Tereddütle elini tuttu ve zar zor ayağa kalkıp, tekrar düştüğü sırasına oturdu.

"Tabi ya! Bana bir sapık gibi yaklaşacak kişi senden başka kim olabilirdi ki? Neden şaşırdıysam." Kendi kendine konuşuyormuş gibiydi ama Hyunjin herşeyi duyup bir de üzerine utanmazca sırıtmıştı.

"Korkuttum sanırım, özür dilerim. Sadece ne çizdiğini merak etmiştim." Sesinde mahçubiyet olmasına rağmen ne diye hâlâ sırıtıyordu peki?

"Sorun değil. Ayrıca merak etmeni sağlayacak kadar önemli birşey çizmiyorum zaten, öğretmen gelene kadar zaman öldürmek için birşeyler karalıyordum sadece."

Kendi önündeki kağıdı yanındaki bedenin masasına kaydırdığında, Hyunjin merakla almış ve incelemeye başlamıştı. Bir elmaydı çizdiği. Sadece kırmızı bir boyayla basit bir karalama gibi görünse de renklerin geçişi, gölgelendirme ve daha bir çok ince detay resmin göze hitap etmesini sağlıyordu.

"Bana öyle geliyor ki bu sadece basit bir karalama değil. Aksine her detayı düşünülmüş ama aklındaki kalemden kağıda dökülememiş sadece. Biraz daha özen gösterseydin okulun kapısına asarlardı kesin." Ardından gülmeye başlamıştı Hyunjin. Minho da ona sadece hafif gülümseyerek eşlik ediyordu.

"Hadi ama, o kadar da güzel değil."

"Mükemmel olmayabilir ama ben çok beğendim."

Şaşkındı Minho, elindeki basit resime gözlerinde parıltılarla bakan beden onu her geçen gün daha da şaşırtıyordu.

"İstersen senin olabilir, gerçi ne yapacaksın ki? İstemezsin kesin-"

"Şaka mı yapıyorsun? Çok isterim. Teşekkür ederim."

"Dediğim gibi önemli bir şey değil yine de rica ederim."

Hyunjin, elindeki kağıdı özenle dosyasına yerleştirip, ardından yüzünde gülümsemesiyle çantasına koydu. Sadece on dakikasını alan basit bir elma figürünü hediye ettiği için bu kadar sevindiyse bir de ona özel bir resim çizse ne kadar sevinirdi değil mi? Herhalde yine gözleri tamamen kısılana kadar gülümser ve sayısız teşekkür ederdi bıkmadan.

Ama, Minho neden Hyunjin'e resim çizsindi ki? Ona neydi? Gıcık olduğu birisini mutlu etmek istemezdi. Çok sinir oluyordu Hyunjin'e... değil mi?

Uzun süredir bakışlarının Hyunjin'in üzerinde olduğunu farkedince panikle başını başka yöne çevirdi Minho. Bu doğru değildi... düşünceleri hiç doğru değildi.

Kısa bir sessizliğin ardından resim öğretmeni, Lee Minhyuk içeri girmiş ve elinde tuttuğu büyük tuvaldeki balina resmini sınıfın ortasındaki taburenin üstüne koyup, sabitlemişti. Dünya üzerinde az da olsa belirli bir kısımda olan insanların balina takıntısı vardı. Bu bilindik birşeydi. Resim öğretmeni, Lee Minhyuk da onlardan biriydi işte.

"İlk dersten basit bir şey ile başlayalım dedim. Bu renkli balina tablosunu çizmem sadece üç tenefüs aldı. Merak ediyorum da siz iki ders boyunca bu figürü kabataslak halini çizebilecek misiniz? Hadi bakalım yeteneğinizi ölçme vakti!"

blue neighbourhoodWhere stories live. Discover now