Red Lights | hyunin

6 : yukarı çıkalım lütfen :)

❗bu bolum cinsel
icerik bulundurur❗

jeongin son kez kendini aynadan incelemişti. Hyunjin'in ona hediye ettiği elbise üzerinde o kadar güzel durmuştu ki kendisini kusursuz bulmuştu. Bacakları gerçekten güzeldi ve kendisini süzmeden edemiyordu.

son olarak hyunjin'in aldığı mücevher kolyeyi taktığında kendisini hazır hissediyordu.

en çok düşündüğü hyunjin'in onu beğenip beğenmemesiydi. Başkasının değil de bu gece onun ilgisini üzerinde hissetmeyi çok istiyordu.

dokunuşları da dahil...

jeongin derin bir iç çektiğinde dudaklarına tatlı hafif bir parlatıcı sürmüştü. Bu sefer gerçekten hazır hissediyordu. Odasının ışığını kapatmış ve evden çıkmışken bu sefer onu hyunjin almayacaktı. Her ne kadar hyunjin onu almakta ısrar etse de jeongin reddetmiş, arkadaşlarıyla geleceğini söylemişti. Hyunjin rahat hissetmesi için onlara bir araba yollatmıştı. Jeongin bu olaya itiraz etmemişti.

jeongin aşağı indiğinde onu bekleyen arabaya ilerlemiş ardından şoför hızla arabadan inip jeongin'e kapıyı açmıştı. Jeongin teşekkür niyetine başını sallamış ardından arka tarafa oturmuştu.

sırasıyla arkadaşlarını almışken dğerleri her zamanki tarzlarıyla gelmişlerdi, "sikeyim jeongin ya senin bacaklar bu kadar pürüzsüz müydü?" yanında oturan minhoya seungmin hafifçe vurmuştu, "utandırmasana be çocuğu." jeongin ikisine gülmüş ve parmaklarıyla oynamaya başlamıştı, "deme öyle minho ya, kendimi değişik hissediyorum."

"yerler bugün seni. arkama saklan ben seni koruyacağım." demişti minho. jeongin gülmüş ve başını minho'nun omzuna koymuştu.

felix biraz sessiz ve gergin hissediyordu. Seungmin bunu hissetmis gibi elini onun eline koyduğunda felix sadece gülümsemişti.

en sonunda evin önüne geldiklerinde hepsi arabadan inmiş, ışıltılı eve doğru bakmışlardı.

"vay amınakoyim ya. Senelerce sürünsem yine bu evi alamam." demişti minho kendi kendine. Onlara doğru koştura koştura gelen yejiyi gördüklerinde, yeji ilk önce felix'e sarılmıştı, "nasılsın?"

"iyiyim, sen?"

"iyiyim..."

yeji jeongin'e döndüğünde onunla da konuşmuş ardından jeongin yeji'yi minho ve seungminle tanıştırmıştı. Üçü de hemen kaynaşmışken, yeji onları içeri doğru götürmüştü.

jeongin tanıdık evden içeri girdiğinde gözleri hyunjin'i aramıştı ama ortalıkta yoktu. Yeji onun bakışlarından hyunjini aradığını anladığında ona doğru yaklaşmıştı, "abim yukarda eski odasındaki birkaç eşyayı yerleştiriyor istersen yanına git. 2.kat sağdaki oda." jeongin kafasımı sallamış ve arkadaşlarına dönüp, "siz kafanıza göre takılın." demişti.

yeji seungmin ve minhonun arasına girmiş, "onlar bana emanet merak etme." deyip göz kırpmıştı.

jeongin gülümseyip merdivenlerden yukarı çıkmaya başladığında yejinin tarif ettiği odanın önüne gelmişti. Derin bir nefes verip kapıyı tıklattığında hiç düşünmeden içeri girip kapıyı kapatmıştı.

hyunjin'in sırtı jeongin'e dönüktü fakat üstünde bir şey yoktu. Sadece pantolonu vardı büyük ihtimal daha yeni giyiniyordu. Hyunjin içeri giren kişiyle arkasını döndüğünde jeonginle gözgöze gelmişti, "sanırım yanlış zamanlama babalık."

hyunjin onu baştan aşağı süzmüş hatta nutku tutulmuş gibi bakıyordu. "babalık sana diyorum." hyunjin kendine geldiğinde hafifçe öksürmüştü, "yabancı değilsin, sadece giyiniyordum."