1'

211K 4.4K 5.5K
                                    




Tik ..tak ...tik ...tak
Saatin yelkovanı sınıfın sessizliğinde yankılanırken edebiyat öğretmenimizin kırmızı topuklu çizmelerinden bakışlarımı kaçırdım ve şu lanet cezanın bitmesini bekledim .

Etrafımdakilere bir göz gezdirdiğimde yan sınıfımızdaki Batu'nun sıranın altından sırıtarak mesajlaştığını görünce kaşlarımı çattım . Cezada telefon kullanmak yasaktı ve üstelik hocanın iki sıra arkasında oturuyordu . Rahatlığına şaşırmak elde değildi . Yüzünü dikkatlice incelemeye başladım. Aslında yakışıklı çocuktu sarı saçları mavi gözleriyle okuldaki kızların hayran kaldığı erkeklerden biriydi . Ve kaşının kenarındaki yara da neden cezaya kaldığının göstergesiydi .

"Ne o çok mu etkilendin benden ?" Onu izlediğimi hangi ara farketmişti bu çocuk . Sırıtışı yüzünde yayılırken gözlerimi devirmekle yetindim ve önüme döndüm .

Yaklaşık yarım saat sonra cezam bitmiş ve okulun bahçesine çıkmıştım .Hava epey kararmıştı . Sahi saat kaç olmuştu ?

Ceketimin cebinden telefonumu çıkardım ve saate baktım. 22.30
Bıkkınlıkla ofladığımda okulun çıkışına doğru yürümeye başladım . Ceza için okulu geç saatlere kadar açık bırakan bir okulumuz vardı . Ne kadar güzel !

Yolumu uzatmak istemediğim için bir ara sokağa girdim ve yürümeye başladım . Bir yandan korkmamak için Handeyi ararken bir yandan da adımlarımı hızlandırıyordum .Bu saatlerde etrafta çok fazla serseri vardı ve ben herhangi biriyle karşılaşmak istemiyordum .

"Hadi açsana yaa" kendi kendime Hande'ye söylenirken birden ayağım bir şeye takıldı ve kendimi betonla yapışmış bir biçimde yerde buldum .

Ayağa kalkmaya çalışırken benden biraz uzağa düşen telefonumu aldım ve yüzümü acıyla buruşturdum . Dizim kanamıştı biraz ve yara açık olduğu için yanma hissetmeye başlamıştım .Ayağa kalktığımda yürümeye başlayınca dizimin ağrısı tüm bacağıma yayıldı .Hadi ama alt tarafı küçük bir yaraydı ! Bu kadar canımı yakması saçmalıktan başka bir şey değildi .Telefon aklıma gelince elimdeki ekrana baktım .Teleonun ekranı kırılmıştı ama yinede çalışıyordu .Yürümeye devam edecekken duyduğum sesle olduğum yerde dondum kaldım .

"Şşt güzelim ! " Karanlık sokakta yankılanan bu iğrenç ses , yere atılan bira şişelerinin sesi ve iğrenç erkek kahkahaları yaklaşmaya başladığında korkudan ne yapacağımı bilememiştim .

"Gel hadi biraz eğlenelim !" Bir kaç adım arkamda olduklarından emin olduğumda korkumu bir kenara bırakıp koşmaya başladım . Arkamdan birkaç kişinin koştuğunu daha hissedince adımlarımı olabildiğince hızlandırdım ve bir yandan babamı aramaya çalıştım .Dizimin acısını hissetmemeye çalıştım fakat bu çok zordu , yaranın kanaması artmıştı.

telefon sesli mesaj bölümüne geçince vakit geçmeden nefes nefese konuşmaya çalıştım .

"BABA BİRİLERİ PEŞİM-" telefonum bir kenara fırladığında biri kolumdan çekiştirmeye başladı .

"Neden kaçıyorsun eğlenecektik " suratıma çarpan içki kokusuyla yüzümü buruşturdum ve karşımdaki adamı itmeye başladım . "Yaklaşma !"

Adam elimi itip bir eliyle bacağımı okşadığında bağırmaya başladım . Sırıtarak diğer eliyle ağzımı kapattı ve boynumu kokladı daha sonraysa öpüp...ısırdı . Ağlamaya başladığımda cebimdeki biber gazı aklıma geldi .

Elimi ceketimin cebine koyup babamın verdiği biber gazını gizlice çıkarttım . Adamı iyice kendimden uzaklaştırıp kasıklarına bir tekme attım ve zaman kaybetmeden biber gazının neredeyse hepsini yüzüne sıktım .

ATEŞWhere stories live. Discover now