27; Ruhum Yeniden Nefes Alıyor

Start from the beginning
                                    

Karşımda bana bakan üç insana baktım ve ardından o fotoğraflar aklıma gelir gelmez utanarak bakışlarımı yere çevirdim. ''Tamam, deneyeceğim.''
''Mümkünse yeni bir hat al, numaranı bana at oradan haberleşelim. Arayan, mesaj atan çok olur.''

''Yeoubi, bunu kimin yaptığını bul, lütfen.'' dedim, sesim titremeye başladı. Ağlayacak mıydım? Yeterince utanç içindeyken bir de şimdi ağlayacak mıydım bana bakan gözler karşısında?

''Bulacağım ama sen orada, sevdiğin adamın yanında olmanın keyfini çıkart.''
Gözlerim yavaşça Seokjin'in bana endişeyle bakan gözlerini buldu. ''Tamam, yine haberleşiriz. Kolay gelsin.''

''Selam söyle oradakilere, görüşürüz.'' dedi Yeoubi ve telefonu kapattığımızda bir süre öyle ayakta dikildim. Ortam şimdi daha gergin ve daha gereksiz bir sessizlik içindeydi. Neden bir şeyler sormuyorlardı? En azından başka bir şey hakkında konuşsaydık?

Beni rahatsız edip etmeyecekleri hakkında endişelendiklerini tahmin edebiliyordum aslında.
Boğazımı temizleyip Seokjin'in yanına geri oturdum. ''Neler yapıyorsunuz bakalım?''

Hoseok elindeki kahve bardağını sehpaya bıraktı. ''İş güç, gerçekten pekte farklı bir şey yok hayatımızda.'' dedi ve bana dikkatlice baktı, ''Ama sen anlatmak istersen Taehyung, seni sadece dinleriz. İnan bana.''

Başımı yine utanç duygusuyla birlikte yere eğdim ama Seokjin'in sıcak elleri çenemi kavradığında ve başımı hafifçe kaldırdığında göz göze geldik. ''Başını yere eğecek bir şey yapmadın Taehyung.''
Onun o anlayış dolu, ilgili, buradayım diyen bakışlarını gördüğüm anda yaşlar gözlerimden yanaklarıma hızlıca süzüldü.

Hafifçe burnumu çektim ve ondan güç almak istercesine Seokjin'e biraz daha yaklaştım, elini tuttum.

''Çıkış öncesi kandırıldım. Yani kandırıldığımın farkında değildim, Seul'a yeni gitmiştim, ünlü olmak istiyordum. Ucuza bulduğum bir ajansa kayıt oldum, belli bir miktar ödedim ve ilk önce normal fotoğraflarımı çekti. Boydan, profilden falan.''

Durup birkaç saniye nefeslendim. Devamını anlatmak, bu hataya düştüğümü kabul etmek beni inanılmaz utandırıyordu. Utanç duygusunun bu denli canımı yakacağını hiç düşünmezdim. Seokjin elimi daha sıkı bir şekilde tuttu ve devam edebilmem için bana güç verdi.

''Daha sonra çıplak fotoğraflara ihtiyacı olduğunu söyledi. İlk başta çok garipsedim, kabul etmek istemedim ama ne yaptı ne etti beni buna ikna etti. Bu fotoğrafların belden aşağısını keseceğini söyledi, diğer ajanslar ile anlaşması olduğunu ve bunların yolumu daha çok açabileceğini söyledi. Aslında mantıklı hiçbir yanı yoktu ama oyuncu olmayı, o camianın içinde bulunmayı deli gibi istiyordum. Üstelik küçüktüm, bana yön gösteren kimsem yoktu.''

Yoongi dişlerinin arasından tısladı. ''Şerefsiz pezevenk!''

''Aynen öyle.'' dedim ve devam ettim. ''Hiç rahat olmayarak fotoğrafları çektirdim. İçimde bu konuyla ilgili hep bir sıkıntı vardı ama hep geriye attım, hep iteledim. Bir gün başıma bela olacağını tahmin ediyordum ama ben bu kadar zirvedeyken, bu kadar zorluğa göğüs gerip hayalimi gerçekleştirmişken olmamalıydı.''

Hoseok ıslanan gözlerini sildi, ne kadar zorlanarak ve utanç duyarak anlattığımın farkındaydılar. ''Taehyung, kandırılmışsın bunda hiçbir suçun yok. Güvenmek istemişsin haklı olarak, lütfen kendine yüklenme.''

Yoongi, Hoseok'u kolunun altına aldı ve bacak bacak üzerine attı. ''Peki o şerefsiz nereye kayboldu? Yani o fotoğrafları çekme amacı ne tam olarak?''

Omuz silktim. ''Bir hafta sonra ajans ile görüşmeye gittim ama ortada öyle bir ajans bile yoktu. İşte o zaman kandırıldığımı, dolandırıldığımı anladım. Fotoğraflarımda onunla beraber gitmişti. Amacı belli ki buymuş, dolandırıp çok ünlü olursa salarım ortalığa fotoğrafını diye düşünüyormuş belli ki.''

Flame Of Love | Taejin Where stories live. Discover now