok kez savaşmıştı Nehir, bu ilk atağı değildi. Ama yorgundu bedeni, ilaçları, ruhsal durumu derken bu savaştan çıkabileceğine emin değildim. Onu kaybedersek ne olurduk bilmiyordum. Ben ne olurdum, Gediz ne olurdu.. Bizi geçtik Can ne olurdu?

Öz babasından yüzü gülmemiş, dünyanın en güzel annesine sahip o çocuk ne olurdu?

Bilmiyordum.

''Çok k-kötüydü Karaca.. S-Seslendim a-açmadı gözlerini..'' dedi Gediz titreyen sesiyle. Gözlerimi sıkıca yumarken iç çektim. ''Geçende aynısı olmuştu, iyileşir yine. Ağlama bak, hisseder Nehir. Zor çok zor biliyorum ama güçlü durmalısın, yoksa ona güç olamazsın.''

Sözlerimin bir faydası olmayacağını biliyordum. Bu çok acıydı ama yapacak bir şeyimiz yoktu. Küçük bir umut vardı ve tek çaremiz o umudun peşinden gitmekti. Minik Can'ımız için, o güçlü kadın için tek çare buydu.

Azer de yanıma çökerken elini Gediz'in omuzuna koydu destek verircesine. ''Gediz yapma böyle kardeşim, senin güçlü olman lazım şimdi. Ağlama, iyi olur Nehir.'' dedi.

''O, ö-ölüyor.. Ben o-ona daha onu s-sevdiğimi s-söyleyemedim.'' dedi Gediz. Yutkunamadım. Nefesim boğazıma düğüm oldu sanki.

Bakışlarım Azer'inkiler ile buluşunca ikimizin gözlerinde de aynı acı, aynı korku vardı.

İZ▪️AZKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin