SAVCIM (13.BÖLÜM)

Start from the beginning
                                    

"Ama ben senden istiyorum."

Tam ağzına çakmalık.

"İşim var Kamar, belki daha sonra. Başka bir şey yoksa gitmeliyim."

Kamar iç çekip başını olumsuz anlamda salladı. O an gözleri beni bulunca onları dinlediğim anlaşılmasın diye yanlarına ilerleyip çıtımı çıkarmadan arkadan bardak çıkardım ve su doldurarak dikkat çekmemeye çalıştım.

"Hayır bu kadar... Bu arada dün gece için teşekkürler. Srnin dediğin doğruydu iyi ki öyle yaptık."

Yağız hafifçe gülümsedi. "Beni anlayabilmene sevindim."

İçtiğim şu boğazımda kaldı. Öksürük krizine girmiş bir şekilde bir Yağız'a bir Kamar'a baktım.

Bunlar dün gece ne yapmışlardı?

Yağız hızla bana dönüp panikle sırtımı sıvazlarken öksürüğümü durdurdum ve dün gece ne olduğunu anlamaya çalıştım.

Kamar genişçe gülümsedi. Bu hiç içten bir gülüş değildi. "İyi misin Afracım?"

Ağzınla burnunun yerini değiştirince mükemmel olacağım!

"İyiyim Kamarcım, sağ ol."

Kamar sahte bir gülüşle bana karşılık verirken Yağız benim iyi olup olmadığımı kontrol ediyordu.

"Benim bugün halletmem gereken acil bir işim var." Gözlerini Yağız'a çevirdi. "Yağız geçerken beni de bırakır mısın? Buna da itiraz etmezsin artık."

Yağız sesini kesmesi için kabul etti. Yani bence başka bir sebebi olamazdı. Kamar iyiliğe bile layık değildi.

Ben niye bu kızı sevemiyorum ya?

"Tamam, sen geç. Ben geliyorum."

Kamar gülümseyerek yanımızdan ayrılırken gittiğine emin olur olmaz Yağız'ın önüne geçtim.

Gözleriyle beni süzdü ve tepkilerimi izleyip ne yaptığımı anlamaya çalıştı.

Gözlerimi kısıp "Dün gece ben uyuduktan sonra ne oldu?" Diyerek direkt sordum. İşi uzatmak benlik değildi, eğer bir şeyi merak ediyorsam direkt sorardım.

Yağız kaşlarını çatarak beni anlamaya çalıştı. "Uyumuş oldun?"

"Ondan bahsetmiyorum. Kamar yanına mı geldi?"

Yağız gülerek üstüme eğildi. Yüzünü yüzüme yaklastırıp "Evet." Cevabını verdi.

Kaşlarım çatıldı. "Gecenin köründe niye senin yanına geliyormuş?"

"Sen niye geldin?"

Gözlerimi etrafta çevirip "Ben su içicektim, s-sanki bilmiyorsun!" Diyerek kekeleyerek de olsa cevap verdim.

Eğlendiğini belirten ses tonuyla konuştu. "Neden kekeliyorsun Ufaklık?"

Her türlü mimiğimden anlam çıkaran ve sorunun cevabını vermek yerine soruyu soranla ilgilenen bir adamdan cevap almam çok zor olacaktı.

"Kekelemiyorum dilim dolanıyor. Sen niye sorumdan kaçıyorsun? Yanlış bir şey yapmış gibi sorularımdan kaçıyorsun. Yoksa aranızda bir şey mi geçti?"

Yüzündeki ifadeyi bozmadan gözlerini gözlerime çevirdi.  "İki kelime: Sanane Ufaklık?"

Dişlerimi sıkıp sabır çektim. Bu adan benim sabrımla oynuyordu. "Hay ben seni Ufaklığı- tövbe tövbe ne yaparsan yap umrumda bile değil. Git sevgilini çok bekletme."

Arkamı dönüp odama gidecekken kolumdan tutarak beni eski konumuma getirdi. İç çekip öfkeyle ona döndüm. "Hayırdır kardeşim bir şey mi diyecektin?"

SAVCIM (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now