Oflayarak "Tahmin ettim," dedim. "Jongade'ye son zamanlarda izin vermiyorlar ve bu da yetmiyormuş gibi üst üste nöbet yazıyorlar. Bu yüzden agresif zaten sürekli, büyük ihtimal uykusuz kaldığı için de sinirleri bozulmuştur. Çok takma sen."

"Odanıza gizlice girmeye falan çalışmadım." Söylerken sesi titrediğinde koltuktan kalkıp karşısına dikildim. "Elbette biliyorum bunu Baekhyun."

Gülümsemeye çalışarak gözlerime baktı. "Bana mı güveniyorsunuz komutanım?"

Çaresiz haline karşı burukça gülüp kollarını sıvazladım. "Evet baş belası, sana güveniyorum. Güvenmeyeyim mi yoksa?"

"Güvenin komutanım." deyip duraksadı bir süre. "Şey için gelmiştim ben..."

Karşısından çekilip kalçamı masaya yasladım gözlerim hâlâ onun üzerindeyken
"Hm?"

Elini cebine soktu ve her zamanki küçük çikolatalardan uzattı bana. Gülerek aldım ve sonra yemek üzere masamın üzerine koydum.

"Dün silah atışında yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim."

Kollarımı göğsümde bağlayıp başımı hafif sola eğdim, odamın her yerinde dolaşan gözlerine bakıyordum doğrudan. "Sana her iyilik yaptığımda böyle çikolata mı vereceksin bana?"

Sevimli bir şekilde güldükten sonra utangaç bir şekilde konuştu. "Bilmem... Belki..."

"Pekala, pekala... Şimdi de sen benim için bir iyilik yap." derken masamın ön tarafına geçip çekmeceyi açtım. İçindeki mavi dosyayı alıp Baekhyun'a uzattım. "Bunu Yarbay Junmyeon'a götür benim için."

Dosyayı elimden alıp başını saygıyla eğdi. "Emredersiniz."

+++

"Birkaç gün önce söylediğim gibi, bugün büyük bir eğitim var. Bu yüzden sadece ben değil, birçok komutan olacak başınızda. Bazılarınızın eğitimi de bana denk gelecek büyük ihtimalle, tamamen şans işi. Zaten kurayla kendiniz seçeceksiniz." Hepsiyle göz teması kurdum, ellerimi belimde bağlamış bir ileri bir geri yürüyordum. "Yaklaşık bir saat sonra başlayacak. Bu aylık ve yıllık değerlendirmelerden daha önemli. Unutmayın, bunda başarısız olursanız askeriyeye bir daha adım atamazsınız. Askerlik hayatınız başlamadan biter."

Yapılacak olan etkinlik bir nevi güven sınavıydı. Her asker bir kağıt seçecek ve kağıtta yazan komutanın ismini işkencelere rağmen söylemeyecekti. Buradaki amaç, bir askerin düşman eziyetine maruz kaldığında -ölüm pahasına da olsa- ordusunu satıp satmayacağını ölçmekti. Bu deneme, genelde askerleri havuza sokarak yapılırdı. Bugün de öyle olacaktı şüphesiz.

Çocuklara serbest takılmalarını ve bir saat sonra ana binanın önünde bekleyerek onlara gelen emirlere uymalarını söyledim. Ardından kafeteryadan kahve alıp bahçede hemencecik içmiş ve adımlarımı yüzme salonunun olduğu kata yöneltmiştim. Denemede görevli olan Minseok, Namjoon, Yugyeom ve Hanbin de çoktan gelmişti.

Elinde küçük torba tutan Minseok'a baktım. "İsimlerimizi yazdın mı?"

"Yazdım. Zaten beşer beşer alacağımız için pek karışıklık olmaz."

"Aynen öyle." dedikten sonra duvardaki saate baktım. Sınav yaklaşık on beş dakika sonra başlayacaktı. Bu kısa süreyi de görevli komutanlarla sohbet ederek geçirmiştik.

Sınav saati geldiğinde odaya beş asker girdi, onları karışık seçmiş olacaklar ki hiçbirini tanımıyordum. Yani göz aşinalığı illa ki vardı ama isimlerini falan bilmiyordum. Askerler Minseok'un elindeki torbadan birer kart çekti.

Kod Adı: Bela •chanbaek•Onde histórias criam vida. Descubra agora