25. Bölüm

110 50 0
                                    

Selaaaamm gençleeerr. Bölümler sınava hazırlandığım için böyle geç geliyo yoksa ben yazmayı seviyorum her gün 1 bölüm atardım zannımca.

Nasılsınız?? İyisinizdir inşallaah. Ben de iyi gibiyim. Müziği dinlerseniz sözlerini çok takmayın biliyorum çok duygusal jsnsoskeodmee (müziği hoş belirtirim)

Fazla uzatmadaağğn  (yıldızı doldurun ama lütfeeğn)

Keyifli okumalarr....

* Tüm bu günahların arasında ruhumu temiz tutabilecek miydim her şeye rağmen, ruhum sandığım kadar temiz kalmış mıydı?*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


* Tüm bu günahların arasında ruhumu temiz tutabilecek miydim her şeye rağmen, ruhum sandığım kadar temiz kalmış mıydı?*


"Önemli olmasa emin ol parmağım kırılsa dahi basmazdım." Dedim alaylı sesimle haz etmediğimi belli ederek.

Arkadan nefes vermeye benzer bir dalga geçme tınısı çıkmıştı.

"Ne oldu öyleyse kıvırcık?"

"Beni güzelce yem ettiğin gün odadan bir kâğıt ve defter çıkmıştı. Sakladım onları ve sayende artık kaçırılma korkusuyla evden adım atamıyorum. Demem o ki önemli olabilirler gitmemiz lazım."

"Söyle yerini. Zeynep'le kız dövüşü yapmasaydınız şuan bu duruma gelmezdik."

Zeynep'le olan durumu bilmesine şaşırmamıştım. Ne olsa haberi olmadan olmuyordu çünkü bu pisliğin. Sıkıntıyla kafamı kaşırken sabır nefesi çekip gerilmemeye çalıştım kendimce.

"Çoktan kaybolmuş olabilir eğer gerçekten mühim kâğıtlarsa yerini ben olmadan bulamazsın ben de gelmeliyim."

"Sen? Asla ne olacağını umursamayacağın bir olay için gelmeyi mi teklif ediyorsun ben mi yanlış anladım?" dedi şüphe belirten sesiyle. Karşımda bir yılan olduğunu kendime sürekli hatırlatsam iyi olurdu.

"Bana Kemal'in senden bile kötü olduğu söylendi. Ona geçmesindense sende olmasını tercih ederim. Kişisel olarak algılama, tüm bunlar umursanamayacak seviyeyi çoktan geçti."

Alay dolu sessiz bir gülme kulaklarıma dolduğunda biraz olsun rahatlamalı mıydım emin değildim. Şeytanla dans ediyordum resmen.

"Peki... Geliyorum."

Ve hat kapandı. Telefonu yatağa fırlatırken bir süredir nefesimi tutmuş gibi rahatça soluklar almaya başladım. Gelecekti ve onunla beraber apartmana gidecektik. Bana şüpheyle sorular soracağından oldukça emindim, her soru ihtimalini düşünerek kafamda cevaplar oluşturmaya başlamıştım. Karan'ın her an ortadan fırlama düşüncesi de aklımın bir köşesinde etmişti. Olaya Rüzgar da dahil olduğu için yalnız olmayacağımızı biliyordum.

Kafamdaki milyon problemle yerimden doğrularak dolaba ilerlemiş kendime dikkat etmeden kıyafet seçmiştim. Düz boru paça ile ince boğazlı kazak geçirerek cama vardığımda artık tek yapmam gereken dudaklarımı gerginlikten yolarak gelmesini beklemekti.

 SERUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin