9. Bölüm

419 300 36
                                    


Oldukça uzun bir bölümle karşınızdayım. Umarım sıkılmazsınız keyifli okumalar canlarım.... Müziği dinleyiiğn haa :)

Ve unutmadan bölümlere koyduğum resimler genelde aklımdaki karaktere benzettiğim kişiler yoksa bölümle kişilerle alakası yok tamamen hayal gücünüze bırakıyorum.

~~

*Kimse bilmiyor taklit olduğunu...Ama ağladığımda gözlerim kuru, gözyaşları kalbimde*

"Kimisi canavar der, kimisi ilaç yüzünden serumlu... Ben süper asker demeyi tercih ediyorum kıvırcık"

Ona bakmamak için indirmiş olduğum başımı tırsarak ona çevirdim. Gözlerime bakmaya devam ediyordu, tek fark artık o karalık gitmiş kendi kahve çekik gözleri gelmişti.

Söylediklerini bir araya getirmeye çalışıyordum. Süper asker, ilaç, serum, bir çeşit deney ürünüler mi yoksa? Allah'ım nasıl bir şeyin içine düşmüştüm böyle?

Tek kelime etmeden öylece bakıyordum. Tir tir titriyordum ama bunun soğukla zerre alakası yoktu adrenalinden dolayımı bilmem, ağrılarım da kendini belli etmeyi bırakmıştı. Boğazım dışında...

Acının gitmesi için zorla yutkunduğumda bakışları gözlerimden yavaşça inmiş dudağıma yol alıyordu, bu bakışların nedeni merak değildi. Arzuyla uzaktan yakından alakası yoktu. Korkumdan besleniyordu ve ben bunu durduracak hiçbir şey yapamıyordum. Kahretsin ki yapamıyorum!

"Nesin? Kimsin? Kim gönderdi? Bunları bir daha sormam beceriksiz casus."

Geri çekilince nefes almaya başladığımı fark ettim. Bu kadar süredir o kadar diken altındaydım ki nefes almayı bile unutmuş olmalıydım. Yanağımda ki ıslaklık rahatsız ederken elimle silip bakışlarımı yukarı kaldırdım.

"Ben casus değilim. Hakkımda bir şeyler biliyorsan bunu da bilirdin." Dediklerim onda şaşkınlık etkisi yaratmış olmalı ki tek kaşını kaldırarak bana baktı.

Beni öldürmeyecekti, eğer isteseydi baştan yapardı öyle değil mi?

"Hakkında her şeyi biliyorum, evet. Bunları ört pas etmek zor bir şey değil kıvırcık. Tekrardan sinirlenmek istemiyorum, anlat."

Bana neden kıvırcık deyip duruyordu? İsmimi bildiği halde,

Cidden şuan buna mı takılacaktım yani? Şaşkınlığı yerini silerek sinire dönüşüyordu gerçekten.

Ona dememe rağmen hala inanmıyordu. Bıkkınlıkla iç çekmeye çalışsam da ağlamamın vermiş olduğu etkiden dolayı sesim titremişti.

"Cidden ben ajan falan değilim. Eğer öyle olsam neden geri ormana dönecektim. Korktuğum için geri gittim bunun farkındasın beni sıkıştırmayı bırak artık."

Kafasında bir şeyler tartmaya başladığı belliydi. O da tıpkı benim gibi iç çekip yüzünü sıvazladı.

"Bizden birini öldürebiliyorsun, yaraların iyileşiyor, güçlüsün. Sen olsan inanır mıydın? Üstelik seni bu hale getiren kişi öldürdüğün kadının kardeşi haberin olsun."

Öldürmek? Ben kimseyi öldürmemiştim, orada bir beden bile yoktu hem. Oldukça şaşırarak hemen konuşmaya girişmiştim.

"Ben kimseyi öldürmedim?" kaşlarım oldukça çatılmıştı.

Tamam, o alana dönmüş olmam bunu oldukça desteklerdi ama cidden kimseyi öldürmemiştim. Bu, o inanmasa bile gerçekti.

Gülmeye başladı. Öyle böyle değil hem de, başını sağa sola sallıyor, kıkırdıyordu. Geldiler galiba.

 SERUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin